Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Azerbaycan Türkiye Tarihi Araştırmalar Vakfı (ATAF)
Ermenilerin Türklere karşı uyguladığı katliamları duyurmak ve Ermeni soykırımı iddialarınını yalan olduğunu ispat etmek amacıyla vakıflaşarak dünyada kamuoyu oluşturmaya çalışacak.
ATAF Yönetim Kurulu Başkanı, eski Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek, bölgede yaşayan insanların dedelerinin, babalarının başına gelenleri dünyadan gizlediğini, Ermenilerin ise Türkleri katletmesine rağmen kendilerinin katledildiği yalanını dünyaya kabul ettirmeye çalıştığını söyledi.
Merkezi Azerbaycan'da bulunan ATAF, Ermenilerin 1915 olaylarıyla ilgili dünya kamuoyuna yanlış bilgiler sunmasına karşı vakıf şemsiyesi altında dünyaya doğru bilgi aktarımı yapmak amacıyla ilk mütevelli heyeti toplantısını gerçekleştirdi.
Ankara Shareton Otel'de toplanan ATAF Yönetim Kurulu, ortak görüşünde, Ermenilerin dünyayı kandırdığı, Türklerin ise Ermeni çeteleri tarafından katledilmelerini gizlediğini ortaya koydu.
ATAF Yönetim Kurulu Başkanı ve eski Bakan N. Kemal Zeybek, dünya kamuoyuna ulaşmaya çalıştıklarını ve 1915 olaylarının gerçek yüzünü anlatma çabası içinde olduklarını söyledi. Kendisinin, olayların içinde yaşandığı bölgede yaşayan biri olduğunu belirten Zeybek, yaşadıkları bölgede bulunan Osluk adındaki bir köprüden geçerken dedelerinin dua ettiklerini, ancak hiçbirşey anlatmadıklarını kaydetti. Büyüdüğünde dedesinin Osluk köprüsü yakınlarında kardeşinin Ermeniler tarafından parçalanarak katledildiğini, fakat bunun hiç kimseye söylenmediğini anlattı.
Dedesinin köy muhtarlığı yaptığı dönemde camide erzak dağıtımı yapılacak diye başka bir köye çağrılan insanların camiye kapatılarak Ermeniler tarafından katledildiğini ifade eden Zeybek, Moskova'da bir Rus emniyet yetkilisine bu olayı anlattığında yetkilinin kendisine bu öldürme tarzının Ermeni kültürüne göre yapılan bir cinayet olduğunu belirttiğini söyledi.
Ermenileri en çok katledenlerin Taşnak çeteleri olduğunu kaydeden Zeybek, daha sonra bu katliamların Türk ve Müslümanlara yöneldiğini belirtti. Hocalı katliamının bölgedeki herkes tarafından bilindiğini, fakat bunun da kendi insanlarımız tarafından sanki bir utanç nedeni sayılarak gizlendiğini anlatan Zeykbek, Ermenilerin Türklere yaptığı katliamın Türklerin o millete karşı yapmasının imkansız olduğunu kaydetti.
1915 olaylarının çok uzak bir zamanda yaşanmadığını fakat çok yakın bir dönemde Karabağ'da Hocalı'da insanlığın gözünün önünde bir katliam gerçekleştirildiğini anlatan Zeybek, 'Biz gizledik bunun. Çok ilginçtir bu. Babalarımız, dedelerimiz, amcalarımız bizden gizledi bu olayı. Biz de aynı şekilde dünyadan gizledik, başımıza gelenleri. Sanki bundan utandık. Anlatılmaması gereken birşeymiş gibi. Nasıl oluyor da, içimizden bir takım insanlar çıkıyor da, bizim içimizde yaşayan insanlar cahilce, milyondan bahseden bir takım sözlerle efedim, 'Türklerin Ermenileri öldürdüğünü' söylüyor. Bu nasıl söylenir. Yani, buna nasıl inanıyorlar. Demek ki, biz gerçekleri anlatamamışız. Eğer işin içinde başka birşey yoksa' dedi.
Ermenistan'ın başkenti Erivan'da 1915 olayları yaşandığı yıllarda Türk nüfusunun çoğunluktayken bugün o insanlara ne olduğunu soran Zeybek, 'Bu soruların cevabının araştırılması lazım. Bu soruların cevabının önce Türkiye, Azerbaycan ve sonra da bütün dünyaya anlatılması lazım. Dedelerimize, babalarımıza ne yapıldıysa anlatmamız lazım. Dönüyorlar bize, dedelerimize, babalarımıza, amcalarımıza, analarımıza onlar tarafından yapılanların bizim tarafımızdan yapıldığını kabul ettirmeye çalışıyorlar. En tehlikelisi budur' diye konuştu.
Türkiye ve Azerbaycan'a tuzak kurulduğunu belirten Zeybek, Türklere, Ermenileri katlettiğini söyletmeye çalıştıklarını, bazılarının ise 'söyleyiverelim, ne olacak' dediklerini hatırlattı. Ermeni katliamı iddialarının Türkler tarafından kabul edilmesinin Avrupalıları sevindireceğini dile getiren Zeybek, Türklerin 1592'de İspanya'da katliam tehlikesi olan 800 bin yahudiyi kendi topraklarına getirerek koruduğunu söyledi. Ermeni katliamı iddialarının ortaya atıldığı 1915 yılında Osmanlı Devleti'nde bakanlık düzeyinde bir devlet adamınını ve birçok komutanın yer aldığını aktaran Zeybek, katliam yapmak isteyen bir devletin o milletten birini bu görevlere getirmeyeceğini hatırlatarak iddiaları yalanladı.
Azerbaycan Türk İşadamları Birliği (ATİB) Başkanı Ahmet Erentok da Amerikalı ve Avrupalı avukatlar ve işadamlarıyla yaptıkları görüşmelerde 1915 olaylarının aslını anlatmaya çalıştıklarını, ATAF'ın bunu sivil toplum örgütü faaliyetleri altında organize edeceğini söyledi. Yarın çocuklarımızın sıkıntı ve sorun çekmesini arzu etmeyen herkesin buraya katkı sağlamaya davet eden Erentok, bunun çalışmaların daha sağlıklı yürümesi için büyük katkı sağlayacağını kaydetti.
Azerbaycan Türkiye Parlamentolararası Dostluk Grubu Eşbaşkanı ve Azeri Milletvekili Prof. Dr. Nizami Caferov ise Ermenilerin bilimsel yönden tarihçilerin araştırmalarına dayanarak her türlü yalanı kurduklarını, ideoloji biriktirdiklerini ve özel teknolojiler hazırlayarak yalanı metedolojik şekilde ortaya koyduklarını belirtti. Türklerin bilimsel olarak bu yalanı ortaya çıkarmak için gerçeği araştırmasını isteyen Caferov, 20'den fazla dünya parlamentosunda bilimsel çalışmalara dayanılarak Ermeni Soykırımı iddialarının kabul edilmediğini iddia etti. Bunun bir vicdani kusur olduğunu söyleyen Caferov, dünyanın işinin gücünün Ermeni meselesi olduğunu ortaya koydu. Ermeni hilesinin sadece Ermeni hilesi olarak kalmadığını aktaran Caferov, dünyanın bu yalan üzerine kurulmaya çalışıldığını ileri sürdü.
Azerbaycan Uluslararası İlişkiler Komisyonu üyesi ve Azeri Milletvekili Prof. Dr. Asım Mollazade de Türk milletinin kusurunun kendi içinde konuşmak olduğunu söyleyerek, dünyaya hak ve adaleti anlatamadığımızdan yakındı. Ermenilere karşı onların güçlü olduğu bölgelerde gerçeğin daha çok anlatılmasını isteyen Mollazade, 'Ermenilerin yalan yaydığı bölgelerde, daha güçlü bulunmalıyız. Kalifornia'da, Fransa'da, Rusya'da. Çünkü, 20. asrın en büyük katliamları, Avrupa'nın en büyük hümaniter katliamı bugün Karabağ'da yapılmıştır.
Etnik temizlemeler, çocukların, bayanların öldürülmesini biz dünyaya anlatamamışız.' dedi. Hocalı katliamının da dünyaya anlatılamadığını ifade eden Mollazade, medyayı kullanmamaktan kaynaklanan sorunların Ermenilerin yaptığı katliamların ortaya çıkarılmasını engellediğini iddia etti. 31 Mart 1918'de Bakü'de 30 bin Türk'ün katledildiği bilgisinin tarih kitaplarında yer almadığını da ileri süren Mollazade, dünyada üniversitelerin ve araştırma kuruluşlarının gerçeği ortaya çıkarması için harekete geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu ise parlamentoların aldığı kararlara devletlerin çok fazla müdahale imkanı olmadığını, bu nedenle sivil toplum kuruluşu olarak ATAF'ın bu kararlara karşı dava açabileceğini kaydetti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurma imkanı doğacağını dile getiren Halaçoğlu, Ermeni Soykırım iddialarını kabul eden parlamentoların suçladıkları insanlara savunma hakkı vermeden yargıladığını belirtti. Halaçoğlu, Avrupa'nın bize dikte ettikleri, öğrettikleri kuralları kendilerinin çiğnediğini bildirdi.
ATİB Başkanı Erentok, bir gazetecinin arkalarında siyasi bir güç olup olmadığını sorması üzerine, kendilerinin Azerbaycan ve Türkiye Cumhurbaşkanları'nı ATAF'ın Onursal Başkanı kabul ettiklerini, satır aralarında söylenen sözlerin kendileri için emir olduğunu kabul ederek, siyasi desteğin de bu satır aralarında kendilerine verildiğini belirtti.
Tuesday, 17 June 2008
http://groups.google.com.tr