Azerbaycanı sevenler Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Re
Alan:   Grup:Azerbaycanı sevenler
Tarih: 17.05.2008 22:35
Konu: QARABAĞ BİZİMDİR! ! !

Hüseyin Adıgüzel/Türk Solu

Ermenilerin tarihi
Ermeniler, beşinci-altıncı yüzyıldan itibaren tarihi kaynaklarda yer almış, İran, Suriye ve Anadolu'nun doğu bölgesinde dağınık olarak yaşayan bir halktır (Atamoğlan Memmedli, Ermenilerin Gerçek Tarihi, s. 9, Bakü, 2005) . Tarihleri tamamen efsanelere dayalıdır. Ermeni tarihçisi Karakaşyan; 'Ermenilerin geçmişi hakkında tarih ya da salname sayılabilecek bilgiler yoktur' der (Karakaşyan, İstoriya Vostaçnogo Voprosa, Londra, 1905) Vatan olduğunu iddia ettikleri topraklar hiçbir dönemde onların hakimiyetleri altında olmamıştır.

Ermeni tarihçisi Kapançyan'a göre; 'Ermenilerin ilk vatanı Hayasa olmuştur. Hayasa, bugünkü Fırat, Çoruh ve Aras Nehirlerinin akış istikametindeki toprakları kapsamaktadır. Batıdan doğuya doğru uzunluğu 150-170 km.den çok değildi' (Kapançyan, G. Hayasa, Kolibel Ermeniya, s. 64, Erivan, 1948) . Fakat Heredot, Evdoks gibi tarihçiler Ermenilerin bu topraklara dışarıdan geldiklerini yazarlar. İ. M. Dyakonov; 'Tarihen açıktır ki, Ermeniler Küçük Asya topraklarına dışarıdan, başka bir yerden gelmişlerdi. İÖ yedinci, altıncı yüzyılda eski Ermeni halkı Fırat yaylasına yerleşmiştir' der (İ. M. Dyakonov, Ermenistan Tarihi, s. 209, Moskova, 1968)
Kaynaklar ve belgeler Ermenilerin vatan saydıkları Fırat, Çoruh ve Aras Vadisi'ne, tıpkı Kimmerler gibi, İskitler gibi, Hurriler gibi, Saklar gibi sonradan gelip yerleştiğini yazmaktadır.

Ermeniler tarih boyunca bir iki küçük krallıktan başka bir devlet kuramamışlardır ve genelde bu küçük krallıklar, zamanının güçlü devletlerine bağımlı olarak yaşamışlardır. Kimi zaman Bizans, kimi zaman Selçuklu, kimi zaman Emevi, kimi zaman Abbasiler bu alanların hakimi olmuşlar ve Ermeniler onlara bağımlı olarak yaşamışlardı (Atamoğlan Memmedli, Ermenilerin Gerçek Tarihi, s. 13, Bakü, 2005) .

'Ermeniler, en güzel ve hoş yıllarını Osmanlı İmparatorluğu içinde yaşamışlardır. O kadar ki, isyanların başladığı dönemlerde bile, Osmanlı paşası, Osmanlı milletvekili, Osmanlı bakanı Ermeniler vardı' (Prof. Dr. Cemil Hesenli, Rus-Ermeni-Türkiye İlişkileri: 1915-1921, Bakü, 2002) . Ermeniler için yapılmış en güzel ve gerçekçi tespitlerden biri budur. Çünkü Ermeniler Osmanlı toprakları içerisinde en fazla ilgi gören, kayırılan, korunan bir halk olmuşlar ve Osmanlılar Ermenilere o kadar güvenmişler ki, onlara 'Tebay-ı Sadıka' (sadık teba) adını vermişlerdi. Bu durum, askerlik yapmayan Ermenilerin hızla artmasına, ticaret ve küçük sanayi diyebileceğimiz sanayinin ellerine geçmesine neden olmuş, ellerindeki para ile de çok geniş topraklar alarak zenginleşmişlerdir. Doğu Anadolu'nun birçok yerindeki büyük Ermeni çiftliklerinin çalışanların çoğu Türklerdi. Yani tabi bir milletin fertleri gerçekte efendi konumundaydılar.

Ermeni sorununun ortaya çıkışı
Ermeni sorunu, bizim bazı araştırmacı ve tarihçilerimizin iddia ettiği gibi 1876/1877 Osmanlı Rus Savaşı'ndan sonra ortaya çıkmış bir sorun değildir. Eğer Ermeni sorununu, sadece Anadolu Türklerinin bir sorunu olarak görürsek bu iddiaya hak verebiliriz. Fakat sorun sadece Anadolu Türkleri ile değil, dünya Türklüğü ile, hiç olmazsa Azerbaycan Türkleri ile yakından ilgili olduğu için, başlangıç tarihinin daha gerilere götürülmesi gerektiği düşüncesindeyim. Bu, hem Anadolu Türklerini 1915 saplantısından kurtaracak hem de sorunun tüm Türkleri, bilhassa Anadolu Türkleri ile Azerbaycan Türklerini ilgilendirdiğini ve birlikte bu sorunun üstüne gidilmesi gerektiğini ortaya koyacaktır.

Ermenilerin soykırım iddialarına başladıkları 1948 yılından beri, Anadolu Türkleri 1915 yılına saplanıp kalmışlar, 1915 yılında bir soykırım olmadığını, sadece tehcir (yer değiştirme) yapıldığını iddia etmekten, yani kendilerini savunmaktan başka bir şey yapmamışlardır. Bunun yeterli olmadığı, yirmi beşten fazla ülke parlamentosunun soykırım iddialarını kabul etmesinden açıkça görülmektedir. Bu durumda bir politika değişikliği şart gibi görünmektedir. Savunmadan vazgeçip hücuma geçilmeli, esas soykırım yapanların Ermeniler olduğu kanıtlanmalıdır. Bunun için, sorunun başlangıcını biraz daha geriye götürmek, o tarihten bu yana Azerbaycan Türklerine ve Anadolu Türklerine yapılan zulüm ve işkenceler, toplu katliamlar, sürgünler ve soykırımlar ortaya çıkarılmalıdır.

1915 sorun değil, soykırım değil, iki halkın uzun yıllardan beri sürdürdükleri mücadelesinin dönüm noktası, hesaplaşma tarihidir. Bu tarihte Anadolu Türkleri Ermenilerle hesaplaşmışlar ve ilişkilerin boyutunu tam anlamıyla gerçekçi bir şekilde ortaya koymuşlardır. Bunun adına ne derseniz deyiniz, burada bir hesaplaşma söz konusudur. Bu olay, Ermeni katillerinin masum halkı, silahsız sivil halkı katletmesinin önüne geçilmesidir ve burada yaptıklarının hesaplarını vermeleri söz konusudur. Duruma böyle baktığınız zaman 1915'in öncesinde bir şeyler olduğu sonucuna varırsınız.

alintidir
Kaynak:
http://groups.google.com.tr/group/aydinlik-gelecek-hareketi? hl=tr