Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Prof. Justin McCarthy -ERAREN-
Louisville Üniversitesi Öğretim Görevlisi, tarihçi Prof. Justin McCarthy, dünyada hiçbir konunun Ermeni meselesi kadar çok yanlışlarla dolu olmadığını belirterek, ''Hiç kimse o dönem bir soykırımdan söz edemez. Gerçek şu ki o tarihlerde orada Ermenilerden çok daha fazla sayıda Müslüman ölmüştür'' dedi.
McCarthy, Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikasının (TTSİS) düzenlediği ''Gerçeğin Düşmanları'' konulu konferansta, gerçeği görüp de söylemeyen kişinin gerçek düşmanı olduğunu vurgulayarak, o dönem bilgilerin dünyaya misyonerler, gazeteciler ya da diplomatlar tarafından tek taraflı iletildiğini söyledi.
McCarthy, Ermeni tarihinin büyük bir bölümünün 1894'ten sonra yazıldığını ve 1. Dünya Savaşında bağımsız kaynaklardan geliyormuş gibi görülen bilgilerin hep Ermenilerin ön yargılı misyonerlere sağladığı bilgiler olduğunu ifade etti.
Bu nedenle Ermeni sorununun, ideolojik bir olaydan çok bilimsel bir analiz yapılarak ele alınması gerektiğine işaret eden McCarthy, tarihçinin önce kanıt araması, sonra karar vermesi gerektiğini, oysa ideologların önce karar verdiğini, daha sonra kanıt aradığını anlattı.
McCarthy, bu noktada gerçeğin öğrenilmesi için Osmanlı kayıtlarına bakılması gerektiğine de işaret ederek, bu kayıtların çoğunun devlete aktarılmaya çalışılan gizli iç raporlar olduğunu bildirdi.
-''SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMININ TEMELİ: YALAN, CEHALET''-
O dönemde orada bulunan Fransız, İngiliz diplomatların, Türklerin suçlu olmadığını bildiği halde gerçeği hiçbir zaman açıklamadıklarını dile getiren McCarthy, ''Gerçeği görüp de söylemeyen kişi gerçek düşmanıdır. Hiç kimse o dönem bir soykırımdan söz edemez. Gerçek şu ki o tarihlerde orada Ermenilerden çok daha fazla sayıda Müslüman ölmüştür. Yalanlar, sahtekarlıklar, cehalet ve ön yargılar. Bütün bunlar, bizim sözde Ermeni soykırımı dediğimiz şeyin temelini oluşturuyor'' şeklinde konuştu.
Konuyla ilgili o dönem yazılan haberlerin tarafsızlık ve doğruluğuna ilişkin örnekler veren McCarthy, İstanbul'da Associated Press (AP) için çalışan bir gazetecinin yazdığı bir hikayeyi anımsatarak, şunları kaydetti:
''Bir Türk, Ermeni'ye saldırmış. Ermenin adı Kasımpaşa'ymış. Hiç Kasımpaşa isimli bir Ermeni düşünebiliyor musunuz? Aslında Kasımpaşa'nın bir yer olduğunun bile bilincinde değilmiş bu gazeteci. Ama 'Paşa' kelimesi onun kafasını karıştırmış. Kelimenin bir unvan olduğunu bilmediği için Ermeni bir Paşa ailesinden söz etmeye başlamış birden bire. Yani Paşa unvanını taşıyan herkes akraba ona göre. Amca, dayı, kardeş.