Azerbaycanı sevenler Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Aygün Hasanoğlu
Alan:   Grup:Azerbaycanı sevenler
Tarih: 29.02.2008 19:43
Konu: Ermeni sendromu 6 -Azerbaycanlıların 1918 yılında katliamı

1918 yıl soykırımı

Birinci Cahan Savaşının bıtmesi ile Ermeni askerlerinin cebheni terketmeye başladılar. Yollar ac-yalavac Ermeni askerleri ile dolu idi. ‘Taşnaksütyun’ partisi 1918 yılının mart ayında ordudan dönen Ermenilere muracaat ederek onları Ermeni milletinin manfaatı namine silahlarını vermeden Bakü’ye gelmeğe çağırdı. Hemen Bakü silahlı taşnakların toplandığı kaynar bir merkeze döndü. Ermeni küvvelerinden başka burada çoksaylı silahlı bolşevikler de vardı.
Moskva harbi dairesi Bakü’ye silahlı askerler, 2 uçak, zırhlı araba, 5 bın tüfek ve b. silahların gönderilmesine karar vermişti. Yalnız 1918 yılının Şubat ayında Rusya Sosyal Demokrat Fahle Partisi (RSDFP) tarafından Bakü Sovetine-bolşevikler tarafından Baküde yapılmış, yöneticileri Ermeni ve Ruslardan oluşan kuruma-30 milyon 800 bin Rus parası gönderilmişdi. İşte bu yardım neticesinde az bir zamanda bolşevik-taşnak küvvetlerinden ibaret Kırmızı Sosyalist alayı, Süvari bölüğü, Yüngül batareya gibi harbi, silahlı alaylar kuruldu. Şubat ayında bolşevik-taşnak ordusu Bakü’de harpi yürüş de düzenlemişlerdi.
Be devrde Müslüman Milli Şurasındansa, Ermeni Milli Şurasının faaliyeti daha sistemli ve daha müteşekkil idi. Ermeni kilisesi Ermeni Milli Şurasının silah ambarına dönmüşdü. Buradan talimatlandırılan ve silahlandırılan taşnak silahlı küvvetleri devamlı olarak Azerbaycanlıların evlerine baskın ediyor, evleri talayarak adamları öldürüyorlardı.
Azerbaycan Türklerinin silahlı Ermeniler karşısında savunmasız kalması Müslüman (Türk) ordu Bölüğünün faaliyetini mühkemlendirmeğe ve geliştirmeğe sevk etdi. Fakat Stepan Çaumyan’ın birtaraflı raporunu dinleyen Bakü Soveti taşnaklara karşı duracak tek silahlı küvvenin-Müslüman bölüğünün terksilah edilmesi kararını verdi. ‘Evelina’ gemisinde Lenkaran limanına doğru hareket etmek isteğen 50 (bazi kaynaklarda ise 100) kişilik milli ordu bölüğünün silahlarının alınması savunmasız kalmış Azerbaycan Türklerini kızdırdı, onlar sokaklara çıkarak miting düzenlediler, itirazlarını bildirmeğe mecbur etti. Mitinge çıkmış Türklere Bakü Sovyeti’nin amri ile ateş açılmış, bununla da katliama revac verilmişdi.
1918 yılının mart katliamının başlanması hakkında bir kaç faraziye vardır. Aslinde bu devrde Bakü’de milli küvveleri susturmak, şehiri ele keçirmek için taşnak ve bolşeviklere sadece behane lazım idi. 30 Mart’da gündüz Azerbaycanlı Neriman Nerimanov ve Memmed Emin Resulzade, Ermeni taşnakı ve Bakı Sovetinin rehberi Stepan Şaumyan görüşerek durumu müzakere etmişler. Azerbaycanlıların talebi karşısında Şaumyan silahların müslüman bölüğüne geri verileceğine ve silahlı ermeni ordusunun silahlarının alınacağına söz vermiştir. Fakat onlar ayrılandan iki saat sonra ateş başlanmıştır. Ermeniler Şamahı yolunda tahribat türederek bolşeviklere ateş açmış, bununla da Ermeniler tarafından yönlendirilen Bakü Soveti için baskın etmek firsatı yaratmışlardı. Gece tüm şehir ateşe büründü. ‘Metropol’ otelinin) Şimdiki Nizami adına Edebiyat muzesinin binası) damında taşnakların kurduğu makineli tüfekler ‘İsmailiyye’ binasını) şimdiki Azerbaycan İlimler Akademisi Reyaset Heyetinini binası) ve İçerişehir’i hadefe almışlardı. İçerişehir’in savunmasında mahelle koçularının büyük rolu olmuşdur.
Martın 31’de katliam genişlenerek şehirin tüm mahellerinr keçdi. Yasamal mahellesinde şiddetli savaşlarda Azerbaycan Türklerinin küvveleri taşnakları geri çekilmeğe mecbur etse de taşnaklara elave bolşeviklerin yardıma gelmesi taşnakların üstünlüğüne sebep oldu. A.Mikoyan’ıni Amiryan’ın, Asriyan’ın, Amazasp’ın askerleri şehirde adamları toplum halde katl etmeğe başladılar. Milli küvveler sayca az olduklarına reğmen, mertlikle savaşıyor, taşnak-bolşevik ordusuna karşı dura biliyorlardı. Bunu gören Bakı Soveti Fahle seçilmiş askeri birliğini, Birinci Beynelmilel ordunu, 36’cı Türküstan alayını da savaşa kattı. Tahribata el atarak Hazar Donanmasının heyetine guya İçerişehir’de Azerbaycanlıların Rusları kırması hakkında yalan haber yetiren Ermeniler bu donanmanın da Bakı Soveti tarafından savaşa katılmasını sağladılar. Donanmanız matroslardan ibaret 200 kişilik heyeti de Azerbaycanlılara karşı sokak savaşına çıktı.
Tüm bu ordulara karşı savaşan tek küvvet müslüman bölüğündeki 50 müslüman ve şehirdeki yerli Azerbaycanlılar idi. Nisan ayının 1’de ‘Erdehan’ gemisinden şehirin topa tutulması neticesinde Bakü’nün en güzel binalarından biri olan ‘İsmailiyye’ binası vuruldu ve sonra da Ermeniler tarafından yakıldı.
Bakü’nü Rusya’nın kurtuluşu için asas iktisadi temel olduğunu söyleyen bolşeviklerin lideri V.İ.Lenin Bakı Sovetinin rehberi Stepan Şaumyan’a yazıyordu: ‘Sizin mühkem ve kesin politikanız bizi çok sevindiriyor. Becerip bu politikanı şimdiki çok zor durumun taleb ettiği çok ihtiyatlı bir diplomatiya ile birleştirin, on zaman biz kazanırız! ’
Bolşeviklerin Bakı savaşına rehberlik etmek için kurduğu İngilabi Savunma Komitesi’nın terkibinde birce Azerbaycanlı da yoktu. Komite tamamen Şaumyan’ın elindeydi. Şaumyan sonralar itiraf ediyordu: ‘Biz ele düşen ilk behaneden- atlı grupumuzun üzerine ilk baskın cehtinden istifade ettik ve tüm cephe boyu baskına keçdik. Bizim (yanı terkibinde Ermenilerin çoğunlukda olduğu Bakı Sovetinin.A.H.) iyice silahlanmış 6 bin askerimiz vardı. Aynı zamanda ‘Taşnaksütyun’un 3-4 bin kişilik silahlı milli bölükleri de bizim kontrolumuzda idi. Sonuncuların vatandaş savaşına katılması bu savaşa muayyen derecede milli katliam karakteri verdi. Biz şuurlu halde buna gidiyorduk... Eğer onlar Bakü’nü ele keçirseydiler, şehiri hemen Azerbaycan’ın başkendi ilan edecekdiler... kazanılmış zafer o kadar büyükdür ki, olanları gölgede burakıyor’.
Yapılmış soykırım o kadar dehşetli idi ki, hatta Azerbaycanlı milli küvvetlerine karşı savaşan Türküstan alayının, Hazar Donanmasının, ‘Erdehan’ ve ‘Krasnovodsk’ gemilerinini heyetleri gerçeyi anlayınca dehşete gelerek ateşi durdurmuş, amansız katliamın durdurulmasını taleb etmişlerdi. Harbi gemilerin heyetleri Azerbaycan Türklerinin öldürülmesine son verilmezse, Ermeni mahellerini topdan ateş edeceklerini bildirmişlerdi.
Facianın şahiti olmuş Kulner soyadlı Alman 1925 yılında 1918 yılındakı Mart katliamı hakkında yazıyordu: ‘Ermeniler, müslümanlar mahellelerine sokularak karşılarına çıkan her kesi katl ediyor, kılıcla parçalıyor, nize ile delik-delik ediyor, evleri yakıyor, çocukları yanan evlerin içerisine atıyor, onların diri-diri yanmasını seyrediyolardı. Üç-dört günlük sütemer bebekleri nizelere takıyorlardı. Katliamdan bir kaç gün sonra bir kuyudan çıkarılan 87 müslüman cesedinin kulakları, burunları kesilmiş, karınları yırtılmış, sinsel orkanları kesilmişti. Ermeniler çocuklara acımadıkları gibi, yaşlılara da merhemet etmemişlerdi’.
Bazi kaynaklarda mart soykırımı zamanı Bakü’de 10-12 bin kişinin katl edilmesi kayd edilse de, kaynakların çoğunda 20 binden 30 binedek müslümanın öldürüldüğü yazılıyor. O zamankı ‘Azerbaycan’ gazetesinin yazdığına göre, yalnız ‘Vulkan’ köprüsünün yanında 6748 müslüman meyyiti vardı. Nufusun 400 milyon manatdan artık emlakı talan olunmuşdu.
Küçük çocuklar diri-diri divarlara mıklanıyor, nizelere takılıyor, yaşlılar tendire atılıb yakılıyor, adamların başı kesiliyor, evler yankılıyordu. Kadınlara, kızlara tecavüz edilerek aşağılanıyor, çıplak halde sokaklara çıkarılıyor, gögsleri kesilerek divarlara mıklanıyorlardı. Petrol madenlerinde işlemeğe gelmiş fars fahleleri de müslüman oldukları için aynı tarzda katl ediliyorlardı. 31 Mart’ta başlamış soykırımın çevresi genişlenerek Azerbaycan’ın hep bölgelerine yayıldı. Yalnız S.Lalayev’ın, ve T.Amirov’un rehberlik ettiği silahlı küvvetler tarafından Şamahı şehiri nufusunun çoğu nizeden keçirilmişti. Katliamının ilk günlerinde Şamahı’da 58 köy dağıtılarak yok edilmiş, 7 binden artık Türk katl edilmişdi. IX asrda yapılmış Şamahı Cüme camisi, şehirin diğer tarihi abideleri ve evler talan edilerek yakılmıştı. Öldürülenlerden 955’i çocuklar, 1653’ü ise kadınlar idi. Bu arazide 80 Azerbaycan köyü viran edilmiş, 15 bin nufus didergin olmuşdu.
Guba şehirinde nufus karısında konuşarken bu yerlere nufusu cezalandırmağa gönderildiğini söyleyen Amazasp açık-aşikar ilan ediyordu ki, intikam almak için gelmiştdir ve Şamahı’da olduğu gibi, Hazar denizinden Dağıstan sınırınadek tüm köyleri yerle yeksan etmek amrini almıştır. Guba’da 122 köy dağıtılmış, evler yakılmış, bir kaç gün içinde iki binden artık insan öldürülmüş, kurtulanlarsa dağlara kalkmıştılar.
Bakı Sovetinin ‘Aleksandr jandr’ savaş gemisi Kızılağaç bölgesinden başlamış Lenkaran şehirinedek tüm köyleri top ateşi ile viran etmişti. Stepan Lalayev’in askerleri bu bölgedeki müslümanlara amansızcasına divan tutmuşlardu. Nisan ayında İrevandakı Azerbaycan mahelleleri yakılmış, Zengezurda binlerle Türk öldürülmüşdü. Zengezur ve Göyçe bölgelerinini bazi yerleri tamamen Türklerden temizlenmişti. 1918-1920 yıllarında Karabağ’ın dağlık bölgesinde en azı 150, Zengezur’da 115, İrevan çevresinde 211 Azerbaycanlı köyü dağıtılmış ve talanmışdı. 1918 yılının Nisan ayının 29-da Gümrü yakınlığındakı çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan 3 bin kişilik Azerbaycanlı göçmeni tamamen mahvedilmişdi. Genellikle, Azerbaycanda 50 binden fazla insanın katl edildiği söylense de, son araştırmalar zamanı yalnız Nahçıvan’da 64 binden artık Azerbaycanlı Türkün katledilmesi hakkında deliller ortaya koyulmuşdu. Devamlı soykırım sonuçunda 1920 yılının sonlarında yalnız İrevan bölgesinde Azerbaycanlı Türklerin sayısı 375 binden 70 bine endirilmişdi.
1928 yılında Amerka Birleşik Devletlerinin İndianapolis eyaletindeki ‘Bobbs Meril Komponi’ yayınevinde basılmış Leonard Ramsden Hartvil’lin ‘İnsanlar böyle imişler. 1918-1922-ci yıllar Azerbaycan olayları bir Ermeninin anılarında’ adlı kitabında Azerbaycanlıların soykırımının organizatörlerinden olmuş Ovanes Apresyan isimli Ermeni 1918 yılında başvermiş mart katliamını şöyle anıyor: ‘Top ateşleri ile bir göz kırpımında köy evlerini taş ve toprak kalağına çeviriyorduk. Sağ kalmış Türkler kurtulmak ümidi ile köyden çıkarak kaçmak isterken tüfek ateşleri ve nize darbeleri ile işlerini bitiriyorduk’.
Hatta Apresyan’ın kendisini de ruh hastasına çeviren bu facialar amerikalı agronom L.Hartvil’li dehşete getirmiş, insanlık aleyhine yönelmiş dehşetli cinayetleri kaleme almağa sevk etmiştir. Bu anılarda Apresyan’ın itirafı çok ilginçdir: ‘Bakü’de Ermeniler İnglislerin yardımı ile bu büyük petrol şehirini ele keçirdiler ve şehirin Türk nufusundan 25 bin kişini katl ettiler’.
Bu gibi kitapların Azerbaycana getirilerek başka dillere çevrilip yayılmasına ihtiyaç vardır. Tetkikatçı Vilayet Kuliyevin yazdığına göre, 1918 yılının Mart katliamı ile bağlı İngilisdilli edebiyat çoktur. Maalesef ki, bu edebiyat tam olarak araştırılmamıştır.
Mart soykırımının organizatörü olan bin Ermeninin aşikar edilerek cezalandırılmasında Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’nin (Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti) İç İşler bakanı Behbut Han Cevanşir’in büyük rolu olmuştur. Bu hemen Behbut handır ki, 1905 yılında sonralar 1918 yılındakı müslüman katliamının organizatörü olacak Stepan Şaumyan’ı ölümden kurtarmış, defalarca ona maddi yardım etmişdi. Taşnaklara karşı sert olmakla beraber, hem de katliamdan sonra kurulmuş Milli Barışık Komitesi’nın aktiv üyesi olmuşdur. Nihayet, hemen Behbut han ‘taşnaksütyun’un terörçusu Misak Torlakyan tarfından 1921 yılında İstanbulda katl edilmişdi.
1918 yıl soykırımı Güney Azerbaycanda da eyni vahşetle gerçekleştirilmekdeydi. Tebriz, Hoy, Kum ve diğer şehirlerde bınlerle Azerbaycan Türkü katl edildi ki, onların sayı şimdiye kadar da belli diğil. İrakdakı Türkmenler (Onların çoğu eski zamanlarda Azerbaycandan göçedenlerdir) yaşayan Kerkük bölgesinde de katliamlar yapıldı. Ermeni haydutları savaşmağa meylli olmayan Kerkük Türkmenlerine de aynı zülm verdiler.
1918 yılının 28 Mayıs’ında Azerbaycan Halk Cumhuriyeti kurulandan ve Azerbaycan hükümet Bakü’de yerleşenden sonra soykırımı araştırmak için Fevkalade Komisyon oluşturuldu. Katliamın mikyasını belirlemek için kurulmuş bu komisyon 3500 sayfadan oluşan 36 cilt belgeler toplusu hazırlamış, tanık ifadeleri ile binedek suçlu gözaltına alınmışdı.
Kommunistlerin Azerbaycanı işğal etmesi ile önemli görevlerin Ermeniler ele keçirdiğinden 1918 yılının mart soykırımı gizledildi, gençler bu katliamdan habersiz kaldılar. Aradan 90 yıl keçmesine reğmen, Ermenilerin Azerbaycan topraklarını işğal etmek siyaseti aynı tarzda terör ve katliamla tekrarlanıyor. Mart soykırımının yeterince dünyaya tanıtılmaması bugünkü facialarımıza-Hocalı katliamına, genellikle Dağlık Karabağ ve çevresindeki bölgelerde katliamların yapılmasına ve işğalına, aynı zamanda bu problemin çözümünün uzanmasına neden oldu. Fakat Azerbaycan’ın ve Türkiye’nin maruz kaldığı soykırım ve işğalın XX asrın evvellerinden Ermeniler tarafından silahlı işğal ve terör vasıtası ile gerçekleştirildiği tarihi gerçekliktir ve dünya bunu bilmelidir.