Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Türkiye’de Türklerin soykırımı
Ermenilerin örgütlenmeğe meylleri 1805 yılından başlamıştır. Osmanlı toprakları üzerinde ‘Büyük Ermenistan’ planını gerçekleştirmek amaçı ile Ermeni siyasetçileri her zaman bu ülkeye akis cephede duran tüm küvvetlerden yararlanmağa çalışıyorlardı. Tabii ki, Ermenilere destek veren bu küvvetler de kendi amaçları için Ermenileri kullanıyor, onları alete çeviriyorlardı. Bunun da darbesi her kesden önce fakır Ermenilere tokunuyordu.
1826 yılında Azerbaycan topraklarını işğal etmek için Rusya İran’a savaş ilan etmişdi. Bu savaşda Ermeniler papas Nerses’in çağırışı ile Rusya ordusuna koşulmuşlardı. 1828 yılında ise Ermeniler Rus ordusu ile birleşerek Osmanlı devletine karşı savaşmışlardı. Kars, Beyazit, Erzurum, Bayburt işğal olunmuşdu. Bu arazilerde Ermeniler tarafından dinc nufusa karşı görünmemış vahşilikler yapılmışdı.
Osmanlı imparatorluğunun imzaladığı Edirne anlaşması sonuçunda Ermeniler işğal ettikleri arazilerden çıkmağa mecbur olsalar da bu yerleri terk ederken dağıtılmış, talanmış harabalıklar, yüzlerle başları ve kolları kesilmiş, yakılmış, diri-diri kuyulara gömülmüş, öldürümüş insan cesedleri burakmışlardı.
1855, 1877-1878 yıllarındakı Rus-Osmanlı savaşında Türklere karşı savaşan Ermeniler 1890 yılından başlayarak Doğu Anadoluda, 1894 ylında Sasonda, 1895 yılında Zetunda, 1896 yılında Vanda Osmanlı devletine karşı isyan ettiler. Bunlardan en dehşetlisi Van’da dinc Türklere karşı yapılan katliam idi. Rus ve İngilislerin desteği ile Vanda günden güne artan ve silahlanan Ermeniler buradan Türkleri kovub çıkarmakla beraberi hem de tamamen mahvetmek için amansız katliama başlamışlardı. 400 erkeyin kafasını paslı, küt bıçakla kesmişlerdi. İnsanların yan ve arka taraflarından etini keserek cep yapmış, ellerini kendi etinden olan ceplerine salmışlardı. Yüzlerle insan diri-diri yakılmış, kurşunla katledilmiş, ya da balta ile doğranmışdı.
Birinci Cahan Savaşında yine Rusya tarafında savaşan Ermeniler Kars’da, Van’da, İkdır’da, İzmir’de dehşetli katliamlar yapdılar. Erzincanda tüm kuyular Türklerin cesetleri ile dolmuştu. Muhtalif organları kesilmiş vücutların baş, ayak ve kolları sokaklara atılmışdı. Şahitlerin söylediyine göre, 320 ceset sokaklarda kalmış, 650 insan vahşicesine öldürülerek kuyulara atılmışdı. Kadınlara karşı insanlığa sığmayan tarzda davranılmışdı. Onlara tecavüz edilmiş, aşağılanmış, vücut organları kesilmiş, hamile kadınların karınları yırtılarak henüz doğmamış bebekler çıkarılarak nizelere sancılmıştı. Van’da insanları yandırmış, iki erkeyi haç çeklinde divara mıklamışdılar.
Britanyalı albay A.Roulison Karsda yapılmış Ermeni vahşiliğinden haberdar olandan sonra Tiflis’e vurduğu telgrafda insanlık namine Ermenilere müslüman nufus üzerinde bağımsız rehberlik hukukunun verilmemesini önerimiş ve bunun sebepini Ermeni ordularının hiç bir kanuna tabe olmadıkları için devamlı vahşilikler töretmesi ile asaslandırmıştır.
Türkiyede yaşayan Ermeniler her zaman Rus ordusundakı Ermenilerle elbir olarak Türk ordusuna arkadan darbe endiriyor, yerli nufusu amansızcasına öldürüyorlardı. Bu katliamın dehşetli izi 1990 yılında Türkiye’de aşikar edilen toplum olarak katl edilerek gömülmüş insanların mezarlıklarıdır. O zaman Osmanlı devleti Ermenilerin bu ihanetinin cevapını onların savaş bölgesinden arka bölgeye göçettirilmesi ile vermişdi. Göç zamanı tabii kı, Ermenilerden yollarda ölenler de olmuşdu (Ermeni propagandaçıları hatta soğukdan, ilan çalmasından ölenleri de soykırım kurbanı gibi kaleme veriyorlar)
Ancak bunların sayısı 300 bin olamazdı, zira o zaman bu yerlerde bir milyon yarım kurban kaybedecek kadar Ermeni yoktu. Bu, artık dünyanın bir çok tarihçi tetkikatçıları tarafından-özellikle de amerikalı araştırmaçılar Castin MakKarti (Ermenilerin uydurma soykırım yalanlarını ifşa eden C.MakKarti defalarca onların tahditlerine maruz kalmiş, nihayet işden kovulmuştur) , Samuel Uims (Ermeniler tarafından defalarca ölümle tahdit edilmişdir) tarafından da ispatlanmıştır. Bu gün ise Ermeni diasporası guya 1915 yılında Türkler tarafından 1 milyon yarım, hatta iki milyondan artık Ermeninin katl edildiğini iddia ediyorlar ki, aslinde arşivlerde bunu ispatlayacak asaslı belge yoktur. Ama 1914-1920 yıllar arasında Ermeni silahlıları tarafından Azerbaycan ve Türkiyede, Güney Azerbaycanda 2 milyondan artık Türkün katl edildiğine dair arşivlerde yeterince belgeler vardır.
Bunun karşılığında ise o zaman Türkiye’den 90.000-den fazla silahlı, genelde ise 500.000 Ermeninin Kafkasya’ya göçetmesi Ermeni tarihçisi R.Hovanisyan’ın ‘Ermenistan Cumhuriyeti’ eserinde de gösterilmiştir. O zaman Türkiye’de olan Morgentau soyadlı elçi 750.000 Ermeninin Kafkasya’da faktiki olarak yerleştirildiğini yazmıştır. Bu delil Türkiye’de guya 2 milyon Ermeniye karşı soykırım yapıldığını tamamen yalanlamakla beraber, (sürgün edilmiş Ermenilerin sayına 750.000 de elave edilende interesan bir sorgu ortaya çıkıyor: Acaba, o halde Türkiye’de soykırıma uğrayanlar kimler olmuşlar? !) aynı zamanda bu gün şimdiki Ermenistan arazisinde, Gürcüstan’da, Azerbaycan’da yaşayan Ermenilerin nereden geldiğini ortaya koyuyor. 1828 yılından sonra göçettirilen Ermenilerin sayısını XX. asrın evvellerinde artıran da bu göç olmuştur. Ermeni diasporası tarafından Türkiye’de soykırıma uğradığı iddia edilen hemen Ermeniler aslinde Kafkasya’ya gelmiş ve burada yerleşmişlerdi. Bu sebepden de 1915-1920 yıllarında Kafkasya’da Ermenilerin sayısı keskin suratda artmıştır. Ermeni tebliğatçıları ise günü günden abarttıkları ‘soykırım’ı ellerinde bayrağa çevirmişler. Bu soykırım mitini nasıl uydurdukları hakkında ise sonra konuşacağız.