Azerbaycanı sevenler Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Aygün Hasanoğlu
Alan:   Grup:Azerbaycanı sevenler
Tarih: 29.02.2008 19:33
Konu: Ermeni sendromu

ERMENİLER TARAFINDAN AZERBAYCANLILARA KARŞI YAPILMIŞ
SOYKIRIM

Kafkasya’ya, özelliklede şimdiki Ermenistan arazisine devamlı olarak Ermenilerin yerleştirilmesine ragmen, Azerbaycan Türkleri her zaman bu arazilerde Ermenilerden sayıca üstün bulunmuşlardır. Örneğin 1886 yılında Zengezur bölgesindeki 326 köyden yalnız 81’i Ermeni köyü, Erivan bölgesinde nüfusun % 66’sı Azerbaycan’lı %34’ü ise Ermeni idi. Bu bölgelerde Ermenilerin çoğunlukta olabilmesi için Azerbaycan’lılara karşı soykırım politikası güdülmüş, Rus imparatorluğu tarafından gizlice silahlandırılarak Ermeni askeri birlikleri oluşturulmuştur. Bu silahlı birlikler devamlı olarak Azerbaycan’lılara karşı silahlı eylemler yaparak silahsız insanları öldürüyor ve evlerini talan ediyor ve yakıyorlardı. Rus imparatorluğu Kafkasya’da milli kargaşa yaratmak için gereken her türlü kirli siyasetini kullanarak kaos ortamı yaratmıştı. Rusya’nın Kafkasya’da faaliyet gösteren görevlileri Ermenilerin her türlü taleplerini hoş karşılayarak kısa bir süre içinde Gregoryan kilisesi’nin bölgede güçlenmesine neden vermiş bu sebepten dolayı Gregoryan kilisesi siyasi bir merkez hailen dönüşmüştü.
Bu kargaşanın tarihini, kaynaklarını, neticelerini yansıtma maksatı ile dünyanın örümcek ağı gibi saran Ermeni yalanlarının üzerini açmak için tarihi ve resmi belgelere müracaat ettim. İstiyorum ki, bu deliller her şeyi itiraf etsin, ortaya koyacağım belgeler tüm gerçekleri ortaya çıkarsın. Yıllarca, asırlarca dostluk, komşuluk ve barış adına bu konuları açıklamadığımızdan, Ermeni yalanlarının, terör ve işgalinin kurbanları haline getirilmişiz. Artık bizi hedef seçenlerin kendilerini hedefe çevirilmesinin zamanı gelmiştir.



YAZILANLARDAN

‘XI. Asırdan başlayarak Ermeni toplumunun liderleri, kilise çalışanları ile birlikte gizli toplantılar yaparak birilerini anavatanlarından kovmak Ermenileri onların yerlerine yerleştirmek amaçıyla planlar kurmağa başlatmışlardı. Onların yazdıklarının belli oluyor ki 1562 yılında Sebastiya’da Patriğ Mikayil Sebastasi’nin başkanlığı altında ilk defa gizli toplantı yapmışlardı. Abgar Tokatesi’nin başkanlığında kurulan bir heyeti Papa’nın yanına göndermişlerdi. Bu olaydan 13 yıl sonra Roma’ya Lvov’a ve Venedik’e Patriğ Tadeos kendisi gitmiştir. Ancak bu seferlerden ‘elçi’lerin ümitleri boşa çıkmış ve her yerden elleri boş olarak geri dönmüşlerdi.
…Ermeni toplumu Murat Mehtesi isimli birisini 1666 yılında XIV. Lüdovik’in yanına göndermiştir. Elçi Fransa kralından yardım talep etmiş ve eğer bu yardım talebi kabul bulunursa, Ermenilerin de Osmanlı imparatorluğuna karşı isyan edebileceklerini söylemiştir. Buna karşı, Fransa kralı Ermenilerin bu teklifindeki kirli emelleri görmüş ve bu teklifi kesin bir dille ret etmişdi. Ermenilerin bir kez daha hayal kırıklığına uğramalarına sebep vermiştir.
1867 yılında Avrupa’ya bir kez daha gitmişlerdi. İtalya’ya da 2. kez bir heyet göndermişlerdi. Heyetin başkanı Patriğ Agop Cugasi Gürcistan’a oradan da İstanbul’a kadar gitmiş ve orada ölmüştür. Heyetin diğer üyeleri dağılmışlardı, yalnız İsrayil Ori isimli birisi İtalya’ya ulaşmış, oradan da Fransa’ya ve Almanya’ya gitmiştir. Yalnız Alman imparatoru İohann Vilhelm’le İsrayil Ori’nin konuşması ümit verici geçmiştir. Çünkü Alman imparatoru Ermenileri iyi tanımıyordu ve kirli emellerinden habersizdi. Bu görüşmede imparator Vilhelm Ermenilerden yazılı planlarını talep etmiştir. Ori kendisinden istenilen planı hazırlamak amaçıyla Gürcistan’a dönmüştür.
1699 yılında Ermeni liderleri Patriğ Minas’ı İsrayil Ori ile birlikte Almanya’ya göndermişlerdi.
İsrayil Ori bu kez şimdi ki Türkiye ve Azerbaycan topraklarını ele geçirmek için 36 maddeden oluşan bir planı da Almanya’ya götürmüştür. Bu planı gören Alman imparatoru Ermenilerin hilesini ve amaçını anlayarak onları saraydan kovmuştur.
1699 yılında Ermeniler Rus çarı I. Petro (deli Petro) mektup yazmışlardı. Onlar gerçek niyetlerini gizlemeseler de bu kez daha ihtiyatlı davranarak akıllarından geçen arzuların hepsini önceden belirtmemişlerdi. Mektubun gönderilmesinin üzerinden uzun bir zaman geçmesine rağmen bir cevap gelmediğinden ve Ermenilerin sabrı tükenmiştir. Hatta mektubun I. Petro’ya ulaşıp ulaşmadığı da belli digildi. Bunun üzerine 1701 yılının yazında İsrayil Ori Minas’la beraber I.Petro ile görüşmeğe gitmiştir. Ermeniler orada Avrupa’da çalmadıkları kapı kalmadığı hakkında bir kelime etmeden Alman imparatoruna teklif ettikleri planı daha da geliştirilmiş bir halde Rus çarı’na sunmuşlar. Çar I.Petro bu planı iyice incelemiş ve heyeti dinlemiştr. Ermeni heyeti de yazılı sundukları planın dışında Azerbaycan’ın doğal servetlerle zenginliği, ikliminin benzersizliği, Hazar denizinin savaş yada diğer ticari konularda önem arz eden stratejik durumu hakkında geniş bilgiler vermişler. I.Petro’nun onları dikkatle dinlemesinden cesaret kazanan Ermeniler görüşme anında hatta Rus ordusunun Kafkasya’ya hangi yolla girecegini de söylemekten çekinmemişler.
I.Petro Kafkasya, özellikle de Azerbaycan’la uzun zamandır ilgilenirmiş. Bu sebepten dolayı Ermenilerle çarın düşünceleri birbiri ile aynı paralelde buluşmuştur. Ermenileri küstürmemek için İsveç ile olan savaşı bitirmeden bir başka ülke ile savaşa giremeyeceğini söylemiştir. Bu görüşmeden 2 yılın üzerinde bir zaman geçmiştir ve bu zaman içerisinde İsrayil Ori durmadan bu amaç uğruna aralıksız olarak çalışmaya devam etmiştir. Nihayet, 1703 yılının sonbaharında uydurduğu ‘büyük Ermenistan’ haritasını hazırlarak I.Petro’ ya sunmuştur. Haritada Azerbaycan’ın eski Erivan hanlığı Zengezur ve Karabağ bölgeleri ile Anadolu’nun bir kısmından oluşmaktaymış. I.Petro nihayet bu konudakı iştahını daha fazla gizleyememiş ve Ermenilere bu konuda yardımı kendi üzerine almıştır. İsrayil Ori’ye albay rütbesi vermiş ve Sefeviler devletine gönderilecek heyetin başkanlığına tayin etmiştir. Bir kaç yıl Rus sarayında iyi eğitim alan İsrayil Ori 1707 yılında Rus elçisi olarak Sefeviler devletine gitmiştir. I.Petro’nun desteğini alan İsrayil Ori 1708 yılının ilkbaharın da Şamahı’ya gitmiş, oradan İsfahan’a giderek I.Petro’nun mektubunu şaha sunmuştur, sonra yeniden Şamahı’ya dönmüştür. İsfahan’a giderken ve dönerken yol boyunca karşılaştığı Ermenilerle bağlantılar kurmuş, onları Türklere karşı örgütlemeğe çalışmıştır. 1711 yılında Heşterhan’a gelen Ori burada aniden ölmüştür.
İsrayil Ori’nin ölümünden sonra Ermeniler arasında şaşkınlık baş gösterimiştir. Esas mesela unutuluyor. Liderlik için sert tartışmalar başlamıştır. Bir süre sonra yeniden İsrayil Ori’nin başladığı işi bitirmeye karar vermişler. Bundan sonra tartışmalar azalmış ve tüm güçlerini I.Petro’nun Kafkasya’yı işgal etmesi için kullanmışlar. Bu işe Patriğ Minas öncülük etmiştir ve hatta alban patriğ liderlerinden Hasan Celalyan’ıda bu iş için yanına çekmiştir.
Bu sırada Ermeniler Rusya-İsveç savaşının sona ermesini dört gözle bekliyormuşlar. 21 yıl devam eden savaş bitmiş, 1721 yılının Agustos ayının 30’unda Finlandiya’nın Niştadt şehirinde barış anlaşması imzalanmıştır. Ermeniler vakit kaybetmeden Rusya’nın uzun bir savaş sürecinden yeni çıkmasına rağmen, I.Petro’nun Kafkasya’ya ordu göndermesini sağlamışlar. 1722 yılının yazında Kafkasya’ya saldırı yapılmasına karar verilmiştir.
I.Petro’nun Kafkasya’nın üzerine yürüyüşünün planlaması yapıldığı zaman karar verilmişti ki, Ermeniler de silahlanmalı, Gürcüler de ayaklanmalıydılar.
Yapılan plana göre ‘umumi düşman’ olarak gördükleri tüm Müslümanları yoketmek için Ermeniler ile Gürcüler birleşip Şamahı’ya gelmeliydi ve burada Rus ordusu ile birlikte hareket etmeliydi. 1722 yılının yazında kendi tarafına çektiği Hasan Celalyan ile Gürcü çarı VI.Vaktank Gence’de ve Tiflis’te görüşerek birlikte Şamahı’ya Rus ordusunu karşılamaya gitmeye karar vermişlerdi. Eylül ayının 22’sinde Gence yakınlarında 30.000 Gürcü ve 10.000 alban-Ermeni ordusu görüşerek Şamahı’ya gitmek için çar I.Petro’nun emrini beklemişlerdi. Derbend’e kadar büyük bir iştahla gelen çar I.Petro Osmanlı imparatorluğu ile yeni baştan karşılaşacağından ihtiyatlanarak Şirvan’a girmekten çekinmiştir.
I.Petro’nun Ermenilerle görüşmeleri hakkında Ermeni tarihçisi Q.A.Yezov çok ses getiren ‘Büyük petronun Ermeni halkı ile ilişkileri’ isimli bir kitap da yazmıştır. Bu kitap da Yezov bir çok tarihi gerçekleri tahrip etmekten çekinmese de I.Petro ile Ermenilerin ilişkilerinin maksadını gizlememiştir. Onun yazdığına göre İsrayil Ori I.Petro ile görüştüğünde Ruslar Kafkasya’ya geldiğinde Gence ve Karabağ’ı onlara verecegini vaad etmiştir. Kitabın yazarın bilerek böyle yazmıştı ki Gence ve Karabağ okuyucular tarafından Ermenilerin kendi toprakları gibi algılansın. Kaynaklardan belli oluyor ki, Ermeniler I.Petro dan sonra ki tüm Rus çarları ile yakın ilişkiler kurmuşlardır. 18. asırda hristiyan siyaseti yeniden Anna İohannovna Ermenilere inanmamış, onları sarayına sokmamıştır. II.Katerine ise Ermenilere inanmış ve onlara itibar göstermiştir. Ermenilerin büyük kardeşi I.Nikolay olmuştur. O, 21 mart 1828 tarihli fermanı ile Ermenilerin üzerinden köle adını kaldırmıştır. Bu zamana kadar Ermeniler resmen köle olarak isimlendirilen iki halktan biri olmuştur.
XIX asrın ikinci yarısında Tiflisde ‘Mşak’ isimli Ermeni gazetesinin edütörü olmuş Arsruni adlı bir Ermeni ‘filosofu’ yaşamışdır. 1877 yılında Kutuli adlı bir Fransız gazete yazarı Tiflis’e gelmiş ve Arsruni ile karşılaşmıştır. Ermeni ‘filosofu’ öz uydurmaları, karayakmaları, hülyaları ile Fransız yazarının kafasını doldurmuş, hayasızcasına Kafkasya’nın dede-babadan Ermenilerin olduğunu, hatta Tiflis ve Bakü’nün da Ermeni şehirleri olduğunu söylemiştir. Onu da söylemiştir ki, yakın gelecekde Kafkasya Ermenilerin olacak ve onlar 30 binlik bir çarlık kuracaklar. Kafkasya’da yaşayan 600 bin Ermeninin ne zamansa 30 milyona yeteceğine çok da inanmayan gazeteçi yazar Kutuli Azerbaycanlıların ve Gürcülerın Ermenileştirileceğini ve ermenlerin kölesine çevrileceklerini bir ihtimal gibi işlediği ‘Tetps’ gazetesinin sayfalarında açıklamıştır. Bu idea 1877 yılında Fransa gazetesinde yayınlanmıştır. 1890 yılında Tiflisde Taşnaksütyun partisi kurulanda onun programı Arsruni’nin bu ideaları esasında hazırlanmıştır. Bilke de hemen parti yalnız bu ideaları gerçekleçtirmek için yaratılmıştır.
(İslam Sadık. ‘Ermenilerin I Petro ile görüşmesi’. Bakı, 1993) .