Azerbaycanı sevenler Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Re
Alan:   Grup:Azerbaycanı sevenler
Tarih: 15.10.2007 23:18
Konu: QARABAG BIZIMDIR! ! !

....

Nitekim Osmanlı arşiv belgeleri objektif bir şekilde değerlendirildiğinde,Osmanlı devletinin son elli yılına damgasını vuran Ermeni sorununda dönemin büyük devletlerin desteği ile Ermeni Komitacılarının 1890’lı yıllarda başlattıkları terör olaylarının Birinci Dünya Savaşı içinde silahlı isyana kadar vardığı görülecektir.

Bunun sonucunda Osmanlı hükümeti aldığı kararla sırf askeri ve güvenlik nedeniyle cephe gerisinin emniyeti bakımından gerekli görülen yerlerdeki Ermenileri,savaş alanından uzaklaştırarak güvenlikli bölgelere sevk etme kararı almıştır.

Osmanlı hükümeti sevk ve iskan uygulamasını o günün şartlarında bir kanuna dayandırmış,keyfi bir uygulamaya gitmemiştir. Öncelikle İçişleri Bakanlığı 24 Nisan 1915 tarihinde Ermeni Komite merkezlerini kapatarak,komite ele başlarının tutuklanması için emir vermiş,İstanbul’da 2345 Ermeni komitacı tutuklanmıştır.Ancak olayların giderek tırmanması ve Van olayları üzerine, 27 Mayıs 1915 tarihinde,“Vakt-i Seferde İcraat-ı hükümete karşı gelenler için cihet-i askeriyyece ittihaz olunacak tedbir hakkında kanun”kabul edilerek yürürlüğe konulmuştur.[4]

Bu kanunla askeri yetkililere; asayişi bozan silahlı saldırgan ve direnişçileri,casusluk ve vatana ihanet eden köy ve kasaba halkını tek tek veya toplu halde başka yerlere sevk ve iskan etme yetkisi veriliyordu.Dört maddelik olan bu kanun tamamen devleti ve kamu düzenini korumaya yönelik,şiddete karşı yetki kanunudur.En önemli özelliği ise,kanun metninde herhangi bir etnik veya dini grubun belirtilmemiş olmasıdır.Ayrıca kanunda tehcir kelimesi geçmemekte sadece“diğer mahallere sevk ve iskan”ibaresi kullanılmaktadır.

Diğer taraftan çıkarılan sevk ve iskan kanununun uygulanması,idarecilerin yorum ve kabiliyetlerine bırakılmamış,uygulamada idarecilerin neyi nasıl yapacaklarına dair kararlar alınmıştır.[5]Bu amaçla çıkarılan kanun ve talimatnamelerle sevk ve iskanın nasıl yapılacağı ayrıntılarıyla hükme bağlanmıştır.Buna göre; göçe tabii tutulan ahali,kendilerine tahsis edilen bölgelere rahat bir şekilde,can ve mal emniyetleri sağlanarak nakledilecektir.Yeni evlerine yerleşene kadar iaşeleri göçmenler ödeneğinden karşılanacaktır.Eski mali ve iktisadi durumları göz önünde tutularak kendilerine emlak ve arazi verilecek,muhtaç olanlara hükümetçe mesken inşa edilecek,çiftçi ve zenaat erbabına tohumluk ve alet temin edilecektir.Geride bıraktıkları taşınabilir mal ve kıymetler kendilerine uygun şekilde ulaştırılacaktır.Ermenilerin boşalttıkları şehir ve köylerdeki gayri menkulleri tespit ve kıymetleri takdir edildikten sonra bu köylere yerleştirilecek muhacirlere tevzi edilecektir.Muhacirlerin zeytinlik,dutluk,bağ,dükkan,fabrika,depo gibi gelir getiren yerleri müzayede ile satılacak veya kiraya verilecek ve bedelleri sahiplerine ödenmek üzere mal sandıklarınca emanete kaydedilecektir.

Ayrıca Osmanlı hükümeti göçün düzenli ve güvenli bir şekilde uygulanması ve sevk edilen Ermenilerin can ve mallarının korunması amacıyla mümkün olan önlemleri almak için büyük çaba harcamıştır.Ermenilerin sevki esnasında meydana gelen suistimalleri incelemek üzere,Temyiz Mahkemesi ile Şuray-ı Devlet üyelerinden ve ceza mahkemeleri başkanlarından 15 Eylül 1915 tarihinde soruşturma komisyonları oluşturup Anadolu’ya gönderilmiştir.[6]Hükümet özellikle can ve mal emniyetinin üzerinde önemle durmuş ve gerekli tedbirlerin alınması için devamlı talimatlar vermiştir.[7]Bu konularda suç işleyenler veya ihmali görülenler sıkıyönetim mahkemelerine sevk edilmişlerdir.Suçlu bulunarak mahkemeye verilen 1397 kişi çeşitli cezalara çarptırılmıştır.

Tehcir sırasında İstanbul’dan Dahiliye Nazırı Talat Paşa tarafından taşra yöneticilerine gönderilen talimatlar ve hükümet tarafından alınan kararlar oldukça dikkat çekicidir.Bu talimatlarda,

1-Sevk edilen Ermenilerin canlarının korunması ve iaşelerinin sağlanması,suistimali görülen görevlilerin görevlerinden alınmaları ve Divanı Harbe teslim edilmeleri,

2-Katolik,Protestan ve hasta Ermenilerin sevk edilmemesi,

3-Devlete ihanet etmeyen ve Komitelerle ilişkisi olmayan Ermenilerin sevk edilmemesi,

4-Kimsesiz ve muhtaç Ermenilerin iaşesinin temin edilmesi,

5-Sevk edilen Ermenilerin mallarının muhafaza edilmesi ve geri dönüşlerinde mallarının kendilerine nasıl iade edileceğine dair nizamname (1915) .

6-Ermenilerin sevkleri sırasında iaşelerinin temini ve güvenlikleri için muhacirin tahsisatından para tahsisi yapılması,

7-Kullanılmakta olan emlakın Ermeniler geldikçe boşaltılarak sahiplerine iadesi,

8-Ermenilerin geri dönüşlerinde kolaylık gösterilmesi ve ihtiyaçlarının sağlanması,

9-Gayr-i Müslim çocukların,akrabalarına veya cemaatlerine teslim edilmesi,

10-Ermenilerin geri dönüşlerinde uygulanacak esaslarla ilgili nizamname ve talimatlar konularında binlerce belge bulunmaktadır.

Belgelerden de anlaşılacağı gibi yapılan sevk ve iskan planlı ve siyasi amaçlı değil,askeri ve güvenlik nedeniyledir.Zaten Nisan 1915 yılında başlatılan tehcir,25 Kasım 1915 tarihinde geçici olarak,24 Ekim 1916 tarihinde de tamamen durdurulmuştur. Osmanlı devletinin aldığı kararlara baktığımızda bu tedbiri geçici olarak aldığını görmekteyiz.Katliam yapmak amacında olan bir yönetimin iaşe,can güvenliği,malların muhafazası ve iadesi,ihmali görülen ve suç işleyen görevlilerin görevlerinden alınmaları,cezalandırılmaları vb. konularda bu kadar hassas davranması mümkün müdür?

Ayrıca,Ermeni olaylarının arttığı ve tehcirin yapıldığı dönemlerde dahi Ermenilerden Osmanlı merkezi yönetiminde üst düzey görevlerde bulunan pekçok kişi bulunmaktadır.[8]

Katliam uygulama niyeti ve kararlılığında olan bir devletin merkez yönetiminde bu kadar görevliyi çalıştırması mümkün müdür?

Böyle bir anlayış ve hareket tarzı içinde bulunan bir devletin 1.500.000 Ermeniyi soykırıma tabii tuttuğu gibi bir iddia bilimsel dayanaktan ve tarihi gerçeklerden uzaktır.Zira Osmanlı devletinin resmi nüfus sayımlarında 1.500.000 Ermeninin yaşamadığı bilinmektedir.Nitekim 1893 yılında yapılan nüfus sayımında Osmanlı devletinde 1.101.413,[9]1914 nüfus istatistiklerinde ise 1.161.169 Ermeni yaşamaktadır.[10]1897 yılında Fransız hükümeti tarafından yayınlanan sarı kitapta Osmanlı devletinde yaşayan Ermenilerin miktarı 1.475.000 olarak gösterilmektedir.[11]

...