Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Bir bayramdır Azerbaycan da Nevruz
--------------------
Yazar: Adalet İBADOV
--------------------
Sayı: 9. sayı (Ocak - Mart 2006)
--------------------
Konu: Kültür
--------------------
Nevruz her yılın 21 Mart günü Orta Asya, Kafkasya, İran ve Anadolu gibi geniş bir coğrafyada tarihin eski çağlarından beri kutlanmakta olan geleneksel bir bayramdır. Bayramın tarihi ve kime ait olduğu konusunda farklı görüşler öne sürülse de Nevruz’un eski çağlardan beri Türk halkları tarafından kutlanmakta olan bir bayram olduğu bilinmektedir.
Anlam bakımından da Nevruz bayramına çok farklı anlamlar yüklenilmektedir. Bazı bölgelerde mitolojik bir anlam yüklenen bu bayram; kimi bölgelerde dini bir bayram gibi görülmekte, bir başka coğrafyada ise atalardan günümüze ulaşan geleneksel milli bir bayram olarak kutlanmaktadır. Gerçekte, bu bayramın kutlandığı her yerde sonbahar ve kışla birlikte suskunlaşan, sessizliğe bürünen tabiatın, ilkbaharın gelişi ile birlikte tekrardan bir canlılığa kavuşmasının insanlarda yol açtığı sevinçle ilgili olduğu söylenebilir.
Kelime anlamı olarak Farsça’da yeni gün anlamına gelen Nevruz Sümerler’de yeni yıl bayramı olarak kutlanmakta idi. Bir önceki Mart ayından başlayan günlerin uzaması, aralıktan itibaren kısalarak 21 Martta gece gündüz eşitliğine ulaşılır. Aynı zamanda bu dönemde tabiat tekrardan canlanmakta ve iklim koşulları yeniden ekin ekmeye uygun hale gelmektedir. Eski çağlarda Türkler halkları arasında yıl hesaplaması bu günle başlarmış ve Nevruzun gelişi yıl başı olarak algılanmıştır.
Azerbaycan’da uzun yıllardan beri devam eden nevruz gelenekleri bugün de sürmektedir. Günümüzde, Azerbaycan’da bu bayram 'Nevruz Bayramı' adı ile yeni yıl bayramı anlamında kutlanmakta ve Nevruza Azerbaycan’da yeni yılın başlangıcı olarak bakılmaktadır. Bayramın coşkulu geçmesi için her evde çok önceden hazırlıklar başlar. Evlerde, bahçelerde bayram temizliği yapılır, bayramlık yeni elbiseler alınır, bayram sofrası için çeşit çeşit tatlılar hazırlanır.
Nevruz bayramı genelde 20-21 mart günleri kutlanmakla birlikte bu günlerin öncesindeki dört haftanın çarşambaları da nevruz gelenekleri açısından önemlidir. Bu çarşambalara sırasıyla su çarşambası, od (ateş) çarşambası, rüzgar çarşambası ve yer çarşambası adları verilmiştir. Bu çarşambalarda değişik eğlence ve etkinlikler düzenlenir.
Nevruz bayramı günlerinde, önceden yeşertilen, bayramın simgesi semeni (buğday çimeni) evlerde yerini alır. Tatlılar bayramın vazgeçilmezleri arasındadırlar. Nevruz tatlıları içerisinde en önemlileri şekerbura, baklava ve şeker çöreğidir. Fındık, ceviz, fıstık gibi çeşitli çerezlerden hazırlanmış karışım ve şekerlemeler ev ev dolaşıp bayram tebriği yapan çocuklara ikram edilir. Insanlar nevruzu sadece evlerinde bayram hazırlığı yaparak kutlamıyor, aynı zamanda mahalle, kasaba ve köylerde herkesin katıldığı toplu eğlenceler düzenleyerek, nevruz bayramı geleneklerine özgü oyun ve tiyatro gösterileri yaparak bayramı renklendiriyorlar.
Bayram günlerinde en yaygın, gençlerin ve çocukların çok sevdiği oyunlardan biri kösedir. Gençlerden birine tersi yüzüne kürk giydirilir. Kürk giyenin çevik, hareketli biri olması gerekir. Bu kişinin suratını unlar, başına motal denilen uzunca bir şapka korlar. Boynuna zil takar, elbisesinin altından karnına yastık bağlarlar. Eline bir kepçe verip kapı-kapı gezdirerek oynatır, Nevruz hediyesi toplarlar.
Nevruz eğlenceleri arasında en yaygın olanlardan biri de çocukların yumurta tokuşturma oyunudur. Yumurtası kırılan oyunu kaybeder ve yumurtasını kazanana verirler. Nevruz adetlerinden biri de geceleri kapı dinleme adetidir. Buna göre gençler kulaklarını kapatarak komşunun kapısına yaklaşır ve kulaklarını açar, içeriden gelen sesleri duymaya çalışır. Duydukları ilk kelimelerin güzel kelimeler olması halinde dileklerin gerçekleşeceğine ve yılın iyi geçeğine inanılır.
Azerbaycan’da bağımsızlıktan sonra nevruz kutlamaları yaygınlaşmış ve daha da coşkulu hal almıştır. Uzun yıllardan beri kutlanmakta olan bu bayram Azerbaycan’ın tüm bölgelerinde aynı coşkuya sebep olmakta ve toplumu kaynaştıran bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Aslında, bayramlar toplumda insanları birbirine yaklaştırıcı ve kaynaştırıcı bir görev üstlendikleri için önemlidir. Burada üzülerek ifade etmek gerekir ki, Azerbaycan’da ve Orta Asya’da tam bir milli bayram havasında coşkuyla kutlanan Nevruz Bayramı Türkiye’de bir dönem yanlış algılanmış ve toplumun tüm kesimleri tarafından benimsenmemiştir. Fakat son dönemlerde devletin destek ve teşvikleri sayesinde yavaş yavaş bu bayram tüm Türkiye halkı için bir bayram olma niteliğine kavuşmuştur. Bilinmesi gerekiyor ki, Nevruz, lastik yakarak çevreye kirli kokular ve dumanlar yayma günü değildir. Nevruz bazı marjinal kitlelerin devleti protesto etmek amacıyla kamu malına ve insanlara zarar verme, etrafı yakıp yıkma, çevreye zarar verme günü de değildir. Tam tersine Nevruz, insanlar arasında sevginin, barışın ve hoşgörünün hakim olduğu, küskünlüklerin ve dargınlıkların ortadan kalktığı, toplumda bayram sevincinin coşkuyla yaşandığı bir gündür. Ayrıca, ilkbaharın gelişiyle tabiat güzelliklerini anlamada, bizlere bir fırsatın daha sunulduğunu görmezden gelemeyiz. Bu güzelliklere, tabiata ve çevremize daha özenli ve saygılı davranmamız gerektiğini Nevruz günü bir kez daha düşünelim. Anlamını tabiatın kendisinden alan bu bayramı, tabiata ve çevremize zararlı bir duruma dönüştürmek elbette insanlığın zararına olacaktır.
Geçmişte olduğu gibi, gelecekte de Nevruz’un dostluğa, kardeşliğe ve barışa vesile olan bir bayram olarak kutlanması dileğiyle.