Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Ben zulmün böylesini bilmezdim
Şimdi fırtına içinde kayıplardayım
Daha tufan olacak bu fırtına belli
Ben aşk demiştim oysa
Zulümden öte yanmayı sevmiştim
Şimdi solmayan isyanlardayım
En derin kör kuyularda eriyorum
Gökyüzüne karanlıklar içinde bakıyorum
Kederler içinde gül kokusundan mahrumum
Her şeyden önce kendi sonumu görmüşüm
Kör kuyuların paslı kalbi ışık almıyor
Nefesim kesiliyor hançerleniyorum en derininden
Ben kendim ışık olmak istemiştim oysa her karanlığa
Kör kuyulara ışık saçmak isterken ışığımı kaybetmişim
Şimdi dışar da bahar mıdır kış mıdır bilmem
Bilsem de faydası olmaz zaten eriyorum çünkü
Yani bana hep olan kıştır baharım gelmez
Eriyorum yazık değil midir bana
Ben ne yaptım da bunları hak ettim
Hak tabip sevdi demi bana bu illeti musallat etti
Yoksa bilmediğim büyük bir günahım mı var
Her ne olursa olsun sonum böyle olmamalıydı
Bende yaşaya bilmeliydim bende erimeden ölebilmeliydim
Şimdi ruhumu kaplayan gönlüme düşen isyandır
Dilimde ki küfürleri uçurumlara itemiyorum
Nefsim başkaldırmış illa ki cehenneme düşeceğim
Ama ben bu illete düşmeden önce iyiydim
Yani cennete uzak değildim bu illete düşmeden önce
Şimdi ise cennetim solmuş güllerim diken olmuş
İsyanım yüzünden aldığım nefesten utanıyorum
Utanıyorum da isyana düşünce yine harap oluyorum
Rabbime çok kez dua ettim al bunu canı diye
Ya da tez vakitte bu derdin dermanını gönder beni kurtar diye
Ama yok bu zulüm girdabından çıkışıma bir yol bulamadım
İrademe yüreğime aklıma sahip çık allahım dedim
Ama olmadı yokluk girdabında zulüm içine düştüm
Ölüm ölüm dediler ben ölümden beter zulüm gördüm
Zulüm harap edince insanı ölümün ne hasret olduğunu gördüm