Aşk'a Dair Herşey Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Kemal Değirmenci
Alan:   Grup:Aşk'a Dair Herşey
Tarih: 22.07.2015 13:29
Konu: Toplumsal Şizofreni Üzerine Yazdığım Yeni Denemem

link: http://www.antoloji.com/toplum-uzerine-deneme-siiri/

Toplum Üzerine Deneme

Toplum şizofrendir! Ve toplum algısı histerik bir yanılgıdır. Peki nedir toplumu buna sevk eden?
Kimsenin kimseye tahammülü yok. Dikkat ederseniz kimse diyorum, çünkü karşılaştığım çoğu birey, birer

kimlik olmanın dışında, kimlik olma endişesine de genel itibari ile çok uzak.

-O zaman bu taklitçi yaftayı kendimize nasıl yapıştırdık?

Muktuplardan, şiirlerden gelen bir toplum, nasıl oldu da bu kavgacı tahammülsüz ve birbirini bu denli

tüketen bir toplum olmayı, bu kadar kısa zamanda sindirip, evrildi? Bir çoğumuz bu sorunun cevabını

gelişen teknoloji ve internetle bağdaştırabilir, az da olsa payı olduğunu düşünmüyor değilim. Ama benim

kanım; bu sorunun cevabının aslında kendimizde olduğu yönünde. Toplumu buna eviren aslında toplumu

doğuran, toplumun çekirdek kaynağı, yani ebebeyinler...

Sanayinin gelişimi insanları üretimden alıp tüketime iterken, kontrolsüz tüketim ise bir bakıma

yalnızlığa mecbur kıldı. Yalnızlaşan bir toplum bireylerin rekabetini arttırmaktadır. Yani diğer bir

deyişle; sınıf ayrımını ortaya koyan 'ne kadar çok tüketirsen, o kadar mutlu olursun' yanılgısıdır.
Oysa özüne dönmeyi becerebilenler, bunun çok ötesindedir.

Bir tünelin içinde ilerleyen kalabalığın arasında, tünelin başına dönmeye çalışanlar, yorulup kendini
kalabalığa bırakır. Çoğunluğa uymak, genel itibari ile kaybeden tarafta olmakla eş anlamlıdır.

-Ne kadar uzağa fırlatabilirsin bir taşı?

Burada asıl önemli olan soru; taşın ne kadar uzağa gittiği değil, taşın gitmesini istediğin yere ne

kadar yaklaştığı olmalıdır. Kendini tutup fırlatanlar, (buna sıçrayanlar da diyebiliriz) toplum
algısını şekillendiren kesim olurken, kendini kalabalığa teslim edenler de, bu şekillenen algının bir

parçası olmaktadırlar.

Toplum şizofrendir dedik! Toplumu bu iki yüzlülüğe iten ise, tünelin başında kapıldıkları bu

kalabalığın, tünelin sonuna gelindiğinde ise yerini yol ayrımlarına bırakmasıdır. Bireyler; eğer bir

çıkışı seçmek zorunda bırakıldıklarında, menfaatleri doğrultusunda hareket etmeyi, başa dönüp yeniden

başlamak ya da tünelin ortasında durup daha doğru bir seçim yapmaktan yeğ tutuyorsa, toplumun bu

histerik algısına uymak ne yazık ki bizi çoğunlukla, bir kaosa sevk edecektir. Nitekim de bu öyle

olmakta...

Kemal Değirmenci
19 Temmuz 2015

Kemal Değirmenci