Asabı İkram Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Tuncay Kul
Alan:   Grup:Asabı İkram
Tarih: 16.05.2012 12:19
Konu: GÖNÜL KAPISI

GÖNÜL KAPISI

Ne kadar ilimle bezenmiş olsam, senin karşında hal ile tevazum yok ise kalbine giremem..
İlmim derya olsa da itici olurum gözünde.. İlmimi atıp HAL'e bürünmem gerekir. Sana tatlı kelam, tevazu ve hoş bir tebessümle yaklaşıp, bir hiç olduğumu göstermeliyim ki, sen de bana gönül kapını açasın...Kapıda ilimde kalır Hal de, senin gönlüne ilmimle mi girmiş oldum.. Hayır.. Hal'e bürünerek girerim, ama Hal'i bile terk ederim.. İlmim sacede seni bana buldurur, yerini gösterir.. Ama gönlüne girmemde işe yaramaz..

Bir adres alıp birine gitseniz adresteki bilgi ilimdir, yollardan geçmeniz ise meratip yollarında yanmanız ve o eve yaklaşmanızdır.. Yana yakına, düşe kalka evin kapısına vardığınızda.. Kapıya tekme atarsanız kapı açılmaz hatta dayak yersiniz.. Tatlı kelamınızdır kapıyı açacak olan.. ;)) İstersen Fizan’dan kalkıp gel evi bul, ev sahibinin umurunda olmaz.. Marifetin yoksa iminle kapıyı açamazsın... ;))
Meratip yolu işte böyledir.
Sana o evin adresin Hz Ali verir.. Yani şehrin kapısı Ali'dir... İlim vardır adreste, evin yolunu tarif eder.. O ilimle evi bulmak için yol alıp tüm şehri talan edersin.. Öyle dolanırsın ki şehrin içinde, şehrin her sokağını evini avucunun içi gibi bilirsin, işte bu bilgi sana büyüklük verir. Bu bilginle şehrin sahibi zannedersin kendini, ama henüz adresteki evi bulmamışındır.. Bir sürü evi ve sokağı ilminle bilirsin ve saygı gösterirler.. Sana olan saygıları bilgine olan açlıklarındandır. Tüm evlere ilminle girersin, bu bilgi ile sana tüm kapılar açılır şehirde. Ama biri hariç, o adresteki evdir...
Bir gün o evi de bulursun.. Her eve rahatlıkla girebildiğin gibi o adresteki eve de girmeye kalkarsın, yani o büyük, şah olan bilginle.. Ama burası başka evdir seni içeriye almaz, ev sahibi. Şaşırırsın, 'nasıl olur' dersin. Bir farklılık görürsün.. Her yolu denesen fayda bulamazsın eve girmeye.. Sonunda cezbe kapılırsın, ve ilmi atar tevazuya geçesin kapıyı çalarsın..
Ey gönül sultanı...! aç kapını ben geldim...!
Ev sahibi tevazunu duyup kapı arkasından seslenir..'ne getirdin'.. 'HİÇ liğimi' dersen anahtarın olur o kelam.. Sana naz yapar ev sahibi henüz açmaz kapıyı.. Nazlaşırsın kapıda, karşılıklı iki tatlı kelamlar serisi ile.. Sonra kapıyı açar sana..Kapıyı açanı görür görmez yığılırsın yere... İşte O HZ MUHAMMED dir... geldiğin yer GÖNÜL kapısıdır.

şehrin içindeki halin yedi makama hasıl olmuş ilimle bezenmiş halindir. Ama seni ilimin şehrin sahibi yapmaz. Şehrin sahibi GÖNÜL makamındadır. Gönül makamını bulduğunda ilmini terk etmen gerekir.. Çünkü şehrin sahibine ilmini anlatamazsın zaten şehrin tüm ilmi kendisinde mevcuttur..
Gönlün yoksa eğer, ilmin deryaları kaplasa Gönül sahibinin gözümde zerre kadar değerin YOK tur...! ! !
Çünkü gönül sahibinin gönlü Hz Muhammed ile kaplamıştır....

Bahr-ı Harabe
(t KUL)

RESİM SEÇ