Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
CUMA SURESİ
Öncelikle manalar hakkında bir açıklama yapalım..
Kuran 7 mertebeden 28 mana taşır. Ve her şekilde tevil edilebilir (metafizik, sıfat, teknoloji, tarih, felsefe, tıp, nebatat, uzay… vs vs gibi) ve her ayetten 196 mana çıkar (bu nacizane tespitimdir) . Kuran ancak mertebeler ile anlaşılır. Kuranın en deruni tevili sıfat boyutundan içe düşürülmüş manasıdır…
aşağıdaki tevilat 7. Mertebenin 1-2-3 basamağından açıklamadır.
Allah’a giden yol bir tane değil, kaç tane insan yaşıyor ise o kadar adet sayısıncadır.
Cum’a ezanı okunduğunda HAKK’a yönel kelimesinin manası namaza koş değildir. CEM etmektir CAM’i dir. Bu manalar ile camii de namaza durulur. Bu manaları bilmeden camide namaza durmak, enfustaki batını zahire düşürmeden yani aynasını görmeden zahiri namazı kılmak demektir.
Allah’a yönelmek tesbih ve zikir iledir.
nasıl?
her yaratılmış bilse de bilmese de tesbihat halindedir, satanist olan imansızdan tut, iman edenlere kadar her varlık Allah’ı tesbih eder. Zikir ise tesbihatı Allah bilinci ile yapmaktır. Mesela Allah bilinci ile yenilen yemek bile zikirdir, yapılan iş dahi zikirdir, kılınan namaz zikirdir vs vs. hiçbir şey yapmıyor olsan bile lafzi zikir ile kalbin zikri devam eder.
Allah’a yöneliş; Kutb’ül Aktab olanın bakışı ile tüm insanlığa nebatata doğaya rahmet duası yapmaktır sonra da Efrad olarak kenara çekilmektir. O an cismin ruhunla rahmaniyyete ererek gavs’ın ruhuna bürünür. Ve bu sırrı kimse bilmez, hatta anlatılmaz..
CUMA SURESİ
Bismillahirrahmanirrahim.
1. Göklerdeki ve yerdeki her şey, mülkün sahibi, mukaddes, mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah’ı tespih eder.
tevili; (Şuurdaki ve bedendeki her varlık Nur-u Muhammedi için yaratıldı ve ona hamd halindedir. İnsandaki Nur’ gaybından çıkan bir arzudur nefsidir. Şuur ve beden safi nefs olan mukaddes Nur’un hikmetince hükmü altındadır. Beden ve şuur istese de, istemese de Rabb’i olan öz fıtri nefsinin hükmü altındadır.)
Allah’ı tesbih etmek ve zikretmek arasındaki fark, tesbih edenler tüm bilen veya bilmeyen alemdir. Zikreden ise Allah adına hareket edenlerdir.
2. O, ümmîlere, içlerinden, kendilerine âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara kitabı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderendir. Hâlbuki onlar, bundan önce apaçık bir sapıklık içinde idiler.
tevili; (O, safi gönül sahibi ümmi olan fıtrat, İnsandaki bir Nur-u Muhammedi’dir ki, vicdanın HAKK olduğunu ümmi olana hissettirir. Kendini ve nefsini okuyamayanlara kendilerini ve nefslerini HAKK olarak tanıma yönünde hikmet verir. Bu hikmet ile kendisini ve alemi okumaya başlar. O kişiler bu hikmetten habesizlerdir. O ümmiler kendilerini bilmeyenlerdir.)
3. (Allah, o peygamberi) onlardan henüz kendilerine katılmayan başkalarına da göndermiştir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
tevili; (İnsan kendisini keşfedip bilmese dahi Nuru Muhammedi vicdanı o kişinin içindedir ve her an o kişiyi uyarır da insan bunu anlamaz. Buna rağmen, o kişiden çıkan her fiil yine de Hakk'ın fiilidir, kendi özlerine katılmamış veya kendi özlerini tanımamış olsalar dahi.. o kişilerdeki hakimiyet yine Allah'a aittir)
4. İşte bu, Allah’ın lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah, büyük lütuf sahibidir.
tevili; (İşte bu, Allah’ın müsemması olan Nur-u Muhammedi bilincinin Vicdan olduğunu hissetmek bir lutuftur. Ve RABB’in, “yani öz fıtrat vicdanının” O olduğu bilincini dilediğine verir.. Bu bir lütuftur.)
5. Tevrat’la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerle kitap taşıyan eşeğin durumu gibidir. Allah’ın âyetlerini inkâr eden topluluğun hâli ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.
tevili; (Tevrat ehli gibi,(yani; gayb’a zahir olaylardaki mucizeler ile iman etme gafletinde olanlar = israeloğlu zihniyetindeki Müslümanlar) , bu meraklarını zahirin bilgileri ile gidermeye çalışırlar. Oysa onlar edindikleri bilgi ile büyüklenen firavundur. Hakk’ın işaretleri Gönüldedir. Ve gönülden gelen manaları görmezden gelirler. Kendi şuurundaki öz benliğinden gelen doğru kelamları kendi nefsi için inkar edenler hüsrandadır. Vicdanından gelen sesin Hakk sesi olduğunu bilmeden nefsine yönelirler. Kendi vicdan sesini duyup da onu duymazlıktan geleni Allah hidayete erdirmez.)
6. De ki: “Ey Yahudi akidesini benimseyenler! Bütün insanlar değil de, yalnız kendinizin Allah’ın dostları olduğunu iddia ediyorsanız, (bunda da) samimi iseniz haydi ölümü isteyin!
tevili; (Kendine özüne de ki, (kendine hitaben de ki) : Ey Yahudi özüne benzeyen gaybımdan gelip batınımda zuhur eden Hakk işaretlerini almayan ve zahiri mucizeler bekleyen gafil nefsim..! Sen öyle kabarık ki, nefsine uyarak vicdanının sesini inkar ederek, vicdanının Hakk olduğunu anlamadan nefsinin Allah dostu olduğunu iddia etmektesin. Eğer sen bu iddianda samimi isen ölmeden önce ölümü iste de içindeki hakk’ı keşfederek ne kadar yanılmış olduğunu anla.. Haydi samimi isen ölmeden önce ölümü iste...)
7. Ama onlar, daha evvel yaptıklarından dolayı asla ölümü istemezler. Allah, zalimleri hakkıyla bilir.
tevili; (Ama onlar daha önceden nefsi ile yaptığı fiilleri ve sarfettiği sözleri ezmemek için Hakk’ı keşfetseler dahi.. yani doğruyu bilseler dahi, doğruya doğrudur diyemezler. Çünkü bu hal bir ölümdür, şanları ayaklar altına alınacağından istemezler. Ama o ölümü, yani kendinden kendine Hakk'ının kim olduğu müşahedesine girmezler. Çünkü vicdanınızdaki hakk ın varlığından emindirler, ama onun işaretlerini görseler dahi dile getiremezler. Allah onların bu hallerini gönüllerindeki hakk zuhuru ile bilir. Çünkü HAKK vicdandır, onlar bunu fark etmeseler bile, Allah Hakk ile bilir.
8. De ki: “Sizin kendisinden kaçıp durduğunuz ölüm var ya, o mutlaka size ulaşacaktır. Sonra gaybı da, görünen âlemi de bilen Allah’a döndürüleceksiniz de, O size yapmakta olduklarınızı haber verecektir.”
tevili; (Kendi özüne de ki; ey nefsim..! Vicdanının sesini duymaktan kaçtığın halin var ya, o hale mutlaka bir gün gireceksin. Sonra içindeki kendi gaybınızın gerçeklerinin batınınıza ve oradan zahire zuhur eden benlik ile yaptığınız şeylerle nasıl çeliştiğinizi size bildiren Öz Fıtratınız ile yüz yüze geleceksiniz. İşte o zaman vicdan azabı çekeceksiniz..)
9. Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah’ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır.
tevili; (Ey hakkın imanlı kulu…! Mantığın ile vicdanın bir araya gelip cem (cami) edip kendinden kendine hesaplaşmaya başladığın zaman, hemen nefsinin değil vicdanının zikrine (fiiline) koş.. Ve vicdanına doğruyu risal eden Resul ile nefsinin arasındaki hesaplaşmayı, çekişmeleri ve alışverişi bırak. Vicdanınla doğru bildiğini nefsine rağmen yap. Eğer bu sırrı bilirsen senin için hayırlıdır… eğer bu sırrı bilirsen nefsinin sana hakk olduğunu anlarsın. Aksi halde nefsin sana haramdır. Senin için hayırlı olan da budur.)
“Cuma ezanı duyduğunda Allah’ın zikrine yönel” diyor. Bunun tevil manası Allah gibi bak kutbun duasına nail ol. Kendin için değil tüm kainat için dua et.
10. Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lutfundan nasibinizi arayın. Allah’ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz.
tevili; (Kendinden kendine hesaplaşman bittiğinde, ve nefsinin vicdanının sesini engellemesini kesebildiğin zaman, bütün vucuduna şuurunu dağıl.. O şuurla vücudunun hakkın vücudu olduğunu anla ki nefsin sana hakk olsun. Ve öz fıtratın rabbine öyle yalvar ki şuur açılımını arttırmak için lütuflar dile, o senin huviyetindir.. Bunu ancak vicdanındaki hakk ile Allah’ın zuhuratı olan zahiri sürekli olarak HU olarak algılamanızla, yani “daima namaz”ınız ile başarırsınız.)
11. (Durum böyle iken) onlar bir ticaret veya bir oyun eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona koştular ve seni ayakta bıraktılar. De ki: “Allah’ın yanında bulunan, eğlence ve ticaretten daha hayırlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır.”
tevili; (Hal böyleyken, bu şuuru anlamış ve idrak etmişken, bir olay karşısında nefsinin vesveselerine uyup metanet gösteremeyip yine eski halinize dönerek vicdanını sensiz bırakma, her daim rabbini yalnız bırakma. İblisin sana hakk ile bezenmiş nefsin hakkında sana hep vesvese verecektir. Çünkü nefs ona ait iken sen o nefsin hak ile bezeyip iblisin elinden aldın.. bu nedenle iblisin sana bu defa nefsin için vesvese vermeye başlayacaktır.. aldanma, bu onun can çekişmesidir.
Ve o an yine kendi özüne dön ve şunu de ki: Vicdanının sesinden dillenen Allah’ın, Nur-u Muhammedi risalinin yanında bulunmak daha hayırlıdır. Ve böyle yaparsan Allah seni daha da çok rızıklandırır.)
TEVİL EDEN: Tuncay KUL
Her şeyin en doğrusunu ALLAH (sav) bilir.