Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
İbn Abdülazîz, İbn Hazma bir mektup yazıp dedi ki:
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellemin hadîslerini araştır ve bir kitapta topla. Kitabına hadîsten başka hiçbir şey alma.
Böylece, onu okuyanlar ilmi yaysınlar ki, bilmeyenler de öğrensinler. Alimlerin ölmesiyle ilmin yok olup sönmesinden korkuyorum. Zira, ilim sır olmadığı sürece asla yok olmaz.
İbn Abdülazîz radıyallahu anh. Buhârî.
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
'Eğer benden, kalbinizce tanınan, tenlerinizi yatıştıran bir hadîsi duyarsanız ve onun size yakın olduğunu görürseniz, ben o sözü söylemeye sizden daha yakınım.
Kalblerinize yabani gelen, tenlerinizin nefret ettiği bir söz duyarsanız ve onun sizden uzak olduğunu görürseniz, bilin ki, ben ondan sizden daha uzağım! '
Ebû Humeyd radıyallahu anh. Ahmed.
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
'Bizden işitip de başkalarına aynen bildiren kişinin yüzünü Allah ak etsin! Kendisine bildirilen niceleri vardır ki, işitenden daha kavrayıcıdır.'
İbn Mesûd radıyallahu anh. Tirmizî.
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
'Dikkat edin! Bana 'Kitâb' verildi. Onunla beraber, 'bir o kadar daha' verildi.
Dikkat edin! Karnı tok bir adamın, sedirinin üstüne oturup, şöyle demesi yakındır:
'Aramızda Allahın kitabı vardır. Onun içinde helâl olarak bulduğumuzu helâl sayar, haram olarak gördüğümüzü de haram sayarız.'
Oysa, Allah Resûlünün haram kıldığı şey de, Allahın haram kıldığı şey gibidir.'
Mikdam radıyallahu anh. Ebû Dâvud.
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
'Sizin örnek alacak peygamberiniz yok mu? Allah, sûresinde, 'And olsun ki, sizin için Allah Resûlünde bir örnek vardır! ' buyurmuştur.'
Ebû Mesûd radıyallahu anh. Rezîn.
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
'Size iki şey bıraktım, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece asla sapıtmazsınız: Allahın 'Kitâb'ı ve Allah Resûlünün 'Sünnet'i.'
Mâlik radıyallahu anh. Mâlik.
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
'Kim, benden sonra öldürülen sünnetimi diriltirse, beni sevmiş olur. Kim de beni severse, benimle beraber olur.'
Ali radıyallahu anh. Rezîn.
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
'Ümmetimin bozulması zamanında kim sünnetime sımsıkı sarılırsa, şehîd sevabı alır.'
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Taberânî.
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
'Size öyle bir zaman gelecektir ki, o zamanda şu üçten daha değerli bir şey olmayacaktır: Helâl para, candan arkadaşlık yapılacak bir kardeş, uygulanacak bir sünnet.'
Huzeyfe radıyallahu anh. Taberânî.
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
'Allaha yemin ederim ki, sizi gecesi gündüzü eşit olan apaydınlık bir yol üzerinde bıraktım.'
Ebû Derda radıyallahu anh. İbn Mâce.
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
'Allahın bana hidâyet ve ilim vererek göndermesi şuna benzer: Bir yağmur ki yere yağmıştır, yerin bir kısmı verimli toprak olduğu için, o yağmur suyunu kabul edip emmiştir. Otlar ve çimenler bitirmiştir. Bir kısmı, çorak olduğu için suyu tutmuştur da, insanlar ondan yararlanıp içmişler, hayvanlarını ve tarlalarını sulamışlardır. Bir cinsi de, ne suyu tutan, ne de ot bitiren düz yerlerdir.
Allahın dinini anlayan ve onu uygulayan ve uygulamaları için benim gönderildiğim ilmimi yayan kimse ile, büyüklenip, Allahın benimle gönderdiği hidâyeti bir türlü kabullenmeyen kimseler de tıpkı böyledir.'
Ebû Mûsa radıyallahu anh. Buhârî.
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
'Ben ve Allahın benimle gönderdiği, toplumuna varıp da şunu söyleyen adama benzeriz:
'Düşmanı gözlerimle gördüm, apaçık sizi uyarıyorum. Haydi, kaçıp kendinizi kurtarın! '
Bir kısmı onu dinleyip, yavaş yavaş orayı terk ederek kurtulurlar, diğer bir kısmı da, ona kulak asmayıp, düşmana yem olurlar.
işte bana itaat edip, Allah tarafından getirdiklerime uyup, uygulayanlar ile bana isyan edip, Allah tarafından getirdiklerimi yalanlayanların hâli de böyledir.'
Ebû Mûsa radıyallahu anh. Buhârî.
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
'Ben ve insanlar şuna benzeriz: Bir adam vardır, ateş yakar, iyice parlayınca, kelebekler ve öbür yaratıklar gelip o ateşe düşerler. Adam da durmaksızın onları ateşten kurtarmaya çalışır. işte ben de, belinizden tutup sizi kurtarmaya çalışıyorum, siz ise o ateşe girmeye yelteniyorsunuz.'
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Buhârî.