Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
kimsesizim
ve düşünce / siz
üşüten bir mum alevi gece
daha sabaha kaç karanlık eklemeli ey adı yar olan
afedersiniz... adınız aşk diye sevmiştim
düşüşümü bilin diye gözlerinizin önünde yığıldım
‘ topla kendini kan görmeden aşk olmaz ’ dediniz
peki tutup yüreğimin mahrem köşelerinden kalkmayı öğretecek yar değil miydi isminiz
afedersiniz ne de düşüncesizim çünkü düşünce / sizdim
dört duvar derisi kavlamış dehlizlere (s) açılan rutubetli hüznün kapı ardında küçük kız
ıslayıp serçe parmağını topluyorken içlenmelerini
örüklü dilinin kurdelaları hiç boylanamayacağım paltonuzun iç cebinde mi gizli
lütfen pişirin içimde çöreklenen bu çare / sizliği sizi taşıyorum
ağzı gevşemiş bir mahfi keseyken yürek susuşunuz kadar çığırtkan yalnızlık boyu hafakan
söz gümüşü lutledin gözlerime inen geceye
kördüm … ve gördüm
ağlak mevsimlerin ısladığı eğreti taşlık manastırın kıyısına çıkartıp asmışsınız içinizden arta kalanları
kendimi (t) uzağınızda buldum
uzansam edebi uykulu bir düş (üş) ardınız
ardıma yürütsem hıçkırıkları size sırt çevirmek her adımda çift çelme
hem ne çok sakarım bilirsiniz sizi de yanlışlıkla sevmiştim
kör / ebeyim suçüstü yumdum gözümü
size yazmak mecazi fıtratların asil debdebesiydi üzgünüm özendim
uzun zamandı
yol iz yoktu... o zamanlar aşındı gönlümün felahının eşiği
gözlerinizin önüne döktüm tüm sağırlığınızı
kanım akmazdı uğultum kesse nefesimin şakağını
özledim de … gel (me) diniz
peki ya saçımdan topuğuma yoklayan ölüm siz değil miydiniz
afedersiniz
ben sizi üşüyorum... elleriniz cebinizde ya hani merakındayım siz rüzgarın yari misiniz
gözlerimi bağladı ne çok tebdil-i suretiniz
evvel solumdan geçmişsiniz el yordamıyla seçilmiyor ki aşk bilesiniz
gittiniz sonra... ve lakin '' özleyerek dönmek için '' dediniz
g / özlediniz ne çok gel (e) mediniz
siz en çok (t) uzaktan (g) özlemeyi mi bilirsiniz
yine aşka bağlanmak üzre dilimi çözün
heveslerimden tutun kaldırın beni nasıl olsa düşünce / sizim
düşümce / siz
ah efendim bir bilseniz içimde ne çok değer / sizsiniz
yağmur bahane melekler sizin nazarınıza malik olmaya iniyor kente
üsküdar’ın endamı kime sanıyorsunuz
baksanıza aşkın çekincesinden peçesini iğneliyor beykoz
denizdeki aynalara göz süzerken siz
sözlerimi dize getirin dergahınızda daim aşka talibim
defettim bariz isyanlarımı dilimi üfledim de eşiğinize geldim
ben ki na-reften sürülen pejmurde bir derviş aşk adına yolu geceye vurdum
gece ki öz aşkın döşeğinde inzivada
tesbih tesbih çekiliyoruz aşk / la otuzüç boncukta bir eksiksiniz
yan / sızım
heybemde kaybedeceğim hiç birşey’sizliğimle çıplak ayak dolanıyorum mikâtınızda
ele verdim kendimi ele vermeyin beni
gidecek yanım çok ancak gözlerime yusuf ‘un rayihasıyla gömlek sürenim yok
yok mu ensar bir yürek
hayli kalabalık çaresizliğim oysa bilin ki ezelinden mahzun bir muhacir (d) im
sağım
solum
önüm
ardım... aşk
yaradan’a işittirdim kapıyı açın
aşkın vahyinde hicretinize geldim