Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Şu martılar buz gibi dert sularını
Kanat kanat öper de doyamaz sanki
Şehrin örtüsünü ve duman yüzlü şairlerini
Bir kaleme damlatır da döker içini inan ki
Ya nöbetler sabahtan kalmış geceye
Ya da sırt üstü yatan tufan meşrepli gardiyanlar
Çoktan uyumuş,
Yıldızlar gibi, dört duvar içi sığıntı düştü heceye
Şehir sus pus,kaderim ve hattatım aşiyanlar
Lal ile çığlığımı duymuşlar
Deniz depreşir köpükten içilmez suyu
Kaya gibi tortulaşır dertlerim her dalgada
Kimi dost eritir yüreğinde benim içimde dipsiz kuyu
Şimşekler siner tepemden ve bulutlar sicim sicim işler
Gömleğim tenim gibi duyar tüm ıslaklığı
Ne düştüyse kırık kiremitlerine acılarımın
Ağır ağır yüreğime sızar
Sen hiç duymadın değil mi yar
Kara paltom bilir ayakkabı tozunda ki uykularımı
Diz bağlarında ki korku gayrısı silkinmelerimi
Kaç pembe dil başımda saçıma jöle olduysa
Ürkek iki bakışın eşiğinde harcadığım gençliğimi
Salyalı şefkatiyle büründüğüm cesaretimi
Sadakatin patileriyle yürüdüğüm sokaklarımı
Yıldızlara baka baka sana içlendiğimi
Hiç gördün mü yar
Perdesi olmadı hiç çatısız odalarımın
Ben hep yağmura,bulutlara aşık büyüdüm
Kolları iki yanıma hiç yatay uzanmadı nidalarımın
Bilirsin yenlerim salıktır ellerim firarda sarılmalara
Göğe değen sefaletim vardı benim yüreğine serdiğim
Kahrımı can kırılmalarına basa basa
Kabir yalnızlığımda mahşeri bir kalabalığımı
Hiç gördün mü yar
Kerpiç tuğla tüm muhabbetim ve kelebek hülyalarım
Kar değse de tellerime ısınıyor körpe mizacım
Kurşun sıkımı soğuk hislerim var aldatıcı gibi rüyalarım
Her ovaladığım da gözlerimi, hüsran benim kiracım
Bense yeniden yastık altı filmlerin peşinde
Başrol arayışlarında telaşlı ve celalli
Dönmemek için sabahın zıpkın ışıklarıyla cendereye
Güneş mızraklı sıratlar kurduğum düşlerimi geçerken Gördün mü hiç beni yar
Dağları sepelemişler sofralarıma kum misali
Kimi indim kimi çıktım zirvesine kar yalnızlığının
Sert üzgarların üşütmeleriyle diplerime düştü benliğim
Yamaçlar sırtıma kırbaç oldu dizlerime dost çivileri
Tarih şura ile kıyılarıma yanaşmış ve sana egemenliğim
Bir an olsun hiç öldü mü yar
