Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Öğretmendim,ama yoksulluk belimi bükmüştü.Anama babama para yolluyor,iki çocuk okutuyor,bir taraftan da ev edinmek için girdiğim Semeykop adındaki kooperatife aidat ödüyordum.Ve tek maaşım vardı.
Tek maaşlı birinin bunlarla başa çıkması mümkün değildi.Ansiklopedi pazarlamaya başladım.Sattığım ansiklopedilerin içinde İngilizce öğreten bir set vardı.İzmir ESHOT otobüslerinde çalışan belediye şoförleri o zamanlar,tam kemeraltının girişinin karşısına gelen meydanı son durak olarak kullanırlardı.Ben de onlara kitap satmak için,kitaplardan örnekler çıkarır,meydana koyardım.Sattığım İngilizce sette çok güzel İngilizce öyküler anlatan küçük boy kitaplar vardı.Bir gün yine kitapları dizerken yanıma 30 yaşları civarında bir şoför geldi.Dedi ki “Günaydın ! Eğer izin verirsen buraya geldikçe ,yani kısa aralarda kitapları okuyabilir miyim ?”Ne demek kardeşim ! Dedim .Çok sevinirim.
Üç yıl boyunca Eshota kitap satmak için geldim. Her gelişimde ,ara dinlenmelerde çay bile içmez,koşarak gelir , İngilizce setini didik didik ederdi.
Bir gün meydana İngiliz bir turist geldi.Bir şeyler soruyordu ama ben dahil dil bilen yok. O sırada sözünü ettiğim şoför geldi ve turistle hiç teklemeden ana dili gibi konuşmaya başladı.Turist bile şaşkınlık içindeydi.Her şeyi öğrendikten sonra hararetle elini sıkarak teşekkür etti.
Hepimiz hayran hayran şoföre bakıyorduk.Sordum : “İngiltere’de falan mı bulundun ?”Cevap verdi “Hayır,bu kitaplardan öğrendim.Yabancı kanalları izledim.Ama bu bende bir aşk.Ben çöp içinde İngilizce bir gazete görsem alır okurum.Ayrıca gramer bilgilerini bir ingilizden daha iyi bilirim.Turist de bunu anladı,bana kendisinden daha doğru konuştuğumu söyledi”Ellerini sıktım ve dedim ki “Seni ta yürekten tebrik ederim.Sen ne güzel bir örneksin.Bizlerin utanması gerek ve ben utanıyorum.”Estağfirullah “ Dedi ve gitti.Ben aklıma geldikçe hala utanıyorum.
Benim zamanım yok,derdim çok,senin tuzun kuru diyenlere soruyorum,şoförün derdi mi yoktu ?Tuzu mu kuruydu ? zamanı mı vardı ? Bilge olmayabilirsiniz ama bilgili olabilirsiniz ,bunun asla mazereti olamaz.İşte hikmet böyle bir şey.Hikmet şoförde beliren şey.Bize derin derin düşünmek ve hikmet sahibi olmak kalıyor.
Elbette daha hikmeti anlatmanın başındayız.Ama şunu kabul edelim ,niyet gerçek olacak.İster Budist ol ister Musevi ya da hırıstiyan.Niyetin gerçek bir niyet ise bilgili de olursun ,bilge de.Sonunda şu gerçeklere ulaşacaksın ;Bilginin kaynağı Allah’tır.Bilginin kılavuzu vahiydir.Felaketlerin nedeni vahye sırt dönmektir. O zaman, bir vahiyle , Allah izin verirse tekrar buluşmak üzere noktayı koyalım.4. bölümde inşallah görüşmek dileğiyle
Bakara 231-Kitabı ve hikmeti,bilgiyi,bilgeyi,vahyi hatırlayın.Allah’tan sakının. Ve bilin mi Allah her şeyi çok iyi bilmektedir.
Sayfa 9321-9324
İsmail Uysal Özden Özgür
Dikili.9.12.2017