Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
ლ Bir Ömürsün İstanbul ლ
Kurulmuş bir tepede
seni kucaklarken
ruhumu eriten
içimde tüten birşey
beni amansız yakalar
senden uzak kaldığım ellerde.
O güne dek yaşamadığım
tanımadığım bir takım duygular
rahiyalarını saçamadan beni,
geçmişten geleceğe,
acı duvarlarını yıkarak
yeniden yaşama tutunduramadı.
Ne zaman ki,
uçsuz bucaksız gökyüzü, martılar
ve huzur veren mavin
gözlerimin önüne geldiğinde
ayrı düşen umudum
bıraktığın yerde, yeniden
yeniden kalemimi tuttu,
içimde saklanmış berdel edilen duygular
sende hayat buldu.
Seni görme arzum,
çocukluğumun sende yitirdiği
kartal’da bıraktığım
içilen çaylar, oyunlar değil!
seninle büyüyen yaşımın
sende açan Fatih'in gözleri
beni alan Mehmet'lerin,
ulusların nefesi.
varlığınla huzur bulduğum
içime çektiğim tüm aşklarda
pozitif hayatın, yok mu?
gönlümde leke tutmayan
beni sana ulaştıran gönlümü, hoş tutar
dün bugün seninle,
yüzümdeki tebessüm papatyalar açar.
Yaşamımda bana sadece mutluluk veren
çok zevk aldığım uğraşlarım olsa da
senden ayrı yol alamaz
sensiz bir yerde buluşamaz
duyguların, hayallerin
ruh çalkantılarımı
tuval yerine kağıta aktaran çizgilerinde
hep sen varsın! !
Ömrüm, mehtap ve karanlığı
güneş ve sıcaklığıyla yaşıyor,
bir esinti sarhoşluğu
kalemimi sustururcası
surlar önüne beni alıkoyuyor,
hiç tanımadığım bir karanlık
perde olsun dursun,
inandığım değerden, sana olan sevgimden
az olsun saptıramadı.
Senden ayrı düştüğüm buralarda
bu hasret ne zaman bitecek?
doğrusu bilmiyorum,
gerçek olan gözlerim doldu,
beni deli eden
yalnızlığımla avunadurayım,
yüzüme yapışmış gibi
göz kapaklarıma inen kavgada
serdarın nağmesiyle
yenik düşmeyeceğim kesin
bu gönül, bu sevda
bende kaldığı sürece ey istanbul! !
Aksaray/21 Mart 2010
Gökmen Yılmaz Erdem