Akılcılar Grubu Mesaj Detayi Antoloji.com

Alan:   Grup:Akılcılar Grubu
Tarih: 23.01.2010 19:54
Konu: Liste! ! ! /İclal AYDIN

Liste! ! !

“Ah, o kitap yüklü raflar... Öğrenme hevesiyle tepesine gözümü diktiğim, tırmandığım kütüphane. ’Aman evladım üzerine devrilir altında kalırsın’derlerdi...

Her ‘darbe’ bunu yapar...

Yasaklı kitaplar devrilir çocuklar altında kalır...”

Çok değil birkaç hafta önce yazdığım bir yazı böyle bitiyordu...


***

Biz yıkılan kitaplıkların altında kalan, yanan kitapların ateşleri arasından koşarak geçen, gömülü kitaplar mezarlıklarında büyürken içindeki korkuyu şarkı söyleyerek bastıran çocuklardık...

Gözümüzü gece yarısı açıp, içeriden gelen sesleri merak edip yatağından atlayan, salonumuzdaki kırmızı halının üzerindeki çamurlu ayak izlerine anlam vermeye çalışan, gözlerini ovuşturarak o izlerin sahibi asker postallarını şaşkınlıkla izleyen çocuklardık...

Sabah ilkokul öğretmenine “Evinizin duvarındaki Nâzım Hikmet şiirlerini ve resimleri kadırın öğretmenim, size de gelirlerse ne yaparız, dün gece babamı götürdüler” diye ağlayan çocuklardır.

Biz mevsimler, mevsimler boyu askerlerle giden anne babaları bekleyen, zamanın hiç geçmediğine inanan, sokağa çıkma yasağını sıradan, olağanüstü hali normal halden zanneden kalbi buruşuk çocuklardık...

Biz postal sesini merdivenlerdeki ritminden tanıyan çocuklardık...

***

Evet, ben o çocuklardan biriydim...

“Özal dönemi çocukları bunlar” diye itip kakılan... 12 Eylül sonrasına denk düşen ilk gençliğimiz nedeniyle burun kıvırılan çocuklardan... Bizim suçumuzdu sanki o tek tip düşünce biçimine, tek tip gülüşe, tek tip inanca sürüklenmek. Bizim suçumuzdu darbe sonrası savrulan hayatların mutsuzluğu...

Bizim suçumuzdu 71’li olmak...

12 Eylül darbesinde dokuz yaşında olmak ve anne babalarımızın yarım kalan, yıkılan inançlarının enkazından çıkmak ve yeni hayata uyumlanmaya sürüklenmekti suçumuz...

Herkes darbenin kendisine ettiğiyle öyle meşguldü ki kimse görmüyordu bizi... Solcular, sağcılar, siyasiler, bürokratlar, kadınlar, erkekler... Herkes aslında kendisine ağlıyordu...

Çocuklar ve kediler kendi kendilerine yürümeye başladılar sonunda...

***

İşte 12 Eylül 1980 sabahı çocukluğu erken bitmiş o yurttaşlardan biri olarak adımı bir darbe planında “faydalanılacak gazeteciler” listesinde görürsem...

Ben bu plana şaşarım... Aklım almaz...

Yaşıtlarıma değil sözüm, bizden öncekilere ve sonrakileredir...

Darbe bir çocuğa neler yapar, bir bilseniz... Bir ülkeyi senelerce geriye götürmekten öte... Emir ve itaatle çevrilen, baskı ve endişeyle tıka basa dolu bir gündelik hayatta sevdiklerini özleyerek; konuşmaktan, yazmaktan sonunda düşünmekten korkarak yaşayan o insanların arasında büyümeye çalışmak ah ne zordur bilseniz... Bilseniz nasıl yalnızdır darbe çocukları. Ne çok hasar vardır ruhlarında... Ne çok öfke ve kırgınlık vardır...

Bir darbe çocuğu, darbe severek büyümez bilirsiniz işte, bilirsiniz..

1980 bana hesabını kesememişken daha, ben hâlâ alacaklıyken üstelik...

Yeni bir “askeri darbe” ye fayda sağlayacak muhtemel bir isim diye bir listeye düşerlerse adımı tek cümle olur yanıtım:

“Tarih beni o gün yok saysın.”


VATAN GAZETESİ

İCLAL AYDIN 23/01/2010