Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
N U T U K …………………3
** Ulusal Varlığa Düşman Kuruluşlar **
Bu derneğe girenlerin başında Osmanlı padişahı ve yeryüzü halifesi sanını taşıyan Vahdettin, Damat Ferit Paşa, Dahiliye Nazırı olan (İçişleri Bakanı) Ali Kemal ve Sait Molla bulunuyordu. Dernekte İngiliz ulusundan kimi maceracılar da vardı. Rahip Fru (Frew) gibi. Yapılan işlerden ve işlemlerden anlaşıldığına göre, derneğin başkanı Rahip Fru idi.
Bu derneğin iki görünüşü ve niteliği vardı. Biri dış görünüşü ve uygarca girişimlerde İngiliz desteğini istemeye ve sağlamaya yönelen niteliğiydi. Öteki gizli yönüydü. Asıl çalışmalarını bu yönde yapıyorlardı. Yurt içinde gizli örgütleri kurarak ayaklanma ve başkaldırılara yol açmak, ulusal bilinci işlemez kılmak, yabancı devletlerin işe karışmalarını kolaylaştırmak gibi haince girişilmedi derneğin bu gizli kolunca yönetilen işler.
** Amerikan Mandasını İsteyenler **
İstanbul’daki kadın erkek bir takım ileri gelen kişiler de, gerçek kurtuluşu Amerika’nın mandasını (güdümünü) istemek ve bunu sağlamakta görüyorlardı. Bu kanıda olanlar, düşüncelerinde çok direndiler. Tutulacak en uygun yolun, kendi görüşlerinin uygulanması olduğunu kanıtlamaya çok çalıştılar.
** Ordumuzun Durumu **
Anadolu’da, başlıca iki ordu müfettişliği kurulmuştu. Ateşkes antlaşması yapılır yapılmaz birliklerin savaşçı erleri salıverilmiş, silah ve cephanesi elinden alınmıştı. Bu birlikler, savaş gücünden yoksun bir takım kadrolar durumuna getirilmişti.
Dördüncü Ordu Müfettişliği ki, müfettişi bendim karargâhımla birlikte Samsun’a çıkmış bulunuyordum. Doğrudan doğruya buyruğum altında iki kolordu bulunacaktı. Biri, merkezi Sivas’ta bulunan 3. Kolordu; diğeri, merkezi Erzurum’da bulunan 15. Kolordu’ydu.
*** Müfettişlik Görevimin Yetkileri **
Benim yetkim, bu iki kolorduyu doğrudan doğruya buyruğum ve komutam altında bulundurmaktan daha genişti. Müfettişlik bölgeme yakın birliklere de bildirim yapabilecektim. Yine bölgemde bulunan ve bölgeye yakın valiliklere de bildirimde bulunabilecektim.
Bu yetkiye göre, Ankara’da bulunan 20. Kolordu ve bunun bağlı olduğu müfettişlikle, Diyarbakır’daki Kolordu’yla ve hemen büyün Anadolu’da sivil örgütlerin başında bulunan yöneticilerle yazışabilecek ve ilişkiler kurabilecektim. Bu geniş yetkiyi, beni İstanbul’dan sürmek ve uzaklaştırmak amacıyla Anadolu’ya gönderenlerin bu görevi bana nasıl verdiklerine şaşabilirsiniz. Bana bu yetkiyi onlar bilerek ve anlayarak vermediler. Her ne olursa olsun benim İstanbul’dan uzaklaşmamı isteyenlerin buldukları gerekçe “Samsun ve yöresindeki güvensizliği yerinde görüp önlemek için Samsun’a gitmek” idi. Ben bu işin başarılmasının makam ve yetki verilmesine bağlı olduğunu ileri sürdüm. Bunda hiçbir sakıca görmediler.
** Genel Duruma Bakış **
Düşman devletler, Osmanlı Devleti’ne ve ülkesine maddi ve manevi olarak saldırmışlar; yok etmeye, paylaşmaya karar vermişlerdir. Padişah ve Halife olan kişi, kendi rahat ve hayatını kurtarabilecek çareden başka bir şey düşünmüyordu. Hükümette öyleydi. Farkında olmadan başsız kalan ulus, karanlık ve belirsizlik içinde, olup bitecekleri bekliyordu. Felaketin korkunçluğunu ve ağırlığını anlamaya başlayanlar bulundukları çevreye ve olayların etkilerine göre kurtuluş saydıkları önlemlere başvuruyorlardı. Ordu, adı var, kendi yok bir durumdaydı. Komutanlar ve subaylar Genel Savaşın sıkıntı ve güçlükleriyle yorgun, yurdun parçalanmakta olduğunu görmekle yürekleri kan ağlıyordu. Kafaları çıkar yol, kurtuluş yolu aramaktaydı.
NUTUK’TAN ALINTI…… sayfa: 6..9 (devam edecek)