Akılcılar Grubu Mesaj Detayi Antoloji.com

Alan:   Grup:Akılcılar Grubu
Tarih: 05.01.2010 09:27
Konu: İnsanlığın yeniden keşfi!

İnsanlığın yeniden keşfi!

Bakınız, deniz içindeki pislikleri bir süre sonra kıyıya atar” dedi doktorum... “Bünyesinde barındırmaz... Sebebi olana iade eder.”

Sustum.

***
Birkaç gün önce...

Televizyonda yabancı kanallardan birinde bir çeşit güzelik yarışması izliyorum. Kadınlı erkekli 20 finalist arasında Amerika’nın “gerçek güzelini” bulmaya çalışıyorlar. İki kişi arasında bir karar verilecek. Fakat yarışmacıların atlamaları gereken etapların arasında kendilerine kurulan tuzaklardan haberleri yok. Eleme yapılacak olan salona doğru yol alırken önlerine aniden fırlayan bir kurye (aslında bir oyuncu) bisikletiyle elektrik direğine çarpıyor, bisikleti bir tarafa kendisi bir tarafa yuvarlanıyor.

Finalistlerden zenci erkek olanı koşup kuryeyi yerden kaldırıyor, yardımcı olmaya, bir yerinde bir yarası olup olmadığını anlamaya çalışıyor...

Bronz tenli, sarışın güzel kız ise yüzünde dehşet bir ifadeyle kuryenin düşmesini, kalkmasını, yoluna devam etmesini izliyor sadece...

Sadece izliyor, evet!

İçeri girdiklerinde jüri üyeleri sarışın afete “Amerika’nın en güzel insanı olduğuna inanıyor musun? ” diye soruyorlar. Kız tereddütsüz “evet” diye yanıt veriyor.

“İzle bakalım kendini, gerçekten güzel miymişsin? ” diyor ve görüntüyü izletiyorlar.

“Gerçek güzellik insanlıkta saklıdır, bu yüzden kaybettin... Gördün değil mi; yardım etmedin, sadece seyrettin.” diyerek genç kadını yarışmadan eliyorlar.

Zenci bir erkek Amerika’nın en güzel insanı olmayı hak ediyor...

***
Kızkardeşimi aradım gecenin o saatinde.

Hikâyeyi anlattım. “Ne diyorsun Obama etkisi mi bu? ” diye sordum. “Müthişmiş, Amerika insanlığı yeniden keşfediyor ha! ” dedi kahkahalar içinde.

Düşünebiliyor musunuz; Bisikletten düşen bir adama yardım etmek ya da etmemek...

İşte bütün mesele...

Peki neden yazmaya değer bir hale gelir bu mesele?

***

Çünkü...

“Eşekliğin” bedelini henüz ödemediklerinden, iyi bir tokat yemediklerinden bunun geçer akçe, bedava kimlik sahibi olmak olduğunu düşünenler hızla çoğalır... Onlar çoğalınca bu dejenere davranışları da kabul edilir hale gelir...

Kavramlarla, insanlarla, zekâyla, simayla dalga geçmek bu türün “cool” davranış biçimlerine uyan şahane özelliklerdir.

Onlar bisikletten düşene gülmezler fakat.

Bisikletten düşene yardım eden kim varsa ona gülerler!

***
Ve fakat göreceksiniz... Kıyıya vuracaklar... “Deniz” içinde barındırmayacak “çöp” olanı...

Komik bir televizyon programının kâğıttan kahramanları bile bunu keşfetti...

“Avatar” isimli film ortalama insanın beğenisine görsel bir show sunarak aynı mesajı veriyor aslında. “Bak, kötü olana yaşayacak dünya kalmıyor sonunda” diyor.

Dünyanın parasını harcıyorsun,14 yılda bir film bitiriyorsun, mesajın bu oluyor ve bütün dünya çılgınca alkışlıyor...

Demek ki deniz Hollywood için de, Amerikan toplumsal yaşamı için de bitmiş artık. Sıra bize gelmiştir o halde...

Ne güzel, bizde de iyilik ve insanlık yeniden moda olacak desenize...

Kıyıya vuranlar ne yapacak o vakit?

VATAN GAZETESİ/İCLAL AYDIN

Bakınız, deniz içindeki pislikleri bir süre sonra kıyıya atar” dedi doktorum... “Bünyesinde barındırmaz... Sebebi olana iade eder.”

Sustum.

***
Birkaç gün önce...

Televizyonda yabancı kanallardan birinde bir çeşit güzelik yarışması izliyorum. Kadınlı erkekli 20 finalist arasında Amerika’nın “gerçek güzelini” bulmaya çalışıyorlar. İki kişi arasında bir karar verilecek. Fakat yarışmacıların atlamaları gereken etapların arasında kendilerine kurulan tuzaklardan haberleri yok. Eleme yapılacak olan salona doğru yol alırken önlerine aniden fırlayan bir kurye (aslında bir oyuncu) bisikletiyle elektrik direğine çarpıyor, bisikleti bir tarafa kendisi bir tarafa yuvarlanıyor.

Finalistlerden zenci erkek olanı koşup kuryeyi yerden kaldırıyor, yardımcı olmaya, bir yerinde bir yarası olup olmadığını anlamaya çalışıyor...

Bronz tenli, sarışın güzel kız ise yüzünde dehşet bir ifadeyle kuryenin düşmesini, kalkmasını, yoluna devam etmesini izliyor sadece...

Sadece izliyor, evet!

İçeri girdiklerinde jüri üyeleri sarışın afete “Amerika’nın en güzel insanı olduğuna inanıyor musun? ” diye soruyorlar. Kız tereddütsüz “evet” diye yanıt veriyor.

“İzle bakalım kendini, gerçekten güzel miymişsin? ” diyor ve görüntüyü izletiyorlar.

“Gerçek güzellik insanlıkta saklıdır, bu yüzden kaybettin... Gördün değil mi; yardım etmedin, sadece seyrettin.” diyerek genç kadını yarışmadan eliyorlar.

Zenci bir erkek Amerika’nın en güzel insanı olmayı hak ediyor...

***
Kızkardeşimi aradım gecenin o saatinde.

Hikâyeyi anlattım. “Ne diyorsun Obama etkisi mi bu? ” diye sordum. “Müthişmiş, Amerika insanlığı yeniden keşfediyor ha! ” dedi kahkahalar içinde.

Düşünebiliyor musunuz; Bisikletten düşen bir adama yardım etmek ya da etmemek...

İşte bütün mesele...

Peki neden yazmaya değer bir hale gelir bu mesele?

***

Çünkü...

“Eşekliğin” bedelini henüz ödemediklerinden, iyi bir tokat yemediklerinden bunun geçer akçe, bedava kimlik sahibi olmak olduğunu düşünenler hızla çoğalır... Onlar çoğalınca bu dejenere davranışları da kabul edilir hale gelir...

Kavramlarla, insanlarla, zekâyla, simayla dalga geçmek bu türün “cool” davranış biçimlerine uyan şahane özelliklerdir.

Onlar bisikletten düşene gülmezler fakat.

Bisikletten düşene yardım eden kim varsa ona gülerler!

***
Ve fakat göreceksiniz... Kıyıya vuracaklar... “Deniz” içinde barındırmayacak “çöp” olanı...

Komik bir televizyon programının kâğıttan kahramanları bile bunu keşfetti...

“Avatar” isimli film ortalama insanın beğenisine görsel bir show sunarak aynı mesajı veriyor aslında. “Bak, kötü olana yaşayacak dünya kalmıyor sonunda” diyor.

Dünyanın parasını harcıyorsun,14 yılda bir film bitiriyorsun, mesajın bu oluyor ve bütün dünya çılgınca alkışlıyor...

Demek ki deniz Hollywood için de, Amerikan toplumsal yaşamı için de bitmiş artık. Sıra bize gelmiştir o halde...

Ne güzel, bizde de iyilik ve insanlık yeniden moda olacak desenize...

Kıyıya vuranlar ne yapacak o vakit?

VATAN GAZETESİ/İCLAL AYDIN