Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Rojin’e Özrün Kabahatinden Büyük Serdar Turgut
02.11.2009 17:13:23
Dil ucumda eğreti asılı durun olaylar, dudağımda ıslıklarla şarkı söyletemedi, tüm melodiler birer birer sürgüne intihara gider…
Daha dün gezinen kara bulut, ünlü sanatçımız, Rojin Ülkerkeser’i hedef almış, Akşam Gazetesi Yazarı Serdar Turgut tarafından iğrenç, düzensiz bir yazıyla anılmasına izin verildi.
‘PKK teröristi olmadığıma pişmanım başlıkta, 24 Ekim 2009 tarihli Serdar Turgut’un köşe yazısından bir parçayı alıp sizlerle paylaşmak istiyorum ey okur. Bakın yazarın sözde mizah anlayışında, Rojin, nasıl hedef alındı?
‘’…..Sonra dağda Öcalan'ın açıklamalarıyla anladığım adarıyla arada bir toplu seks partileri de oluyor. Bunlara da mutlaka militan bir aktiflikle katılırdım. Bugüne kadar hoşlandığım bir PKK'lı bir kadın henüz görmedim ama olsun. Dağda bulamazsam da bir hücre oluşturup, şehri basıp Rojin'i dağa kaldırıverirdim olur biterdi. Hatta belki Rojin'e evlenme bile teklif edebilirdim. Rojin ile evliliğimin şu andaki evliliğimden daha tehlikeli ve dehşet verici geçmesi de mümkün değildi. Bütün bunlar son yaşanan bir olay nedeniyle aklıma geldi. Hayatımı şehirde kalarak nasıl da boşa harcamış olduğumu düşündüm. Dövündüm üzüldüm.’’
(http://www.aksam.com.tr/2009/11/01/yazar/14934/serdar_turgut/rojin_in_zeki_olduguna_inaniyorum.html)
Dövünmene, üzülmene gerek yok yaa, ne utanç verici bir yazıyı kaleme almışsın zaten, neyi amaçladın anlamadım? Şehrin stresinden kurtulma çareleri olarak, ele alacak bir konu mu bulamadın neeey! Neresinden baksam şu sözlerini, ne akıl kabul edebilir? Ne de kişilik haysiyetiyle oynayan yazarın ufkunu tutarlı kılar?
Diğer taraftan Sabah Gazetesi Yazarı Hıncal Uluç, 01 Kasım 2009, Pazar günkü köşe yazısında, Rojin’le arasında gerçekleşen telefon görüşmesini, köşe yazısında bakınız nasıl ele almış? Yasal mevzuattan dolayı bir parçayı aktarıyorum.
(http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/uluc/2009/10/30/ah_rojin_ah)
‘’Ah Rojin ah! ..
……Senin kadar şakacı, senin kadar, sahne dahil bulunduğu her yerde insanlara hatta kahkahalar attıran bir mizah ustası insanı, mizahtan anlamaz duruma düşürdün..
Çok yazık ettin..
Serdar özür diledi.. Sen de özür dile seni sevenlerden ve o davayı geri al! .. ‘’
Hıncal Uluç kendisini arayan Rojin’e ilk başlarda teselli etmiş, daha sonra bu çirkefe karşılık olarak, ünlü sanatçımız haklı olarak, mahkeme koridoruna taşımıştır. Devamında Akşam gazetesi, Serdar Turgut’uyla, Rojin’den özür dilemişler. Peki ya, bunun faturası böyle mi olmalıydı?
İnsan onuruna yakışmayacak seviyede bu yazı, çok kritik bir zamanda peydahlandı, bölge üzerinde yapılacak açılım sürecine hiçbir katkısı olamaz! İşin enteransı, anılan yazarın sözde bu açılım sürecini devam etmesinden yana olduğunu bir kez daha vurgulaması, nasıl bir denklem anlayışındandır, çıkacak sonucu tahmin edemez.
Hayatı boyunca hep kadınlara saygılı olmayı ilke edindiğini söyleyen Serdar Turgut, sana diyorum, nasıl bir mizah anlayışından hareket ettin ki, o günkü yazında az olsun güzel sözler işitmedik ve sonuçları itibariyle açılım sürecine yakıştıramadık. Ya sonra sormazlar mı sana, sen karikatürist misin? Bu yanınla hep anıldın, köşe yazıların ona göre değerlendirilsin! her birimiz yurttaş olarak, toplumsal konularda hassas olmak zorundayız, hele birde sözcülüğüne soyulmuş yazar olarak, siz olayları neden? İnce eleyip sık dokuma gereğini duymadınız.
Hıncal Uluç ağabey, buradan sana sesleniyorum, Rojin’e hitabında seni sevenlerden sende özür dile ve davayı geri al demişsin! Ne talihsiz açıklamadır ki, bu sözü usta bir köşe yazarından işitelim. Serdar Turgut’la aranızdaki samimiyeti bilemem, yalnız bu tutum ve davranışınızın sonuçlarını hiç düşünmez misiniz? İnsan onuru, böyle kolay ucuza satın alınabilir mi? Zaman zaman birçok gazete haberleri, bildiğiniz üzere kronik olarak değerlendirilmekte, o günkü Serdar Turgut’un yazısında, üstünüze vazife olduysa erdemle yapılabilecek eylem böyle mi olmalıydı? Kusura bakmayın bir taraf tutulmuştur. Onun altını çizeceğim, eminim akılcı düşünen okur kim haklı kim haksız? Kim özür dilemeli? Onun notunu verecektir…
Yazarlığın en başta özelliği, dürüstlük ilkesidir. Peki, o zaman size de sormazlar mı Hıncal Ağabey? Her eylemde bir doğru vardır, birde yanlış… Ee çıkacak sonuç, ne şiş yansın ne kebap mı? Burada birçok yanlışlar var, bir konuda sanatçımızda hırpalandı, hem şiş oldu hem de kebap…
Serdar Turgut bu konuda saçmalamıştır. Kusura bakmasınlar, ne kadar tirajı çok yüksek bir gazetenin yazarı olsa da, doğruluktan yana hiçbir zaman ne ödün vermeli, ne de içeriğinde hakarete varan esprileri yazısının üslubu olmalıdır. Saygı esastır Serdar Bey… Bunun tersini hiç düşündünüz mü? Şayet Rojin’e değil de kızkardeşinize böyle bir şey yapılsaydı, sahi hiçbir şey olmamış gibi bakıp, sağlık olsun efendim mi? diyecektiniz… Hadii canım, ulusal bir gazetenin köşe yazarına yakışmayacak bu davranış, böyle bırakılmamalı, neticede düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmeyecek yazıdır.
Diyeceğim bu özrü, kesinlikle kabahatinden büyüktür efendiler… Sevgili Rojin sana sesleniyorum, sanatla olan bağlılığın sayesinde bugünlere geldin, haksızlık karşısında aldığın tavrın emin ol yerindedir, sakın pes etmeyesin! Yoksa birileri kendini bir şey zannedip başka zaman, dil uzatacaktır…Türk milletinin duyarlı insanları, sevenlerin sonuna kadar seni bu yolda yalnız bırakmayacaktır…
Bir başka gün, aydınlıkta Mardinlife’ta buluşmak üzere :)
Sağlıcakla ey okur.
GÖKMEN YILMAZ ERDEM
www.mardinlife.com
link:
http://www.mardinlife.com/haberler/yazardetay.asp? id=825&kategori=Gökmen Y. Erdem