Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
....................................Yaşam Ölüm Arası
Yaşam la ölüm arası
Bir nefeslik adım
Bir sen at birde ben
Takılma dağa taşa
Bulanma toza toprağa
Yaşamın kilometresi biter
Ölümünki yeni başlar
Ger de kalanlar belki yeter belki yetmez
Ufku görmeden güneşi bakarsın
Yola bakmadan terlersin
İki adım atmadan son durağa gelirsin
Elinde bir şey kalmamıştır yakınırsın
Gözyaşların kurtarmaz boğulursun
Baki nefsinin ibretini alır gerisini sizlere bırakır
Kulaklara altın değerinde bir küpe bırakır
Bazen ölmek nefes almamak değildir
Bazen yaşamak nefes almak değildir
Mahmut Çiçekdağı
..................................................Kırkbeş kilometrelik yolda
Bindim bir kağnıya
Hendekten atlaya atlaya
Tekerlekler kırıla kırıla
Bazen toprağa saplana saplana
Bazen de taşa vura vura
Koyuldum uzun ince bir yola
Saplandım zifir kuytu karanlığa
Varmışım yolun yarısına
kırkbeş kilometrelik yolda
Duyuldum vuslatın ayak seslerini
Kalbimin paslanmaları silindi
Geri bakarken üzülürüm
Kısa desem kısa değil
Uzun desem uzun değil
Topu topuna kırkbeşlik kilometrelik yol
Denizle serinledim rüzgârla uçtum
Her dem zevk-i sefa ile yaşadım
Kimi zaman hayranlık duydum
Kimi zaman üzüldüm
Anlayana kadar tükendim bitti zamanım
Son noktada üzülüp yakınmam boşuna
Mahmut Çiçekdağı
.................................Çocukluğum
Oyuncaklarım vardı çocukluğumda
Uzun gecelerde sarılır büyümüşçesine
Yaşardım rüyalarımda
Güvercinlerim vardı hayallerimi
Sarardım kanatlarına
Gençliğim de kardeşlerim vardı
Her biri birbirinden farklı çiçekler gibi
Gökyüzündeki yıldızlar gibi ısıtırlardı yüreğimi
Yağmurlu havalarda sarılırdık birbirimize
Anlatırdık oradan buradan
Gelecekten umutlarımız çoktu
Evimizin önünde kediler vardı
Okşardık sevdalarımızı coşkulu coşkulu
Gecenin karanlığına gizlerdik
Namus aşk seslerini haykırırdık gün doğumuna
Söz verirdik yeminler ederdik saflığımızla
Ayrılmayacaktık yüreklerden dillerden
Sarılmaktı dayanak olmaktı
Birbirimize tek istediklerimiz
Ellerimizi sımsıkı tutmak bırakmamaktı
Korkularımızı gizlemekti gözlerde çocukluğumuzu
Mahmut Çiçekdağı
..............................Konuşmak anlamsız susmak imkânsız ama yinede susuyorum
Susuyorum konuşmak anlamsız geliyor bazen
Sözcükler canını mı yakıyor ağlayarak susuyorum
Yutkunurken dertleri yoruluyorum
Kelimelerin ağırlığıyla yinede susuyorum
Kalbim dağ gibi ağırlaşıyor sıkıyor nefes alamıyorum
Gözlerim baraj misali akmayı bekliyor kirpiklerden yaşlarım
Çaresizliğim yığılıyor dudağıma anlayan yanlış anlar diye susuyorum
Konuşmak anlamsız susmak imkânsız ama yinede susuyorum
Çektiklerim toplanıyor yanaklarımın altına çizgilerim
Yüreğimdeki kelimelerin hançer yaralarını hayallerle sarıyorum
Bir nebze zaman merhem sanırken dağlanırken yarınlara sarılıyorum
Konuşmak anlamsız susmak imkânsız ama yinede susuyorum
Duygularım hafifletirken yalnızlıklarımı içime atarak anılarla susuyorum
Yazarken çekilenleri hafiflerken yüreğimin ağırlıkları ile kelimelerle susuyorum
Konuşmak ihtiyaçsa susmak büyük sanatmış ben yinede susuyorum
Konuşmak anlamsız susmak imkânsız ama yinede susuyorum
Konuşurken dinleyen kulaklar sağır diller lal anlatılacakları atıyorum
Bir bulutun yükü gibi yüklü bedenim yinede susuyorum
İçimdekileri aynalara döküyorum anlattıklarımla yinede susuyorum
Susmak büyütüyor sözlerimi Konuşmak anlamsız susmak imkânsız ama yinede susuyorum
Mahmut Çiçekdağı