Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Bölücülük Mevsimi Açıldı
Ülkemizin içerisinde sinsice hareket eden ihanet odaklarının, meydanlara inip gururumuzu ayaklar altına almaya çalıştığı bir döneme girmiş bulunmaktayız. Her yıl olduğu gibi, bu yılda Nevruz Bayramı bölücü örgüt mensuplarının propagandasına dönüştürülmesi için çabalayanlar faaliyetlerine hız verdiler. Bu kapsamda özellikle son yıllarda üniversitelerdeki bölücü örgüt yandaşlarının yapılanmaları da göz önüne alındığında sürecin her geçen gün daha da vahimleştiğini görebilmekteyiz. Her yazımızda da belirttiğimiz gibi bölücü terör örgütü her geçen gün her yerde karşımıza siyasal bir yapı içinde çıkabiliyor. Bu gibi fiiliyat örgütün kuruluş amacına her geçen gün yaklaştığın net kanıtlarını oluşturuyor.
Yukarı da anlattıklarımızı biraz daha somutlaştıralım. Söz konusu üniversitemiz Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) , 15 Mart gecesi ODTÜ 2.yurt olarak adlandırılan binada bir etkinlik düzenleniyor. Etkinlikten yönetimin haberi var mı bilemiyoruz ama yaklaşık 80 kişinin katıldığı ve sloganlarla devam eden bir toplantıyı bir şekilde duyduklarını ümit ediyoruz.
15 Mart Gecesi ODTÜ 2.yurtta yapılan etkinliğin içeriğine değinmek gerekirse; katılımcıların hepsi ODTÜ öğrencisi ve yaklaşık 80 kişilik bir katılım var. Toplantının konusu 16 Mart ve 12 Mart olaylarını anmak. Tabi bunu yaparken de ayrılıkçı söylemler ve sloganlar havada uçuşuyor. Kısacası toplantı garip bir seyir izliyor ve etkinlik sürecinde öyle sözler sarf ediliyor ki gerçekten inanılır gibi değil. Aşağıdaki resimde bu toplantıdan bir kare…
NOT: Bu fotoğraf 15 Mart 2007 tarihinde ODTÜ’de 2.Yurt olarak tabir edilen binada, Hakan Gülseven isimli şahsın, devleti faşizanlıkla suçlayan ve tepki için kitlesel halk eylemleri yapılmasını istediği, ODTÜ’lü 80 öğrencinin katıldığı toplantıda çekilmiştir.
Toplantı da konuşmacı olarak bulunan RED dergisi yazarı Hakan Gülseven isimli kendini bilmez genç beyinleri şu sözleri enjekte ediyor:
“Zorlu geçecek Mart, Mayıs sürecinde faşist devlete karşı net ve kitlesel bir tutum takınılması gerekmektedir”
Evet yanlış okumadınız, Türkiye’nin en iyi üniversitesi olduğu söylenen ODTÜ’de birileri geleceğimizin aynası gençlerimize, geleceğimizin yöneticisi gençlere bunları anlatıyor ve bunu bir gazeteci kimliği ile yapıyor. Orada bulunan öğrenciler de bu söylemlere, şu sloganlarla destek veriyorlar:
'Devrim şehitleri ölümsüzdür', 'Katil devlet hesap verecek'.
Bu sloganları atanlar ne yazık ki ülkemizin en önemli üniversitesinde okuyan ODTÜ’lü öğrenciler. Gerçekten çok yazık…
ODTÜ’de yaşananlar sadece bununla sınırlı değil tabiî ki, bizim anlattığımız sadece 15 Mart 2007 gecesi 1-2 saatlik küçük çaplı bir etkinlik, eğer bir gecede bunlar yaşanıyorsa bir eğitim yılında neler olabileceğini varın siz hesap edin.
Şimdi bu etkinlikte konuşan ve “Zorlu geçecek Mart ve Mayıs sürecinde faşist devlete karşı net ve kitlesel bir tutum takınılması gerekmektedir” sözü ile çatışma ortamı yaratmak isteyen Hakan Gülseven’i tanıyalım.
Hakan Gülseven Kimdir?
Kendisi Radikal Gazetesi’nde Ankara muhabirliği yaptıktan sonra, bir süre sonra da yine aynı gazetede yazarlıkta yapmıştır. Yazarlık yaptığı dönemlerde Kurtlar Vadisi Dizisi ve Şu Çılgın Türkler kitabını eleştiren yazıları ile dikkat çekmiştir. Kendisini her zaman sosyalist ve emekçi olarak nitelemiş biridir. Bu niteliklerinden dolayı da Perihan Mağden isimli 301.madde karşıtı, ifade özgürlükçü ve kendisini aydın olarak niteleyen kişi ile de yakın bir bağ kurmuştur.
Hakan Gülseven zaman zaman televizyon ve haber bültenlerinde de boy göstermiş ve sürekli marjinalleşmiştir. Bunun sonucu olarak medyada kendisine yer bulamayan bu kişilik kendisini ifade edebilmek için “RED” isimli dergiyi çıkarmış ve halen sorumlu yazı işleri müdürüdür. Hakan Gülseven’in yakın arkadaşı Perihan Mağden’de RED dergisinde yazılar yazmaktadır.
ODTÜ’deki öğrencileri devlete karşı eyleme çağıran Hakan Gülseven bir röportajında, çıkarmış olduğu RED dergisini hangi ihtiyaçtan ötürü doğduğu sorusuna şu cevabı vermiştir:
“Biz solda bir söylem eksikliği olduğunu düşünüyoruz, tabii burada soldan kastım asla CHP falan gibi partiler değil. Benim sol derken kastettiğim emek hareketini temel alan, patronlara karşı daima işçilerin yanında saf tutan, kendini oradan tanımlayan soldur.Bizim net sınırlarımız var; sol devrimciliğin milliyetçilik, yurtseverlik vs barındırmayacağını düşünüyoruz.”
Sonuç
Yukarıda da anlattığımız üzere Türkiye’nin en iyi eğitim veren üniversitesi olarak bilinen ODTÜ’de inanılması güç faaliyetler yürütülüyor. Bu tür faaliyetlerin sadece ODTÜ ile sınırlı kalmaması üniversite gençliğimizin büyük bir tehditle karşı karşıya kaldığının somut göstergesi durumunda.
Son yıllarda Çukurova, Dicle, İstanbul, Ege, Ankara, Mersin ve sayamadığımız birçok üniversitemizde bu tipte yapılanmalara çok sık rastlamaktayız. Bunun için bırakın yaptırıma gitmeyi daha da çanak tutan bazıları ne yazık ki kamuoyunu oluşturan unsurların başında bulunmaktalar.
Tüm bu anlattıklarımıza istinaden buradan şunu önemle belirtelim; Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı gençliğin sorunlarını her zaman dile getirmiş ve çözüm yolları sunmuştur. Tüm bunlara rağmen, elbet çözülemeyen bir şeyler kalacaktır. Bu noktada da görev devlet kurumlarına düşmektedir. Bu gibi faaliyetlerin önüne geçebilmek için gerekli kişi, kurum ve kuruluşlar konunun üzerine eğilmeli ve yasaların gerektirdiği çerçevede yaptırıma gitmelidir. Bu kapsamda 15 Mart 2007 gecesi ODTÜ 2.yurt isimli binada bu etkinliği düzenleyenler, bu etkinliği düzenletenler ve etkinliğin baş aktörü Hakan Gülseven isimli şahıs hakkında gerekli fezleke hazırlanarak ve yasalar çerçevesinde cezalandırılması büyük önem teşkil etmektedir.