Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Akşama doğru ilerleyen saatin akrep ve yelkovanında size, sevgi ve saygılarımı gönderiyorum, esen kalın!
İki Güvercin Bir Serçe (S:2-S:33)
Ocak Ayı’nın ilk günleriydi;
Haydarpaşa vapur iskelesi yanı,
Küçük bir çay bahçesinde, tren yolcuları
Ve yolu düşmüş şehir sakinleri
Oturmuşlar, izlemekteler rıhtımda,
Gelen giden Kadıköy, Eminönü,
Beşiktaş vapur seferleri eşliğinde,
Keyif çatan karabatak ve martıların,
Sessiz, dingin hallerini mendirekte
Esinti az, ama havada hafif ayaz var,
Ahşap, küçücük büfe önünde,
Bir masaya oturdum ve daldım,
Zamanın burgacından geçen anılara keyifle…
Gözüm, aralarında bir simit kırıntısını
Paylaşamayan, beton üzerindeki iki güvercinde;
Gözleri peksimette, birbirlerine dikleşmekteler,
Ama ürkek ve çekingenler…
Bir küçük serçe yaklaşıyor yanlarına;
Bir simit parçacığı için sen
Ve ben kavgası had safhada,
Bir lokmaya muhtaç gibi…
Umurlarında değil güvercinlerin,
O küçük, çelimsiz serçecik,
Ama fırsatçı, sinsi devinimlerle
Onları izlemekte, çok yakın bir yerde…
Serçenin gözü kırıntıda,
Güvercinler hala bir hak arayışında,
Kavga kızıştıkça o yaklaşmakta
Ve sonunda bir fırsatını bulur serçe,
Akılsız başların arasından kısmetini kapar,
Kaçar, onların paylaşamadıkları nimetlerini…
Güvercinler şaşkın, umarsız bakakalırlar,
Garın çatısına konan serçenin arkasından…
Ufacık ağzında bir peksimet parçası,
Zevkle gagalar kısmetini serçe…
Nimet, güvercinlerden birinindi,
Ama kısmet, serçenin oldu.
ERGİN BİNGÖL
4 –OCAK -2010
Haydarpaşa iskelesi yanı/ İSTANBUL