Elektrik telleri harelendi
Tiril tiril bir yağmur
Voltajı düşüyor yüreğimin
Dışarıda ki bu fırtına da
Nereden çıktı şimdi
Ellerim ah ellerim
Artık deepfreeze’lerin
En eksi derecesi
Ya yar bana gelmeli
Ya da ben
Ölem babo ölem gayrı
Part two:
İşte açılıyor sahneler
Ah what a fiyasko
Tekstleri alıp kaçmış fareler
Oyuncularda tın tın
Ne yapalım
Kapansın el kapıları
Şimdi aşklar duty free
İkinci perdeyi de kapatmadan
Şöyle noktalamayalım istemezseniz
Bu oyun MÖ. Âdem’iyle
Havva’nın sinsi bakışlı bakire
Olduğu güne eşittir
Elmaysa oyunun özü gibi
Görünse de bir simgedir
Elektrikleri üfleyen kim
Neredesin ey ay ışığı
Nasıl da pis kokuyor
Şu karanlık illeti
Bir mola verelim de bari
Temizlenmiş damarlarınız
Nikotinlensin biraz
Hala damlıyor utanmadan
Ter gibi alnımdan
Uzaklara terk etmişken
Tekrar tekrar dönüp gelen
Huysuz bir çocuk gibi
Küçük burjuvalığım
Nereden geldik buraya yahu
Hah elektrikler de
Tam da zamanında
İmdadıma yetişti işte
Sanırım sayın izleyiciler
Şaşkınlıktan küçük diliniz
Ağzınıza sığmaz oldu
Afişlerde bambaşka bir ilan
1910 Bohemya’sı yani vals saati
Oysa sahnede de kıran kırana
Pıhtılaşmış kan ve keşmekeş
Ne mi oluyor
Oyunun değiştiğini söylemiştim
Yıl 1914 Birinci Dünya savaşı
Patır patır M-1 mermileri
Saplanıp kalıyor
Martıların göğsünde
Aman alaman canım alaman
Mürüvvetini görmedim daha
Kıyma Mehmet’le Hasan’ıma
Bu oyun doğaçlama
Biraz da cesaret işi yani
Beyler kravatlarınızı gevşetin
Elini tutun hanımlarınızın
Neme lazım korkmasınlar
Mademki fareler
Çalmış tekstlerimizi
Bizim oyuncular profesyonel
Oynarlar kendi öykülerini
Vee sahnede Prometheus
Ateşin hamurunu yoğuruyor
Birazdan dünyaya kan inecek
Tanrıların dağından
Gözyaşlarımız karanfil olacak
Ağlayacak inceden gülün dikenine
Ey Spartaküs kurtar bizi
Kurtar şu esmerin elinden
İzin verme bilinçaltımızın
Egomuzu dürtmesine
İşte geliyorum elimde Mayıs
Adım Rosa soyadımsa bir ülke
Hem acılı hem de güneşli
Bir devrin açılışını yaparak
Ey proleterler sizleri selamlıyorum
Sırada Aragon, Picasso ve Lorca
Sabırsızlıkla bekliyorlar
Ya Hemingway
Farewell hayatım, farewell
Gözü kör olasıca Eylül
Bir bıçak gibi kesiverdin
Daha biz ceninken
Anamızın karnında göbeğimizi
Rap rap rap geliyorlar
Postal giymiş zabitler
Bu postalları yapan Sümerbank’ı
Çooook seviyorum
Ama onlar yabancı yıldızlarıyla
Parlamış omuzlarında
Bizi hapsedecekler
Olsuun Sanki Bastille’i de
Yıkan biz değil miydik
Ey zorbalar sultanı
Muhteşem Turgut
Unutma dünya kalmayacak
Ne sana ne de cuntacılarına
Bolivya’yı anımsa Küba’yı
Kulağına küpe olsun bu söz
Sakın söylemediler deme
Bu ara taksiminden sonra
Kameralarımız nerede dersiniz
Erdal’ım kırılgan fidanım
Nasıl kıydılar sana gözüm
Hele Necdet’im
Kurumadan teri teneffüslerin
Sıralarda sıcaklığı hala saklı
Masum bakışlarının
Yaralı akşamlar da erer sabaha
Eh sonuçta ozan da insan
Onun da tıkır tıkır çalışan
Bir yüreciği var
Her gidişin bir gelişi varsa
Ve ulaşılmaz kılmamışsa
Yolları İSKİ
Bir kez daha açacağız
Kitabe-i defterimizi
Pırıl pırıl bir sayfaya
Düşeceğiz bir tarih
Ve başlayacağız
Yeni bir oyun yazmaya
02.10.1988
Kayıt Tarihi : 29.8.2013 16:35:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hakan Karadağ](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/08/29/gozyaslari-festivali.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!