gözünün yapraklarında İstanbul
eski bir kitaptan okurcasına mahzun
sokaklar karınca ocağı akşam
ılık bir öpüşte bana yakılmış
o yangın bir uşşak şarkıdan kalan
ellerin bulut kokusu
hırçın bir gün batıyor dudaklarından
gözünün yapraklarında İstanbul
kalbime kalbime göğünden deli sağnaklar
içimin bozkırları acıda uzanıyor
bakışın gül susuşu
kuytu köşelerde nafile bir düş
gümüş bir yalnızlıkta dallanıyor
gecemde mum parmakların
o eski konakların ihtişamından
kaç inilti kaldı eskil yaralı
gülüşümün ortasında ay kanıyor
beni bu kentte astılar yıllar önce
kimse bilmez
her biten sevdanın boşluğunda
hala cesedim sallanıyor
gözünün yapraklarında İstanbul
çiy tanelerine dönüşüyor-vakit bahar olmalı
günlerin yamaçları ölümsü ıssız-belki güz
sürüklüyor fırtınalar kırılmış dallarımı
ardımdan hoyrat hoyrat yalnızlık gülüşüyor
uzağım ben..ki uzaklığımdan
biliyorum yüreğin üşüyor
aslında başka bir dil var anlayamadım
belki tüm dilleri unuttuğumdan
rüzgarlar bulut diye her akşam
hep bana getirir onca kederi
yüreğim aşklara felç olmuş kusurluyum
deli bozkırlarda yittiğim günden beri
ah ben bu yaralar nasıl geçer bilseydim
huzur hangi dağın ardında bulsaydım
çatlatana kadar at sürseydim
bu sancılı gecelerden kurtulsaydım
ah sevebilseydim
01.06.2002
Adnan DurmazKayıt Tarihi : 11.3.2009 16:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!