Gözüme hasret kaçtı bu gece

İlyas Kaplan
1263

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Gözüme hasret kaçtı bu gece

gece söz anlamaz
gün burada beklemeli
zamana neler söyleyeceğim neler şimdi
bana merhaba derken
sokaktaki lambalar ardı sıra sönerken
ben tam pencereyi açarken
yıllar geçip giderken

yıllar önce
çocuklar daha küçükken
hepsi yuvasında henüz kanatlarını açmamış birer kuşken
evimiz neşenin,
cıvıl cıvıl çocuk seslerinin dolup taştığı
bir mutluluk membaıydı

üç güzel evlat nasip etmişti kadir Mevlam bize
büyük kızın hemen ardından
ilk oğlumuz hanemizi şenlendirmişti
onlar el ele büyürken
üçüncü evladımız
tekne kazıntımız
bir gün ansızın
yıllar geçse de hep küçük kalanımız gelmişti

üstelik ailemiz
bu kadarla da sınırlı değildi
eşim evin büyük kızıydı
kardeşleri köyden büyük şehre geldiklerinde
ilk bizim kapımızı çalardı
koca şehirde iş tutup ev bark sahibi oluncaya dek
onlar da misafirimizdi

kalabalıktık
insanın insana dokunduğu
bir dert varsa hemen sarıldığı bir aileydik

hele ramazan akşamları
amcalar, yengeler, kuzenler
hep birlikte kurulup kaldırılan iftar sofraları
sahur geceleri
bir masanın etrafında
kurduğumuz yuva
tez zamanda şen şakrak,
mutlu bir aileye dönüşmüştü

*
bir de bayram sabahları vardı ki
eşsiz birer hatıraydı her biri
babam rahmetli olunca
o büyük bayram sofraları hep bizde kuruldu
fakat zaman hep böyle akmadı hanemizde
amcalar yengeler kocadı
çoluk çocuk evlenip ele karıştı
torunların müjdesi ardı ardına geldi

yıllar geçtikçe
daha da kalabalıklaştık ama yalnızlaştık da
kimi kendi evladının peşinde pervane oldu
kimi maişet gailesiyle
göçünü toplayıp başka şehrin yolunu tuttu
geniş ailemiz
söküldü ilmek ilmek

*
sabah başka şehirden bir telefon
damat bayram günü çalışıyormuş
ancak ikinci güne gelebilirlermiş
utana sıkıla anlattı bizimki
oğlana izin verirler diye düşünmüştüm
o da hakkını kurban bayramı için kullanacakmış
bu bayram izin alamadım babacım
kusura bakma deyiverdi

yarın bayram
ne gelen vaaar
ne giden
bir ben
bir de bizim hanım
köroğlu ,ayvaz misali
bir başımıza

*
halbuki
arife gününden başlardı telaşımız
şimdi bayram sofrası kimin için kurulacak
ramazan sevincinin yanına
bayram coşkusu ne de yakışırdı
çocukluğumdan beri bayram sabahları
o geniş ve mutlu ailenin bir araya gelme muştusuydu

beyler ve çocuklar namaza uğurlanır
ardından börekleri ısıtıp çayı demlenir
o koca sofra kurulurdu
bilirdik
çok geçmeden kapımız çalınacak
amcalar, yengeler bir bir evimizi şenlendirecek
kuzenler birbiri ile şakalaşacak
ev ağzına kadar sesle dolacak
sonra büyükten küçüğe herkes birbiriyle bayramlaşacak

büyük amcam babamı kutlayıp hemen yanına geçecek
ardından küçük amcam
annem gelecek
herkes sıraya girecek
kocaman bir halka
yüzler mütebessim
kalpler sevgi dolu

evlendik barklandık ama bayram sabahlarımızın tadı değişmedi
şehre yerleşmemizin ardından
o muhabbetli sofralar için
her bayram yüksünmeden yollara düşmüşümdür
evlatlarım da o tadı alsın
o güzelliği yaşasın diye

*
bu bayram bir hüzün doldu içime
koca şehirde bir başına
ancak ahizelerin o mekanik sesiyle kutlayacağız
anne babamızın bayramını

kardeşimle telefonlaştık geçen gün
ona da doktor izin vermemiş
yolculuğa çıkamazsın demiş
ablama da iki seçenek sunmuşlar
iki bayramdan biri
o da ne yapsın
kurbanda bana çok daha iş düşer diye
kurban bayramını seçmiş

ne olacaktı şimdi
evimiz mahzun kalacaktı
anneciğim bu bayrama evlatlarından ayrı girecekti
arife günü gelince çocuklarda bir telaş başladı
dedeme gitmiyor muyuz, diye
sorup durdular

bayram sabahı
içimizde ki tuhaf ve hoş bir duyguyla
sofradan sonra
tek tek bayramlaştık
ufaklıklara bayram hediyelerini verdik
istedik ki bu bayramı buruk hatırlamasınlar

bir adım atıp odamın içine girip
bağdaş kurup yere oturdum
cebimden nüfus cüzdanımı çıkarıp
uzun uzun ama bomboş gözlerle baktım
sonra dudaklarıma yaklaştırdım
öptüm… öptüm… öptüm
annemin isminin olduğu satırı

aynı anda gözlerim doldu
sebebi sensin anne
sırtıma el örgüsü bir kazak iliştirilirken
üşüteceksin, bunu altına al diyen
o sesin hala kulaklarımda

*
kaf dağının ardındayım
bu gece
aldırmak yok yağan yağmura
üstelik burası,
her yönden kesişme noktası
bütün rüzgarların fısıltılarından anlıyorum
bütün esintilerin saçımı öpmesinden anlıyorum
bir de çarpıntıdan
yürek daralmasından

çay masanın üzerinde
dumanı dem rengi
fakat annem yok yanımda
bin dem rengi hasret
dumanı deli bir çentik

hani şiir yazacaktım
oysa şimdi
gözüme hasret kaçtı…

redfer

İlyas Kaplan
Kayıt Tarihi : 16.8.2022 14:31:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İlyas Kaplan