Durgun bir gece.
Yıldızların dili tutulmuş
Yanıp sönen ışıklar sönük bu gece
Sokak lamları titrek titrek tutuşurken
Adımlar sessiz, gecenin kalabalığı yalnız…
Rengini kaybetmiş mekanların canlılığı
Buruk buruk sinerken
Duygular kırgın, üşür vaziyette
Martılar derin soluklu uykuda
Ötede kırgın bir iskelenin gözleri yaşlı
Selvi boyunu aşan bastonuyla
Kambur kambur limana yanaşan ayakları yalın,
Saçları kır, pardösüsü harabe,
Elleri, mazinin birer kalıntıları..
Uçsuz bucaksız bir kör deniz.
Bakışları hiddetle dolu
Kılavuzu yok dalgaların
Kimine hırçın kimine zarif
Vuruyordu her bir gözyaşı
Bebeklerin ilk adımlarını andıran
Aheste aheste yürüyüşüyle
Heybetli duran yüreğinin serptiği nağmeler
Birer patika, çınarın bittiği görkemli sarayına çıkan
Kapıyı aralayan nefesi
Soluk soluğa çıkarken merdivenleri
Bastonun adımları inletiyordu viraneyi
Camlar hafif buğulu, dışarıda loş bir lamba
Işık huzmesi konmuştu baş yastığına
Derin derin çekti neşter gibi soluğu
Kirpikler yorgun yavaşça düşerken
Eller düğümlü çarşafsız yorgansız…
Baston yerlerde sürünürken
Irak diyarlardan geldi kadim dostlar
Kanatlarına kucaklayıp götürdüler
Gözü yaşlı bir liman…
Kayıt Tarihi : 23.7.2020 22:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!