Gecenin en kırılgan vaktinde
adını içimin sessizliğine kazıyorum,
bir yoksunluk değil bu,
bir varlık yarası —
senden önce yokmuşum sanki,
şimdi her varoluşun sende tamam.
Uyanmak...
göz kapaklarımda hâlâ rüya kırıntıları,
ama sen —
sen düşlerden sızan o nadir hakikat,
tenhalığımdan içeri çekilmiş bir sessizlik gibi
her şeyin özüsün.
Saçlarının rüzgârla çarpıştığı o anda
dünya devinmeyi unutuyor,
şehirler susuyor,
tüm gürültülerden geriye
yalnızca kalbimin sana uyak tutan atışı kalıyor.
Gözlerinin kenarında biriken hüznü
bir ömürlük sığınak sayıyorum kendime.
Seninle onardım
zamanda delinmiş yarıkları,
sesinin sedasıyla mühürledim geçmişin boşluklarını.
Artık hiçbir karanlık,
gözlerinin aydınlığına direnmiyor.
Ben senden sonra
eksik olmamayı öğrendim.
Ne korku barınıyor içimde,
ne de yalnızlık.
Her sabah —
tenine sinmiş o tarifsiz kokuyla başlıyor.
Bir tapınak gibi içime çekiyorum seni,
ve hayat,
senle birlikte yeniden yazılıyor.
Kayıt Tarihi : 5.10.2025 02:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!