Gözlerin gözlerime sarılıp öpüşünce

Ne gam vardı ne tasam, gençliğimin başında
birden karşıma çıktın, tam onsekis yaşında

Önümde uzun yıllar, koca bir ömür varda
İlk yolun kavşağında meçhule döndü ferda

En çılgın okyanuslar med'cezirden habersiz
İşte öyle bir cezir yaşandı bende bensiz

Mecmnunların yükünü bir dağ gibi yüklendim
Öylesi meşum yola çaresiz sürüklendim

Kurşuni akşamları kamçılarken hevesler
Karanlığın rahmine gömüldü bütün sesler

Kendimi bırakırken hayatın kollarına
Sıcacık bir sinenin, çarpıldım duvarına

En mahrem rüyalarda yaşıyorum o anı
Güneşimi söndürüp durdurmuştum zamanı

Her yol sana çıkıyor, hep durursun karşımda
Her hücremde sen varsın, sen varsın göz yaşımda

Ayaklarım saplandı ateş koru bu kuma
Gökte söndü ülkerim, griye döndü sema

Girdaba dönen gamzen, çekince kucağına
Bir anda yuvarlandım olmazların ağına

Ve masmavi bir hale yanıp söndü ansızın
İptidası bu hale, tutuşan sevdamızın

Şimşek hızı bir şahin saldırdı irademe
Basiretim bağlandı, kezzap döktüm erdeme

Kızıl olan şafaklar renk aldı bu haleden
Her seven tutuşacak, yaktığım meşaleden

Flamamın kalbine ismini işledim ben
Kalbimin burçlarında; kapısında yine sen

Ülküm seninle dolu ufkum seninle dolsun
Nereden bakarsan bak; seni orda bulursun

Kalbimdeki bu ateş, içimdeki devinim
Gözlerime bakarak gördüğünden eminim

Çakıldım bir noktaya, pusulam sabitlendi
Donakaldı gözlerim, nazarım kilitlendi

Gözlerin gözlerime sarılıp öpüşünce
Us'tan istifa ettim, uçup gitti düşünce

Bir türlü söylemedim, çünkü söyleyemedim
Sana bile segimi itiraf edemedim

Parmağına süs olan, ruhuma bir kelepçe
Seni alana ödül, bana ise şirpençe

Senelerdir bitmedi, kendimle savaştayım
Kırk yıldır aynı yerde, hala aynı yaştayım

Sırtmda koca kambur, bedenim çürüsede
Sen ruhumda bakisin, ruhum burdan göçsede

Öyle tatlı azapki, tıpkı doğum sancısı
Varmı sevgisiz yürek, bu halin yabancısı