Tutuş yeni gelen karların nefesiyle
tutuş ve duy
tüm devrelerinle zamanın soğuğunu
gün alabildiğince kızarsın
koş tam önüne bir sahne kur
oyna oynat, gün soğuyuncaya kadar...
Kadim günlerden gelen eski bir ründür
alnıma yazılan yazı
- hiç bir kılıç yoktur ki kırılmadan
öldüremez-
öyle kanun hükmünde bir rün taşırdı alnımı
kaşlarımı
kosmosun tüm melekleri ve sen Meryem
koşuştunuz işte onun sahnesinde.
bir ayet hükmünde yakıcıdır alnımdaki rün,
o şarap kadar avcıydı açık havada
sahne sönük yıldızlarla kaplıydı
kapalıydı başım ve ağzım
şarap kadar hünerliydi kağıdın üzerinde
kapalı ağzımın isyanı sorgulayan gözlerle arşa baktı
yakındı rünü yazan el ve yandı isyanım...
Tornavida ayarında bir kız
kaç kızım kaç elektrik, buhar ve radyodan
sıra senin değil henüz sahne dolu bak
sahnede gümüş kurdeşenler var
ve onlar bileğine takacağın kadar soğuk değiller
henüz...
sonu düşünme küstahlığında bulunanlar için
bir çelişki doğurtuldu
yerkürenin diplerinde
okudum, çözdüm şifresini
herkes gibi
ama inanmadım çelişkiye
çünkü rün var rün alnımda yanmakta
ve marş gibi ezberlenmese de bilirler
küçük canavarlar
şifreyi, kosmosu ve sahneyi
koşuştum ben de onun için onlar gibi
ama onlarsız
sahne dolu sahneyi boşaltın ve ben ortaya kusacağım.......................................
Kayıt Tarihi : 15.11.2006 20:47:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!