İnsan olmanın getirisiyle engizisyon yollarından geçtim
Nef’lerin kubbe karanlığından
Taşlardaki küfün soğuk yapışkanlığından
Ve ürperen ruhumla
Ortaçağ şatolarının
Kulelerinden, yer özlemiyle…
Kalmadı ama, izim ve gölgem,
Rönesans öncesinden.
Henüz doğmadığımdı yeniden.
Pelerinlerin sarmalamadığı…
Bilimin esirgendiği çağdan,
Ruhumun esintisi- bu yüzden,-
Dünyanın yuvarlaklığını ve döndüğünü,
Haykırmak cesaretini gösteremedim
Bu yüzden etik’ine inanmam kilisenin.
Vücuduma pencereler açtığında zaman
Bir dantel işlendi; inancın Tanrı’ya uzanan kulelerine…
Nefret karanlık, delindi
Ve tutunarak indi;
Notre Dame’in Kamburu,
Sancılı bir aşka… Çan Kulesi’nden.
İnsan olmanın erdemini
Bir yapıya kazıdı
Rönesans ışığında, Brüneleski.
Geçti belki de bu yüzden, yoksulluğumdan utanmam.
-II-
Kuşlar giyotin tutuyor gagalarında
Prangada iskelet ve asırların kanı
Ormanlarda kamufle orduların
Zırhlarında zamanın pası ve veba
Talan ediyor ortalığı…
Savaşı sevmem mümkün değilmiş, anladım
Bu yüzden belki sevdim barışı.
-III-
Tanrı’nın kulaklarını sağır, edebilir mi?
Çan kuleleri ve insan çığlıkları…
İzmir-Mart-2009
Ekrem BozkurtKayıt Tarihi : 12.3.2009 19:18:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ekrem Bozkurt](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/03/12/gotik-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!