Her an başka bir görüntü verir aynalar
Şipşak çekimleriyle
Aralarındaki farkları bulunuz der gibi
Ve bir ömür boyu süre verir
Farkında olmadan
Pozlar verilir karşısında
Sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Devamını Oku
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
SU GİBİ ŞİİR GRUBU 1.SERBEST ŞİİR DEĞERLENDİR PROJESİNE KATILDIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER.....
______ŞİİRİNİZE YORUM DESTEĞİMİZ...
Nurdan Ünsal
---
Konuya çok hakim olunamamışsa da değişik ve ilginç bir anlatım.Tekrar düşünceler ve anlamdaş sözcükler var.
Tayyibe Atay
---
Cahit Sıtkı Tarancı'nın, Otuz Beş Yaş şiirini anımsadım nedense! .
Esat Selışık
---
Aynalar yüzümüze yüzümüzü vururlar;acımasız bir şefkatle...Dost acı söyler kabilinden. Yani sözünü çekmeden
yani sözün ve doğrunun en yalın haliyle, yüz ifademizden acımasız şefkat cümleleri kurarak...
Necip Fazıl “gelemem” diyordu. “Gelemem...aynalar yolumu kesti.” Aynalar... insanın aynada ki aksi...
insanın kendisi. Gidemiyordu sevdiğine çünkü aynada gördüğü kendisi, kendisinin yolunu kesmişti. Ne harika bir ifade.
Gördüğü bir şey durdurmuştu kendini şairin. Belki zamanın geçmiş olduğunu yüzünde ki onlarca çizgiden oluşan...
onlarca akrep ve yelkovanda görmüştü. Biri vuslata beş varsa,biri vuslatı beş geçiyordu...
Belki ikileminin net olmazlara dönüştüğünü gördü şair. Belki anıların çokluğu ile yüzü yeni anıları
taşıyamayacak kadar yaşlı ve güçsüzdü. Belki de öyle genç görüyordu ki kendini “gelemem” diyordu...
yeni hatlarla olgunlaşmadan... Belkilere yeni belkiler eklemek mümkün belki...
Ama belki dedirtmeyecek bir gerçek var ki o da “aynalar yolunu kesmişti” ve “gelemem” dedi şair...
Her ne olduysa, şair ayna da kendi yüzüyle değil kendi gerçeğiyle yüzleşmişti. Gidemedi...
Aklıma “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler”de ki “kötü kraliçe” geldi şimdi. Aynadan duymak istediği cümleyi talep ediyordu.
“Söyle...benden güzel var mı dünya da?” Ayna gün geldi “fıtratına en uygun” davranışı gösterdi.
Sözü, gördüğünün ifadesi oldu. “Şey...” dedi. “Var kraliçem...” Çocukken zannederdim ki bir tek o ayna konuşuyordu
ve o da “sadece masal”dı. Yıllar geçtikçe anladım ki aynalarda konuşurlar. Bir şiirimde söylediğim gibi
“sessiz kelimelerle.” Artık çocuk değilim, yaşamım da bir masal değil ama evimde “konuşan bir aynam var.”
Bazen eski anılardan söz eder bana... bazen çocukluk resimlerimi maske yapar yüzüne ve öyle çıkar karşıma...
bazen ben gülerken o hüzünlüdür... bazen bir bilgedir,dilinde yaşamı özümsemiş nasihatlarını sunar bana...
aynam...en sahici kankam...
Tüm bunlar hepimizin başına gelir. Ancak öyle bir şey var ki o şairin işidir. Ayna da bir başkasının
gözüyle bakmak kendine ve o bir başkasının asıl sen olduğunu bilmek... Zor iş... zor iş.... ama daha da zoru var.
Hiç görmediğin bir sevgilinin gözleriyle baka bilir misin kendine ? Kaderin olduğunu bildiğin...
gün gelip karşılaşacağın bir yarin gözleriyle ? İşte bu ... işte bu şairin işidir.
Aynalar yüzümüze yüzümüzü vururlar;acımasız bir şefkatle...Dost acı söyler kabilinden.
Yani sözünü çekmeden yani sözün ve doğrunun en yalın haliyle yüz ifademizden acımasız şefkat cümleleri kurarak...
Evet şiirde İşlenen çok bildik bir konunun tekrarı. Çok da yeni bir şey yok içinde.
Ancak yine de ayna – fotoğraf makinesına göndermeler yapan ifadeler güzel.
Hoş… Finali çok fazla zorlama olsa da şiir puanı hak ediyor bence.
ŞİİR ÇALIŞMALARINIZDA BAŞARILAR DİLERİZ....
Öyle değişir ki çekimleri
Öyle değişir ki eskiler yeniler
Yenisi ile miadı dolmuş bir makinadan
Çıkmış gibidir görüntüler...
çok güzeldi....saygılar
Ayna her şeyi bir bir çekerken, Üstadımız Aynayı da arşivindekilerin tamamını da çekmeyi başarmış.
Yine Usta işi muhteşem bir Şiir.
İlk Tam puan benden. Saygılarımla
o halde gülümsemeli insan
mümkün mertebe
aynaların karşısında..
selam ve muhabbetle..
Hayat geçici, ömür sonsuz...
Kutlarım saygıyla.Nurdan Ünsal
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta