Livaneli’den bir şarkı aralıyor özlemin kapısını
yüreğimin alevlenen ormanına düşüyor yokluğun
dağların beslediği bir mahpus ayrılığı bizimkisi
sekiz yıl sonra özgürlük: günü yazılı, saati belli...
Ayrılığı taşıyan kamyonlara bırakıyorum geçmişimi
sana yaklaşan her nesne bir şeyler alıp gidiyor benden
ah, şu bozkır yeşili sararmadan tutabilsem ellerini
yaşam dirhem dirhem düşecek herk ettiğim toprağa...
Bir bahar havasıyla gelir mektupların postadan
‘görülmüştür’ damgası yakar hep ellerimi
içinde bir karikatür, duyulmamış bir bilmece
eşsiz bir oyuncaktır bizim küçük deniz'e...
Mektup on, mektup yirmi, mektup otuz, mektup kırk
özlem böyle numaralıdır hapishane günlüğünde
iç içedir hüzün mutlulukla, kaybetmek direnmeyle
yaşam anlamını bulur sıfırında bir başlangıcın...
Kayıt Tarihi : 7.3.2008 22:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!