Gördün mü 31 Aralık'ı gözlerinle

Ormandan geçiyordum (1)  (3)
sağda ve solda yeşilin iki farklı tınısının
örttüğü ama sarmaladığı bir taş köprü gördüm
- mırıltı gibi bir ses çıkarıyordu kendince …
Modern ressamlara ait bir anlayış keskisinden çıkma
gibi
sert ve şiddetli, keskin kıvrımları vardı.
Ama sonra anladım, tahtaymış...
Geçtim gittim.
Karşıdaki çimenle kuşatılmış o beyaz patika
beni bir yere götürdü (2V)
Teksas'taki Gallery'deki büyük çam ağacı önünden: (3)
Evdeki kendi küçük ağacıma, akşamleyin gene... (1V)
Sade ve duruydu
ama yine de idare ediyordu...
“Gallery” çıkışında, gördüm, (4)
büyük bir çamağacı iskeleti inşa etmişlerdi –
Chicago’daki gibi bir şeydi:
““Oh Oh Christmas Tree...Oh Christmas Tree” iki”
“Rockefeller Center Ice Skating Rink” hatırlatıldı:
Chaplin koşuşturuyor, buz pateni takmış, buz pistinde, beceriksiz ve gülünç; (5)
Barok, boyalı, küçük dudakların arasından …

Geçtim kardeşlerime, kardeşlerim: (3a) (3b)
Çok güzeldir.
Fin saunası ya da Türk Hamamı:
Noel Bab veya Santa Claus. ne fark gözetir, aslında:
Yaşamak lazım ama.
-sunulanı...
bunları;
içten pazarlıksız, karşılıksız sunulanı

Adadaki orman göründü (V)
Maldiv ve Fiji sulardan, (ve) Karay(i) p...

Karla kaplı dik ağaçların yüzeyinden! ... (3a)
Ve altın yaldızında yıldızlarla diklenmiş Texas, Interfirst Plaza ateşi, “Houston
Houston! ...” çınlayanında Mission Lunarr
Cape Caneceral de CERN, Sveridge, oh MIT em ay tii, kah Tübitak! ... (3b)
Ve/ ama evimdeki küçük ağaç, bekliyordu (çünkü) (2)
; sadecik ve apansız, şaşkın ama heyecanlı bir meraklı...

Bir “kööy evi” var; toprak ev (Vii.a)
görüntüsü bozar içi bozuk olanları, içten pazarlıklıları!
Sade,
saf,
güzel …
Kadınlar oturuyor çardak-çadır etrafı,
mutlu nineler …
Ve bir koyun, durmuş yanlarında;
Provence taşralı, hamal paltolu, ressam Cézanne’ın “Büyük Boy Yıkananlar”ındaki..
o, sadakat timsali köpek
ile masumiyetin yitirilişi olarak yorumlanmış meyve sepeti ve
içindeki meyveler gibi –yıkanan kadınları bekleyen …
Karşıda bir adam var. Cézanne kendini mi resmetmiş? =
: o, nehrin ötesindeki, yıkananlara göre…
Hiçbir zaman ulaşamayacağı bir yerden mi resmetmiş kendini: yaşlıyken uzaklaştı mı cinsiyetinden?
:Düşünceler doluşuyor. Herneyse;
o koyun, gri gibi bir yünlü koyun, toprak rengine prizmalaşıyor ama,
Dipridir, capcanlı,
sebatkar …
(Vii.b) Geldik White Pine County, Nevada’ya;
yolcuların hayalet trenini’n erişeceği bir baraka saklı burada da,
toprak! ...
:Toprak saklar karı.
Ve bir su kulesi de varmış burada! (Vii.c)
“present Cherry Creek Station's old water tank on the Nevada Northern Railway.”
“Railroad water tank.”
“Tren yolu su tankı! ”

İşte sonunda olan oldu.
Köprüden geçerek geldiğim küçük ağacım
Ve evim güzel evim, hom sweet home! !
Ve ona bağlantılanan sevgili, şu “grfk_monitor_wide1”:
Karayipler, Fiji, Maldiv Denizi ……

*

(Bir yanda toprak ev ve sıcak, ışıl ışıl yılbaşları;
bir de yüksek binalar, gökdelenler, skaiing SkyscRaperss.
Olmadı bu iş.
Ama gene de,
80’lerden gelen bir ruh;
karışık bir postmodernite-2000 ve ötelerine
ışık tutmaya çalışıyor.)

Öyle bir kar yağsın ki, bembeyaz, her er dolsun;
ne düşünsün, ne yapsın, tek kendin bilsin, yağsın:
karı kürüyerek çıkanlar evlerinden;
hep işleri güçleri olsun onların,
hiç bitiremesinler kürüme işlemini! ! ...
Kar, biraz soğuğu da hafifletir.
İnsanın içine coşku verir.

(İteleyen bir saygı yerine,
körkütük bir yoğun sevgi..)
…….