Hala geceleri ateşler yanar
Mübarek toroslarda
Tevatür eşkıya öyküleri
Biraz patlamış mısır kokar
Kimse eşkiyaları anlayamaz
Benim kadar
Ne zaman elimi uzatsam
Bir ölü nokta boşlukta
Tersine basılmış fotoğraflar gibi
Yanlışları yaşamışız bunca yıl
Neden uyarmadık birbirimizi
sevgili
zaman,birtürlü güvenemediğim
avuçlarımldan sessizce kayan sevgilim
yine de her şeyimi bilen tek tanığımsın
karun senin adına biriktirdi tüm servetini
nemrut hala tan yeri bekçiliğini yapıyor
anne bak kar yağıyor
ne zaman kar yağsa
soğuk bir hüzün umarsız bir acı
gelir çöreklenir sayrılı yüreğime
bak anne kar yağıyor gene
küçükken her çocuk gibi
Benzersiz umarsız
Bir bulut indi bahçeme
Kırkikindi yağmuruyla Ankara nın
Gece gibiydi gözleri
Ve kara bir gün gibiydi
Çaresiz
Ey yolcu ne zaman
Türkü söylesem
Allı pullu gelin ederim
Ben bu Torosları
Rüzgarına reyhan katar
Dikenini mor sümbülle bezerim.
çocukluğumun deniz yurdunda
sarışın bir balıkçı Kerim vardı
yaz akşamları balıkçıların dönüşünü beklemek
biz çocuklar için bayramdı
balıkçı Kerim nedendir bilinmez
balık dönüşü önüne gelene söver
Acıyla eski dostuz
Sevgiye adaklı
Yine de yalnız
Çıkarım yolculuklara
Kendine konuk
Bir dağlıyım
-Çiğdem’e-
Yine bir eylül bozgunu yüreğim
Yağmur saçlım gider olmuş bu ilden
Odalarda kokusu dolanır hala
Kuşların bile uğramadığı
Bir adadır yalnızlık
Bu ada benim, dört yanım deniz
Sevgi ve hüzün yosun saçlı
İki kızkardeştir burda
Ben ve adam dört yanımız deniz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!