ağlamanın sırası olmayacak ömürde
suyu paylaştığımızda avuçlarımızla...
öğlen sonu güneşinin düştüğü bir kentte
sessiz bir sokakta düşünmüştüm kavuşmamızı...
yaralı yorgunluğuma ilaç gibi geldi yokluğun
yaralıyım şimdi sadece haberdarım varlığından...
türküsü sarı sayrılıklı köy akşamıydı bende
akşamı türküsüz sayrılıklı sarı bir köy...
üstüme son yorganım olacak seni düşlemek
ölümü unutacağım son anında bile ayrılığımızın...
bütün işlerimi erteledim düşlerimi ertelemedim
birlikte öleceğimiz ilkbahardaki kelebeğe...
yüreği insandan yana büyük küçüktüm çok küçük
annemin özlemi kırmızı güllü bir kilimdi ruhumda...
kırmızı gülün içinde gözyaşlarım kana dönüşünce
sen gül sanırsın oysa şiirini arayan yüreğim kanar...
efsunlu bir çeyize benziyordu yüzün kırmızı güllü
sulu boya bir resimde birleşecek menzilsiz yalnızlıklarımız...
sana yazdığım şiirden ve her şiirden güzelsin sen
çünkü tanrının yazdığı şiirsin kimsenin yazamayacağı...
ölüm değil sen alış şımartılmaya gönül dağıtanım
sana yazdım bu şiiri sonsuz güzelliğinde dağılsın diye efkarım...
kırmızı güllü yüreğinin taç yaprağından öpünce ömrüm
gözyaşlarım yağmur oldu dudaklarımın çölüne...
öyle bir dağıttın ki buzul evrenimi öpücüğünle
birer ateş yıldızı oldu her parçam geceye...gecemize...
ve kayan her yıldızda beni anımsa bu fazla dizede...
Kayıt Tarihi : 8.4.2012 02:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!