Saniyeler ay oldu, yıl oldu saat bana.
Durdu bütün zamanım gönlüme sen düşeli.
Kâr etmiyor ne bir söz ne de bir vaat bana.
Halime yok bir tanım gönlüme sen düşeli.
Bedenden sürgün canım gönlüme sen düşeli.
Başı sensin sevdiğim sözlerimin sonu sen.
Ne zaman dile gelse gönlüm bil ki, konu sen.
Bilmem nasıl kendine ram eyledin onu sen.
Senle dolu her anım gönlüme sen düşeli.
Bedenden sürgün canım gönlüme sen düşeli.
Ne sana geçti sözüm ne de kendi kendime
Dert tasa salkım saçak umutlar lime lime
Kapıları kapadın kime gideyim kime
Katmerlendi hicranım gönlüme sen düşeli.
Bedenden sürgün canım gönlüme sen düşeli.
Sözlerim prangalı, susuşum namsız şimdi.
Tüm renkler siyah beyaz her şey anlamsız şimdi
Bir tek günüm geçmiyor kedersiz, gamsız şimdi.
Çilekeş bir ozanım gönlüme sen düşeli.
Bedenden sürgün canım gönlüme sen düşeli.
Tek onun huzurunda yere eğiliyorum.
Ben seni senden değil, Rabbimden diliyorum!
O razı olduğu gün, benimsin biliyorum!
Bambaşka bir insanım gönlüme sen düşeli.
Bedenden sürgün canım gönlüme sen düşeli
18.08.11
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Sevgili kardeşim kutlarım güzel şiirinizi ve yürek ses
inizi. selamlarımla
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta