Kapalı tut sürmeli kirpiklerini
açma çam yeşili gözlerini
hapsolayım içinde, tutuşayım
dilin aksın dilime,
dört nala rüzgarla yarış eden,
beyaz yeleli bir kırat gibi dudaklarında koşayım
eriyeyim gözlerinde, kimse söndüremeden köz, köz olup kavrulayım
yüreğime inme gibi indiğinde, tuz buz olayım
derin vadilerden çağlaya, çağlaya bir şelale olup, döküleyim,
döküleyim,
akayım,
gönlümün şahdamarının çeperinde pul, pul
dem vur,
sen vur,
bir başkası vurmasın nafile
hadi süzüle, süzüle gel seni özleyen hücrelerime,
deprem gibi,
yıldırım gibi,
düş beynime,
salla, sarsala bedenimi,
titreye, titreye param parça olup ayağa bile kalkamayayım
yüzeyim okyanuslarında
üstüne yakamoz parıltısı düşen mavi köpüklü serin dalgalarınla boğuşayım
aşk melodileri olsun kül kokan şarkılarında,
dinleye, dinleye susayayım
notalarla gezeyim sarımtrak yeşili ovalarında,
serenatlar yazayım saçlarına, gülüşüne,
soğuk sularını içeyim kestane tadındaki pınarlarından,
sulanayım
dolanayım yapraklarından polen, polen dökülen çınar ormanlarında
kök salayım tenine, damarlarımla bağlanayım
ol kırmızı kapaklı, mavi yapraklı portakal kokulu bir şiir kitabı,
gece seni, gecenin koynunda okuya, okuya uyuyayım
dol içime bir soda gibi gevşeye, gevşeye aşkınla avunayım
tutsak kalsın tenim teninde
kelepçe olsun kalbin kalbime
tutayım parmaklarını, ellerini,
bellerinde dolanayım
okşayayım tutam, tutam tel, tel saçlarını
öpeyim dikenli yollarında çıplak ayak koştuğum dudaklarını
kucaklayıp ta sarılayım hayal olmuş bedenine,
sana doğru akayım,
dalından vişne gibi sarkan gamzelerine üç bin metre den,
sekiz yüz seksen sekiz metre bölü saniye hızla gelen alçak bir kurşun gibi vurulayım,
şrakla kalbimin içinde beni dizlerime çökerten kalbime girişinle dağlanayım
kapaklanayım yüzü koyun yerlere
ah vefasızlık,
ne kadar zor sana yad etmek ya rab,
alsaydın canımı da süründürmeseydin çamurların içinde böyle ezile, ezile
sana üşürken ruhum, alkış, alkış kopsun yüreğim
göz, göz olsun
ben sana böylece tutulayım
fiziğin yok ki hiç gözümde,
benim işim senin titreten kalbinle
o tatlı gülüşüne tutunayım
ne hüzün gelsin senden,
ne ayrılık,
nede soğuk düşlerin,
ne olurdu giyinmeseydin kapalı, kapalı böyle
o ıhlamur kokusu yayılan vücudunu görebilseydim
sen gel gönlüme,
gözlerin gelsin,
kalbin,
gülüşlerin,
öpüşlerin gelsin,
döküleyim badem, badem içine gözlerinde donayım
med cezirlerim tutuştursun ikimizi
Of,
Şu yalnızlık ne kadarda vefasız,
tükürüyor senin dokunduğun her yerime
bırak tutma soluğunu içime,
nefesinin meltemiyle sarhoş olayım
tut kapalı sürmeli kirpiklerini
açma çam yeşili gözlerini,
Hapsolayım içinde,
tutuşayım
dilin aksın içime,
dört nala rüzgarla yarış eden,
beyaz yeleli bir kırat gibi dudaklarında koşayım
eriyeyim gözlerinde,
kimse söndüremeden kül, kül olup kavrulayım
göm gözlerini gözlerime bebeğim,
ölüp, ölüp de, sensizlikten kurtulayım
Kayıt Tarihi : 27.1.2004 18:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İsminden başlayarak, finale kadar giden bu şiir için yürekten kutlarım. İfade zenginliği ile dolu bir şiir. 10
dört nala rüzgarla yarış eden,
beyaz yeleli bir kırat gibi dudaklarında koşayım
eriyeyim gözlerinde,
kimse söndüremeden kül, kül olup kavrulayım
MUTLU OLUN, KALEMLE KALIN. BUGÜN, YARIN VE DAİMA.
SEVGİLER...
Âlimoğlu
açma çam yeşili gözlerini,
Hapsolayım içinde,
tutuşayım
dilin aksın içime,
dört nala rüzgarla yarış eden,
hapsolmak o gözlerde en güüzel mahkumiyet...ne güzel duygular yüreğinize sağlık
A.Z. ÇAMUR
TÜM YORUMLAR (8)