ne beklediği bir gemisi vardır bu limanın
nede kıyısında bir yolcusu
ne denizi vardır
nede sahili
ne güneşi ısıtır bedeni
ne de kokar yosunu...
iki dudağını sadece
sigara için arala yada beni sevdiğini söylemek için
öpüşler dışarıda kalsın
başka birinin dili olmasın dilinde
gölgen düşmesin ayaklar altına...
iki bacağını sadece
adım atmak için ayır yada bana doğru koşmak için
bedenler dışarda kalsın
başka birinin bedeni olmasın içinde
adın düşmesin ayaklar altına...
iki gözünü sadece
son nefesini verirken kapa yada beni gördüğünde
bakışlar dışarıda kalsın
başka birinin bakışları kalmasın gözlerinde
gözlerin düşmesin ayaklar altına...
ne beklediği bir gemisi vardır bu limanın
nede kıyısında bir yolcusu
ne denizi vardır
nede sahili
ne güneşi ısıtır bedeni
ne de kokar yosunu...
tek olan kalbin sadece
beni sevmek için atsın
kalbinde düşmesin bedenin gibi ayaklar altına...
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla