O sessiz,kaygan şeklinizle;
Doğduğum gün tanıştım gölgeler.
Anamın avuttuğu günler ve eşyayı tanımazdan evvel;
Oyuncağım,arkadaşım olmuştunuz,
Ağladığım geceler.
Çok oyunlar oynaştık,isli bir gaz lambasının
Ya da titrek bir mum ışığının,
Kör kandil aydınlığında.
Duvarda tavanda,karşımda şekil şekildiniz
Gölgeler.
Daha ne marifetleriniz vardı;
O siyah renkli,kadife karanlığınızda...
Neler neler...
Bir zamanlar :
Çocukluk çemberimin dibinden
Kaybolur , kısalır,sonra da uzardınız.
Rüzgar beni,siz de yerleri yalar yutar,
Hiç doymazdınız.
Sedirde ben,ayak ucumda kedim,
Ve siz gölgeler, altında çiçeklerin
Daha romantik yatardınız...
Bazen bir kuş kanadından,yere düşer
Kırılıp,incinmez;
Bazen karlı bir dağın yamacına geçer,
Üşümezsiniz
Oysa benim:
Zaman zaman kırılıp,incinir kalbim.
Içim kah yanar,kah üşür,
Siz bunu hiç bilemezsiniz...
Herkes gibi, ben de olurum misafiriniz.
Hele o yaz günleri,cehennem sıcakların da
Ne büyük lûtuftur, o latif serinliğiniz.
Terimi soğutup,yorgunluğumu alırsınız
Bir çardak,ya da ağaç altında.
Gözlerimi yumarak,derin bir oh çekerim
Içimden size nasıl da teşekkür ederim.
Eglenmeyi de seversiniz bilirim,
Var yosma taraflarınız da.
Siz insanı baştan çıkarırsınız,
Coşkun bir ateşin,oryantal kızıllığında.
Ve..birgün gölgeler !
Aranızda bulunmazsam şayet,
Benim çember sürdüğüm yerlerde dolanırsınız.
Kim bilir;
Belki de bir menekşe dalından
Kabrime uzanırsınız...
Arif Vefik Çınar
15.09.2021 Bünyan/KAYSERİ
Kayıt Tarihi : 18.4.2022 14:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!