Yağmurun buruk kokusu mudur burkan kalbimi
Yoksa yüreğimde zaten var mıdır sızı
Gürleyip yağmak istiyor ruhum gökyüzü gibi
Oysa bir bulut misali rüzgarın önünde
Savrulup gidiyorum meçhule..sessizce...
..
Efsane
Gökyüzü kızıllığını terk ediyor, gündüz gecesine kavuşmakta... Uzaklarda hayal meyal gördüğümüz deniz fenerleri artık içimizi aydınlatmaya başladı. Yorgun yelkenlimiz taze gelin gibi süzülerek antik limana girdi. Onu görmek, ona kavuşmak an meselesiydi. Geçmişe sessiz şahitlik eden tarihi kale,siyaha bürünürken geride kalan yüksek dağlar tek hakimiyetin kendisinde olduğunu ima eder cesine bizleri kucaklıyor... Bir başkalık var dokusunda, bir yansıma herkesin hayallerine uzanan, gizem eskilere ait hatta tılsımlı bir Akdeniz kokusu insanı büyülercesine bedenine yayılan... Yıldızlarla süslenmiş mehtabın gölgesinde yürüken daracık sokaklarda,ruhlarımızı rahatlatıyor bir bakıma kendimizi unutuyoruz Akdeniz sarhoşluğunda! Sanki zaman yolculuğuna çıkmış gibiyiz! Düşününce yaşlı yüreğine sığdırdıklarını, hükümdarlar arasında para karşılığı satılışını, Akdeniz'de fuhuşun onunla başlayıp tüm dünyaya yayılışını, Venedikliler zamanında korsanlara ait olduğunu, efsanelerle dolu hanımeli tüten bu güzelliğin askeri amaçlara da hizmet edip, ticaret yolunu kendi bünyesinde barındırdığını... Uğruna kan dökülmesi sebepsiz olmasa gerek! Söylenceye göre; herkesin sahip olmak istediği, ve çok fazla el değiştirdiği için tarihte 'Akdeniz Fahişesi' adını almıştır. Akdeniz Fahişesi, düşlerdeki unutulmaz kadın imajıyla siyasi bir düşünce olarak kalmıştır. Bu kadın, Kıbrıstır...
Kaynak: Akdeniz Fahişesi- Scala Yayıncılık- Yazar: Semra Dereli
..
Mavilere uyanamadım, buluta kesmişti gökyüzü.
Maviler giydim.
Mavilere bezenmek için.
İçim gibi aydınlansın istedim,
Kendi küçük evrenim ve kıpırtılar
..
anlamsız bakıyorsam etrafıma
ve gökyüzü hep mavi geliyorsa bana
mahsun duruşum
sana olan aşkımdandır
06.07.2006 - 14,24
..
sadece sana içiyorum bu gece
kapkara bir gökyüzü var gözlerimin içinde
elimde üşümüş bir kadeh,gözlerimde yıldızlar
neye yarar sen olmadan tüm o yitik ışıklar
neye yarar sen olmazsan can çekişen umutlar
..
deniz mi gözleri?
yoksa gökyüzümü çok mavi?
ha deniz.
ha gökyüzü.
dipsiz bir kuyudaysan.
ne farkeder ki!
..
Akan bir gökyüzüne daldım dün gece
Martılar yüzüyordu sığ yerlerinde
Elimi daldırınca dağıldı akan bulutlar
Gökyüzü kızı olmayı dilerdim belki.
Sonsuz olabilseydim düşündüğüm kadar
..
Ağaç yeşille,toprak su ile,gökyüzü yer ile,
yürek aşk ile bayram.
Bana ne oluyor bilmem;
Ağaç değilim yeşille, toprak değilim suyla,
yürek değilim aşk ile bayram edeyim.
Olur bir gün bizimde bayramımız elbet.
..
Nasıl dayanırdım ağlamana?
Gökyüzü oluverip hemen,
İndirirdim en güzel yağmurlarımı,
Görünmesin diye gözyaşların.
Sonra sen susardın,
Ben yağardım..
..
Gecelerim kar yağışlı bugün
umutlar ise sağanak
bu yüzden dolunay değil gökyüzü
kızılderili bir sözcük gibi
ta ankaralardan bir de
ve masmavi...
..
ay gülümserdi
pabuçlarının altından
koyu lacivertti
gökyüzü
öptüğümde
yanaklarından
..
Ağır gökyüzü göğsümden yağar
Yarı uykulu yüreğim
Çözülür gece yanlızlığından..
Kaf dağının ardından çizerim geceye yıldızlar
Bir ucu kıvrılmış ayın bir buluttan...
..
Kafamı kaldırıp her baktıgımda seni görürdüm
Ve ben seni hep gökyüzü bildim
Bu yüzden sen her ağladıgında
Ben de ağlardım
Ondan bu yağmurlar gözyaşım
..
zaten bulutlar bile soru isareti
o yuzden gokyuzu kapalı,
yagmur yok.
olsun
yine de sarap kokuyor bileklerim!
sarap alacak param olmasa bile...
..
Deniz ve Sen
bana özgürlüğümü anımsatır.
yaşamımın anlamı.
ikinizede vurgunum
ikinizden de vazgeçemem.
..
yokluk içinde tükettik ömrümüzü
ayrı düşmüş iki dal gibi
gökyüzü yoksundur artık yıldızlardan
çürük bir elmaydık
artık çaresiz...
..
Bazen o kadar yakınsın ki bana
Kim bilir belki bir çift gözyaşı gibi
Ama aramızdaki dağların büyüklüğü
Kelimelerle anlatamadığım o uzaklık
Kim bilir belki okyanuslar kadar derin
Gökyüzü kadar uçsuz
..
Gökyüzü yine yıldız yakmış bu gece
İçimi aydınlatmaya binlerce yıldız gerek
Buhurdanlığım acıyla yüklü
Serpiştiriyorum herbir yanıma
Ölmek de yanmak da sevmek de bir safta
Yangını söndürmeye yâr nice sözün gerek...
..
gökyüzüyle sürtüşen duvarlar
tibet kadar gizemli ve yüksek.
bilindik bir matematik sorusunda çözülmezliktir;
'gökyüzü neden şimdi dört duvarlı? '
geceyle gelen paradoks,
özlenmesi gereken 'sevgili nasıl kokardı? '
..
Nil nehri işte daha ne olsun.
Gökyüzü sonsuzluk ve bilinmezliktir
Öykülerin ise hep bir sonu var
Karanfil neden isyanı simgeler
..