Çok hata yaptım şimdiye kadar, ders aldıklarım oldu. Almaya vakit bulamadıklarım. Duyduklarım doğruysa zaferlerim de olmuş... İyi ki yapmışım dediğim şeyler var, aynı zamanda keşkelerim de! ! ! Şimdi yeni bir hayatım var, yeni insanlarla, yeni yerlerde, yeni zamanda. eskiler de var, ama çoğu eski yerlerde eski zamanlarda. Geri döndürmek istediğim zamanlar var... Engellemek istediğim başlangıçlar... Ama ne yazık ki ''ama'' yazdığım zamana bile geri dönemiyorum.. Hayatımdan aylar çalan insanlar..İyi ki çalmışlar! İyi ki olmuşlar hayatımda, büyütmüşler beni...! Hafızamdan silmek istediğim görüntüler var, silemediğim. Sözler var duymamış olmayı dilediğim ama duyduğum.. Kimilerinin gözüne sokmak istediğim gerçekler var, bende saklı hala..! Şimdiyse burdayım.. Nerde olduğumu bildiğim yerde
Ağlayabilir miyim Gönlüm Müsadenle..? Şöyle Katıla Katıla Şimşekli bir Gökyüzü gibi sagnak sagnak.... günaha batan tüm kirliligin ile aglayabilirmiyim...... Öylesine Ama.... Ölesiye...Bu Can Bedenden Çıkasıya Kadar... Nefsimin Nefesi Kesilene Kadar...Sol Yanımın Ateşi Yükselene Kadar... Kendi Omzumda Kimseciklere Yük Olmadan Ağlayabilirmiyim
..
yıkılan bir aşka
bişey yazamamak ne kötü bir şey...belli kalıplar arasında sıkıştım birde üstüne hasret eklendi dağıldım...herşey bitti birde üstüne ayrılık eklendi yıkıldım...şimdi gökyüzü eskisi kadar mavi kuşlar cıvıldıyor ayrılık her akşam biraz daha ağırlaşıyor...
çok sevdim ben sevildimde...
eski yıkıntılar arasında mutluluk aradım hırpalandım.her tarafım yara bere şimdi...havaalanındayım seni getirecek uçakların rötar saatindeyim.gelemem sana ellerimi uzatsamda tutamam artık...yıkıntılı sarhoş ve ekşi bir marmara akşamından sesleniyorum uçan bütün kuşlara...ayrılık ne zor şeymiş...biliyorsun gelemem sana ben senin ellerine uzansam tutamam çünkü gelemiyorum sana ve sevmiyorsun artık beni...bu uğraş boşu boşuna...
..
Karardı mı gökyüzü çıkıyor mu yıldızlar
kaybolacak güneş yüce dağların ardından
Birazdan ay görünür yok olsun karanliklar
İçecek yağmur kalsın yalnizlik sofrasından
..
Kar yağıyor;
Her yer bembeyaz.
Gökyüzü,
Kül rengine bürünmüş.
Ve,
Ufkunu kaybetmiş,
Bir ben dolaşıyor ortalıkta.
..
Dilek tutmak için geceyi bekleme
Gündüz de yıldız kaydırır gökyüzü
Ama bizler göremeyiz
..
Ömrümdeki en soyut varlıksın sen
Gönlümdeki en somut…
Havada kurşun kokusu mevcut…
Havada barut…
Ey karadut gözlüm, dudağı yakut…
..
Mavi gökyüzü
Ömrümüzün canlı derinliği
Bembeyaz bulutlarla kaplanan ahenkli tuali
Kuşların engincesine yol aldığı
Dağların başlarını okşayan görünmez eli
Her dem yalnızların gece dostu
..
Ben ne maviler gördüm,
çamura bulandılar.
Ben ne maviler gördüm,
baharında soldular.
Ben ne maviler gördüm,
biri gökyüzü biri deniz, ufukta kavuştular…
..
Bahar seninle güzel
Seninle güzel bahar pazarları
Çiçekler seninle canlı
Seninle can özü çiçek kokuları
Gökyüzü seninle masmavi
Seninle düş gökyüzü bulutları
Çayım seninle tavşankanı
..
Kavuşmak istiyorum
Dem vurmak sabahın ilk ışıklarına, gecenin karamsarlığından
Ağlamak istiyorum
Ağladığı için gökyüzü
Ağladığı zaman minik bir yürekcik hıçkırıklarla
Şikâyet ettiği zaman sabahı geceye, berduşun biri
..
Buz gibi gökyüzü buz
Sen yoksun ya şimdi yanımda
Yazdan gece olsada herşey buz
Demir çaydanlıktan çay içsem neye fayda
Yokluğun üşütür ağustos gecelerimi
Daha dün gece şuracıktaydın ya
..
Bir ömür boyunca düşlemişsindir
gökkuşağının altından geçmeyi
ne zaman yağmur yağsa, gözlerin
bulutsuz bir gökyüzü parçası arar
ve aklına çocuksu hayallerin dolar
etrafına çaktırmadan gökkuşağına yürürsün
sen yürürsün, gökkuşağı yürür
..
Gökyüzü bu gece daha karanlık
Denizler mehtapsız sular bulanık
Herkes uykularda ben ise uyanık
Beni uyutmadan gidiyor musun
Böyle bir acıya alışamam ki
Hasretle dost olup barışamam ki
..
Ölü evlerin değil düğün evlerin olsun
Kara kuşların değil uçan kuşların olsun
Kara kuşların değil uçan kuşların olsun
Gözüne ekecek sevgi beşikte gülecek yavru
Güneşli yağmurlu denizin açan güllerin olsun
Açan güllerin olsun
..
Bir gece bekçisinin bıyığınca burmalı,
Ayazın elinde esir, mağrur bir heykelim,
Kanunlar ayaklarımın altında çalım satıyor,
En kötü gecelerde, zamana karşı durdum,
Sıfır dörtte kaybettim bu kısır kaderimi,
Bir yıldız kopardım, gökyüzü ağlıyor.
Bu yağan kahırdır üstüme salkım saçak
..
Gökyüzü ve vakit gece
Ve birde yakamoza vuran ay var ise
Aşka alışık sözler gelir yüreklere
Sabah olmasın diyenler çoğalır içimizde
Sessiz bakışlar yada dokunuşlar ile
Gökyüzü ve vakit gece
..
Bu gece
Yuregine benziyor
Gökyuzu
Yildizlari öpuyorum
Gözlerinden
Sahiplenmisim ellerine
Guller aciyor
..
Hayatta hiç değişiklik aradınız mı? Evlisiniz ama başka birini sevmeyi düşündünüz mü veya doktorsunuz hiç hastanıza gönül vermeyi hayal ettiniz mi? Ya da bir Kürt'sünüz ve de yoksulsunuz hiç Türk'ün tükürüyle yaranızın iyileşeceğinizi umdunuz mu? Bir türküyle bir Kürt kızını sevebileceğinizi düşündünüz mü?
Her insan kendi dünyasının içine çeker bir başkasını. Bir bakarsınız ki etrafınız camdan duvarlarla çevrilmiştir. Kaçmak bir ölümdür sizin için. Özgürlük bir çırpınmadan başka ne verir size?
Bir başkasını sevmenin bedeli ne olur size? Sevdiğiniz bir dağsa ve siz de bir çobansanız koyunlarınızı kim koruyacak bu aşktan? Kim yüreğinize dur deyecek, kim seni uçuruma düşmekten esirgeyecek?
Bir fanusun içinde koç sürüsü besleyemeyeceğine göre kim seni camdan duvarların içine hapsedecek? Ah bir başkasını sevmek sana geniş bir dünyayı vermeyecek? Sana dünyanın bütün çiçekleri getiren eller, bir başkasının gönül bahçesini tarumar ederek gelecek. Geride bir çöl bir bozkır bırakarak gelecek.
Hiç cennet kapıcısıyla cehennem kapıcısının misafirlerini aynı ölçüde sevebileceğini umdun mu? Peki sevdiğin ve sen hangi kapıların insanısınız? Sana açılacak bir kapıdan bir başkasının kovulabileceğini hiç düşündün mü?
Yok mümkün değil bir Türk'ün tükürüğüyle bir Kürt'ün iyileşmesi. Yok münkün değil farklı şarkılar söylerken dudakların aynı duyguları beslemesi. Sen uzak iklimlerde açan bir gül iken, onun senin üzerine bir yağmur gibi yağması da çok uzaktır.
Çünkü aynı gökyüzü altında serçe ile şahin unutma birbiriyle hiç barışmayacaktır. Sen rüzgarla dans ederken o rüzgara uçurmasını kaptıracak. Sen edepsiz edepsiz yürürken sokaklarda o sokak başındaki camide namazını kılacak. İşte sevdiğin seni böyle unutacak.
..
Sen Marco gemisinin kaptanı karaya çıktı
Deniz sessiz, gökyüzü alabildiğine açıktı.
Güvertede tayfalar iki dirhem bir çekirdek
Aşağı yukarı sabırla dolaşıyorlardı
Kıyıdaki kadınlar umutla bakıyorlardı.
..
Varınca yurdumun il sınırına,
Bir taş gibi kucakladı toprağı.
Cennet zannettim göl kenarına,
Hasır çiçek sermiş sanki yaprağı.
Çimenle çiçeği vermiş el ele.
Kokular kaptırmış kendini yele.
..