bağrımda bir yaranın tınısı
sen mehcur, ben hicrine düşmüşüm
sen olmasan eksik kalır geçmişim
oysa senin yolunda ne kar ne rüzgarlar kalmış
uğultun azalmış, fırtınan zedelenmiş
şehidim…
unutulmayacak sancılara sabit zaman
güneş, yıldızlar, dünya bir aynada gölge
sadece görüntün gerçek
sırlanmış bir camda mesafeler
senden kalan bir sevdaya ait
şehidim…
mehmetmiş ismin …
soğuk bir kış vakti düştün toprağa
ruhun sonsuzluğa doğru yükseldi
en son kalpler sustu
güneş sustu
can damarda, ruh bedende sustu
puslu aynanın içinde bir resimsin şimdi
yeşiller içinde bir cennet çiçeği
rengini gizlesem kokunu saklayamam
avaz keser dört bir yan
kanat sesleri yanık ağıtlara karışık
yağmurun rengi ateşlere
her şey geçmişten bir hatıra
vurdular buğday başaklarını,gelincikleri
serçeleri …güvercinleri
çocukların gülüşlerini vurdular
kör ideolojiler
sapkın hayaller
vicdansız kalpler
vurdular seni
tetiğe dokunulmaya görsün
ışığın iki yakası birden açılır
koyu mavi bulutlardan hararet sızar
kalın duvarlar, çifte pencereler yetmez
dışarıdan gelir sesin
kar fırtınası başlarken
kül rengi bir sabaha uyanırım..
boğaza bakarım... boğaz sisli
sandallar denizin üstünde...
hayalet gemiler bulutların içinde
usul usul gelir
kül rengi bir ölüm
renksiz ve kokusuz
öyle sessizim ki
karanlığa karışsam kimselerin ruhu duymayacak
bütün kıbleleri şaşarak öyle döndüm sana yüzümü
pusulam yok
sağım sen, solum sen.
dört cihet senle dolu
cehennemle cennette orada
burası uhut burası çanakkale
senin yüzün de hilal
senin yüzünde yıldız
gece şehre yağan yağmur var
suyun suya karışması var
o yağmazsa acıya katlanılmaz olanı var
sese ses vermesi var
rüzgarın önünde savrula savrula
yıldırımla, şimşekle, gök gürültüsüyle
yer ile gökleri birleştireni var
göz pınarına düşeni, yanaktan süzüleni
kana tere karışanı var
cennet hatırası kılanı var
boydan boya kırılmış bir aynadır artık kalbim
yerlere düşmüş bin parçaya bölünmüş
sonbahar yaprakları gibi bir bir dökülüyorum
gökten yağan yetmiyor
yıldız ayazı bir tek gece de bitmiyor
bitmiyor harelenmiş hayaller
isyan, çığlık, cinnet, tekbir ,kurşun sesi
olduğu yere diz üstü düşmüş
sonra boylu boyunca
bakışlar kaldırılmış göklere
göçtünüz ,menzile vardı her biriniz…
Allah yolunda, vatan, millet, bayrak yolunda
kutlu bir göçtü sizin ki
can teslim ettiniz kutlu nesillere
ey üzerinden tabutlar taşınan şehir
gün gelir sokakların da terk edilir bak
bir temmuz gecesi sonsuza değin
sonra geleceğimizi düşünüyorum, düşlüyorum
zıpkın gibi gençlerimizi
aşkla bağlı olduğumuz toprağımızı...
gözümüzden yaşlar döküle döküle,
yüreğimiz kanaya kanaya,
kalbimiz kırıla kırıla...
umut her şeydir şu hayatta
umut sensin
şehidim
redfer
İlyas KaplanKayıt Tarihi : 30.7.2018 20:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!