yüzüstü bırakılmış ruhlar sokağından
devşir yarınlarını çiçeklerden zeynebim
yörüngeni bul artık
durma dön dön dön…
dön ki ezilmeyesin çiğnenmeyesin
kuşatsın seni dönenceler zeynebim
mecrasını bulmuş akarsular gibi sonsuzluğa ak
çalkantılı denizlere dalabilmen için
öyle candan, öyle bir vecd ile
zaman ve mekandan soyutla hayallerini
bütün duyularını, düşüncelerini
birleştir bir umman derinliğinde zeynebim
bir kere daha kendinde
damarlarında yanan özlemleri
göğsünü delerek geçen sancıları
ilk çocukluk yıllarını canlandır gözünde
hafiften kar yağıyordu ya zeynebim
annen küçücük mantonun düğmelerini ilikliyorken…
asla eğme başını öne zeynebim
istifle öfkeni …
peyder pey at içindeki haykırışı uzak tepelere
sen ki masum, sen ki en yalın
sen ki göz nurusun yarınların
atlas yorganlara serili masumiyetin
bir gölgeden ibaret ne ise o sakladıkların
çağırırken adını annen …zeynebim
tek başına bir çölde
kuş uçmaz kervan geçmez
ağladığında çaresiz
bir damla suyla
yedi defa..
toprağın kapısını çalmıştın ya ayaklarınla zeynebim
ab-ı hayat olmuştu susuzluktan çatlayan dudaklarına su
ruhun üfürüldüğü bir bedene bağlandığında
her gece uyurken
ruhunun girip çıktığı
zikri darp ettiklerin
acaba nasıl bir şeydi zeynebim
bunca kan kokusu arasında her gün
bir harap şehrin sokaklarında sendin onlarcası
saçlarını parlatıyordun ya güneşin altında
bir yangının ortasında bahtına bir cennet çiçeği
bir kase soğuk su düşüvermişti
ağıtını öyle söylemişti annen
erguvan renkli çiçeklere bir öpücük bırakırken
ağlarken kanı terine, teri gözyaşına karışan zeynebim
serçe kuşlarıyla selam söyle özgürlük diyarlarına
toprağın sertliğinden, dünyanın namertliğinden söz et
göklerden geliyor her şey zeynebim
bir aynaya düşmüyor aynıyla cennetin görüntüsü
redfer
İlyas KaplanKayıt Tarihi : 22.4.2018 12:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!