Haydi tut ellerimi sevgilim
Gidelim bu akşam bu şehirden
Şimdi yalnız ve güzel ülkem
En güzel elbisesiyle rakseder
Atlas örtüsüyle bir sabah
Zeynep YÜCEBAŞ' a
Sen rengarenk bir göçmen kuşu
Görmemişsin ne kışı ne ayazı
Kanatların ipek kumaştan
Değmemiş ne kire ne çamura
Benim uykum geldiği zaman
Ne yatak ararım ne yorgan
Uzanıveririm çimenlere
Demek ki ben de sen gibi
Şairim Hüseyin Avni Dede
İçtim kadınlığını yudum yudum
Sarışın gecelerin karanlık kadehlerinde
Saçlarınla ördüm bahtımı Leylim
Yatağında ıslak karanfil
Yasemin
Ve sardunyalar
Eskimiş kara postallarıyla gelir gece
Ağır ağır yürür çelik palet meydanlarımda
Gökyüzümde bir ihtilal karanlığı
Gömdüm seni yüreğimin arka bahçesine
Şehir ki düşmek üzeredir tam da şimdi
Ağzı salyalı cuntanın soluğu kan lekesi
Süngüler kırık
Kan damlıyor mızraklardan
Atlar başsız düşmüş toprağa
Gam deryasına doğan
Karanlık aydınlığımız
Utancından bugün kıpkızıl
Rüzgarlar kanatlarını kırmış
Bembeyaz papatyalarının
Ruhsuz
Renksiz
Taş duvarlar gibi yüzleri
Yitirilmiş masumluğu da
Kale dibinde
Bir gece yarısı
Adımı sordular
Yalnız adımı
Gözlerim ellerime dökülüverdi
Oracıkta unuttum adımı
Mütemâdiyen gemiler bekler
Değirmenaltı Sahilinde
Benim yüreğim karşı yakada atar
Canımın içi memleketimde
Bağırsam
Rengarenk kelebekleri ölen benim
O kıpkızıl ve karanlık
Akşamlarında ayrılıkların
Mavi ruyalarındaçocukluğunun
Kış sabahlarında kokusu acı demin
Süt beyaz kefenini giyen benim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!