Doğan son güneş asılı ufukta
Yükseklerde döner akbabaların cehennem çığlıkları
Bilinmezliğin korkusuzluğu sararken habersiz bedenleri
Titretir meydanı döven trampet sesleri
Gözlerden taş duvarlara çarpan yankı
Ürkek bakışları yaşlarla ıslatır
Başını öne eğip
giderken sen
Bir kedi yalanıyordu
farketmedin sen
Beyin kıvrımlarımda dolaşan
Tatlı bir fısıltı
Elimi verdiğim çocuklar gibi
Bırakmıyor peşimi
“ Haydi gidelim buralardan
Fıstık yeşilim, deniz gözlüm
Nargilemin dumanı bitti
Hayalin uçup gitti...
Sonun başlangıcı ümitler neredesiniz?
Birer birer tükenen gündüzlerin ardından
Akşamlar erken yağıyor gökyüzüne
Denizin sokak çocukları şımarık martılar
Bir seferini bitirmeden bir başka sefere çıkan
Duvarların arkasında durdu yine zaman
Kaldırdım başımı bir parça göğe
Ama sen yoktun
Yıktım beni sınırlayan engelleri
Uçsuz bucaksız sahillerde yürüdüm
20 ' li yaş
Aşağısı uçurum
Yukarısı sema
Kaybeden içinse
Yalnızca
Tatlı bir rüya
Beyaz kazaklı dondurmacı bir kız
Kışın ortasında erittiği kalpleri
Külahlara doldurup doldurup satıyor
Sana bir şiir yazacağım
İçinde dünyadan büyük hayalleriyle çocuklar oynayacak
Farklı değil sıradan olacak gözleri, kahve
Beyaz yakalı önlüklerle çalan zile koşuşturacaklar
Alınlarına saçlarından önce düşünceler düşecek
Sonbaharda dökülen yaprakları yaza giydirecekler, telaşlı
Sevgilim sana iki kez yalan söyledim
Birincisi;
Dudaklarımdan aşık olduğumu düşürünce,
İkincisi ise;
Kelimelere ayrılık sözcüğünü dökünceydi
Affet
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!