Hayal ettiğim yurt
Yeşil kuşların kursakları
Onlar, o bahçelerin kuşları
Önümdeki engel ise dünya yokuşları
Özlediğin gayretin bir damla tuzlu terisin
Dil en acımasız kalem, kalp ise bitmez mürekkep
En unutulmaz anılar hep pişmanlıktan mürettep
Kalem ele alınınca dökülür gönülden satırlar
Neyi unutmak istersen akıl hep onu hatırlar...
Zulüm keskin kılıç olsa da uzatacaksın başını
Kana doğrayacaksın gerekirse iki lokma aşını
Hak uğruna ölüm varsın gelsin cana minnet
Velev kimse silmese de akan gözünün yaşını
Zulüm cehenneme yol, şeytana yandır
Kızgın çöllerin kumunu tek lokmada yutacaksın
Ağzına kor alev alıp çeneni sıkı tutacaksın
Sen aşkın ne olduğunu gel dolunaya sor
Güneş çıkınca batılır mı? Seviyorsan batacaksın
Fedakarlık mı dedin, bir dişine bin can takacaksın
Mazlum bir güvercin, karşısında bin katil anka
Nasıl bir adaletli savaş, taşlar atılıyor tanka
Hüzünle ağlamakta gök, sessiz çığlıklarda zemin
Şu vuruşmuş küçük kız oyun oynamıyor muydu demin
Gurbet dediğin gülüm bir hain ağyar
Duvak yerine örtünmüş bir soğuk duvar
Ayağına takmış prangayı hadi git der serbestsin
Tutmuş her çıkışı, akıl neye hükmetsin
Gurbetmiş bir tatlı serap, bir serin buhar
Emsalsiz hediyeler dökeceğim kucağına
Hele bir döneyim inşallah sıcak ocağına
İsmini ektim yurdun dört bir bucağına
Adınla filizlenen çiçekler getirdim
Oradan buradan
Hayır ile başladı bütün sırlar
Bir lahza huzur uğruna onca savaş
Ne yaralar açıldı sineme, geçti asırlar
Hızına yetişemiyorum kalbim biraz yavaş
Renkli boyalar arkasına gizlensin ağlayan surat
Görülen midir ki bu günah çehre benimse
Bütün gemileri yak, bu güvertede gülümse
Hayat dediğin bu sahne baştan sona seçimse
Bütün şıkları eleyip işte bu şıkkı benimse
Kavuşturur beni yarime eğri büğrü raylar
O rayların üstünde seneler gibi geçer aylar
Her pazar birkaç saat, bazen onbeş gün bazen bir ayda
Bütün mutluluklar kavuşturan, bütün hüzünlerse ayıran rayda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!