Gönlünden bana bir davet var; doğru mudur?
Gönlün 'inadını kır gel' der; doğru mudur?
Bu gönül yanmış bir kere, sen ne söylesende;
Sen yine danış gönlüne; sor, doğru mudur?
Doğrudur de; bu gönül, gülüne eş olsun.
Çığlığında gizlenmiş özlemim martıların,
Güneşin doğduğu yerde kavuşma yerimiz,
Sensizlik sarılımış arasına karartıların,
Bekler ufukta güneşi seven kalbimiz...
Kök salmış aşkın, kalbimde en derine,
Rastlamadım, bu kadar aşkın enderine,
Bu hayatın, bu aşkın kederine,
Aşk bu imiş, gönül neylesin...
Seni düşünür ağlarım, kan gölü olur gözlerim,
Bir göz olsa bende gösterse dağın ardını,
Görsem gül yüzlümün o güzelim yüzünü...
Bir an gelse ki hiç beklemeden yarını,
Gömsem dünün toprağına şu özlemin hüznünü...
Ey gül bu gönlü, yakan sen misin?
Rüyalarımda gözüme, bakan sen misin?
Adın aklıma sanki mıhlanmış,
Yar bu mıhı aklıma, çakan sen misin?
Özledim dedim sana, 'nasıl' dedin 'anlat',
Önce söyleyeyim sensiz yaşayamam hayat,
Tüm şairler varıp gelse birleşse bile;
Yetmez olur sunulmuş şu koskoca lügat...
Sensizliği aklımdan sileyim ben,
Kavuşmayı Allah'dan dileyim ben,
Bir kez daha söyle de coşsun bu gönül;
Beni ne kadar sevdiğini bileyim ben...
Bir ben vardı senle öldü,
Bir ben geldi senle güldü,
Aşkı tattı, aşkı güldü;
Koydum gönlüme gülle seni...
Gönül gönüle razı oldu,
Her şey bir şeydir, her şeyin yerine kullanılan bir şey,
Her şey bir şeydir, her şey de bir şey...
Bir bakışınla, koydun gül demetini gönlüme,
Sarhoş etti kokusu, beni benden aldı.
Dönde bir bak şimdi, şu garip halime,
Bir nefeste savurdun, kokusu kalpte kaldı...
Aldın bu deli yüreğimi, koydun mezara,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!