Sev beni sevdiğim her zaman,
Aman bırakma beni. Aman!
Öyle sevki beni. Öyle sev!
İçinde olsun hep o ilk heyecan...
İncecik, parça parça kum taneleri,
Işığı vurdukça güneşin parlarlar ışıl ışıl.
Aslında yanarlar içeriden içeriden...
Bir fırtına çıktımı uçurur onları,
Hepsi bir tarafa konar isteksiz, sahipsiz...
Beklerler bir dalga gelsin diye,
Gül bülbülün aşkını yalancık sanar,
Bülbülün gönlünü yapaycık sanar,
Bilmez bülbül yaşayamaz onsuz;
Bülbülün evini mezarcık sanar.
Ne kadar varmak istesem sana;
Dağlar o kadar büyüyor neyleyim...
Ne kadar -seviyorum- ben desem sana;
İçimdeki sensizlik ölmüyor neyleyim...
Son buluşmamızda vuruldum sana,
Bulut gelip tutsa atsa seni bana,
Lugat bir yetse anlatsa seni bana,
Senin gönlüme gelip doğuşun gibi;
Bir güneş doğsa hep katsa seni bana...
Bu diyarda solan gül sensiz.
Bu diyarda susan bülbül sensiz.
Söyle bana sevdiğim bu diyarda;
Yaşayabilir mi bu gönül sensiz?
Gül yüzlü yarim, sen nerde, ben nerdeyim?
Sen şu dağların ardında; bense öbür yerdeyim...
Bir el uzansa gökten, atsa yere ağları;
Çekse koparsa yerden, şu aşılmaz dağları.
Uzatsam elimi, elini tutabilir miyim?
Şu bomboş dünyayı, bir an unutabilir miyim?
Ah! Bu aşk denen şey; ne güzel yanma imiş;
Bundan önceki hayat; yaşadığını sanma imiş...
O gönlüne can verip can almaya geldim,
Seni alıp ben sende kalmaya geldim,
O gönülden bu gönüle oluşan deryaya;
El ele verip seninle dalmaya geldim...
Bir duygudur ki bu aşk hislidir,
Aşk senli benli değil bizlidir,
Sırrımız var nerde gizli söyleyim;
Sır birbiri gönlümüzde gizlidir...




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!